AKİT MENÜ

Gündem

“Kes Ulan” Türkiye’de vaziyet değişti

Gazetemiz yazarlarından İdris Günaydın, Erdoğan’ın “Kes lan” sözünden sonra Türkiye’de vaziyetin değiştiğini yazdığı yazısında yanlış bilinen bazı gerçekleri de gözler önüne serdi. İşte Günaydın’ın ilgiyle okuyacağınız o yazısı…

2024-09-18 12:10:13
1

Gazetemiz yazarlarından İdris Günaydın, Erdoğan’ın “Kes lan” sözünden sonra Türkiye’de vaziyetin değiştiğini yazdığı yazısında yanlış bilinen bazı gerçekleri de gözler önüne serdi. İşte Günaydın’ın ilgiyle okuyacağınız o yazısı…

3

Recep Tayyip Erdoğan, yani Cumhurbaşkanımız, bir Milli Güvenlik toplantısında o zamanki Milli Güvenlik Sekreteri paşaya “Kes lan!” dedikten sonra Türkiye’de vaziyet değişti. Ondan sonra yapılmayanlar yapıldı. Söylenmeyenler söylendi.

4

15 Temmuz’da millet ilk kez askeri darbeye de bu cesaretle direndi. Tayyip Beyin milleti sokağa çağırması işin tuzu biberi oldu.

5

Yani, henüz kimlerin ne maksatla darbe yaptığı bilinmezken Tayyip Bey: “Biz o efelenmeyi laf olsun diye yapmadık. Millet aleyhine her icraatınızın karşısındayız” demek istercesine milleti sokağa davet etti. Etti de kim sokağa çıktı? CHP’liler var mıydı? Onlar hanımlarıyla uyuyorlardı. Uyumayanlar da ya ATM kuyruğunda, ya da restoranlarda idiler.

6

Bu iş cesaret işidir. Biriken öfkenin patlamasıdır. Başlangıcından beri her ihtilalden sonra masumlardan intikam alan darbecilere isyandır.

7

Hulusi Akar’ın Genel Kurmay Başkanı olması bir dönüm noktasıdır. Milli Savunma Bakanı olması da öyle.

8

Sayın eski bakan Akar’ın bir konuşması Çamur Gazetesini çok rahatsız etmiş. Ben de dinledim o konuşmayı. O konuşma “Kes ulan!”ın tefsiri mahiyetindeydi. Elbette yeni neslimizin imanla bürünmesini, dini ve ahlaki meziyetlerle bezenmesini; böylece anne baba sevgisini, vatan millet sevgisini baş tacı edeceklerini anlatıyor. Ama kuruluşu bir Yahudi’ye ait olan gazete bidayetinden beri İslam’a düşman, Osmanlıya düşman, Türkiye’de yapılan her hayırlı işe düşmandır.

9

Elbette Hulusi Akar’ın konuşmalarından rahatsızdır. Tefsirinden rahatsızdır. İster ki bu hükumet ve bundan önceki icrai hükumetler yatırım yapmasınlar, IMF’den borç alsınlar. Sürekli heykel diksinler. İhtiyaç olan ne varsa ithal edilsin. Millet çalışsın IMF’ye ödesin. Tüm resmi dairelere bir kişinin adı verilsin. Her öğrenciye yılbaşında hediye olarak birer büst verilsin. Ama kendileri ha bire bu durumu gazetelerinde istismar edip yazsınlar.

10

Bu bir hastalık değildir. Bir inançtır. Şeytan nasıl insanların ayağını kaydırmaktan pişman olmuyorsa, bu kesimin de hiçbir şeyden memnun olmaları mümkün değildir. Asla razı olmazlar. Kekemelikleri bundandır. Dilleri bir kere yanlışa yapışmıştır. Asla doğruyu söyleyemezler. Bir zamanlar Bab-ı Âli bunlarla doluydu. Şimdi sürülerine kıran girdi. Sayıları her geçen gün azalmakta. Bu da gidişatın hayra doğru olduğunu gösteriyor. Bu ülkede görülmemiş hesaplar var. Bir taraf yıkılan Osmanlının, rahmetli Menderes’in, Batıcılık adına yapılan zulümlerin hesabıyla yanarken diğer kesim ise Müslüman Türk Milletinin yeniden aslına dönmeye başlamasının hesabıyla tutuşmaktalar.

11

Kendi düşüncelerinden bir kertenkele ölse onun hesabını yapıyorlar. Onun intikamıyla yaşıyorlar. Deniz Gezmiş’i kendileri öldürdüğü halde onun hesabını ülkemizin kendileri gibi düşünmeyenlerine çıkarırlar

13

Nazım Hikmet Ran’ı kendileri sürgüne gönderdikleri halde “Niçin Nazım Hikmet’i sürgün ettiniz?” diye bizi suçlarlar.

14

Lise birdeyim.. Giresun’da, Depboy mevkiinde Güreller Kırtasiyenin önünde bir tatil akşamı vitrine bakıyoruz. Vitrin, Nazım Hikmet’in ve sol görüşlü yazarların kitaplarıyla dolu. Yanımıza bir adam yaklaştı. Şimdi vefat etmiş olan o adama saygımdan ismini vermiyorum. “Siz niçin Nazım Hikmet’i sürgüne gönderdiniz?” dedi. Sanıyorum sarhoştu. Biz de gereken cevabı verdik. Biz kaç yaşındayız da onu sürgüne göndereceğiz?

15

Ama işin hakikati böyle. Karşı cephede isen mutlaka Yılmaz Güney’i biz sürgüne göndermişizdir.

16

Nazım Hikmet’i biz sürgüne göndermişizdir. Sabahattin Ali’yi biz idam etmişizdir. Kemal Tahir’i hapse biz attırmışızdır. Ahmet Kaya’yı biz ülkeden gitmek zorunda bırakmışızdır.

17

Pisleyen adam heykelini onlar yapar ama imamlar suçludur. Eşek heykelini onlar yapar ama İmam Hatipler suçludur. Halk onlara oy vermez ama göbeğini kaşıyan adam seçimi kazandırmıştır. Zekâtı, fitreyi, infakı bizim gibi inananlar verir ama onlara şarap parası olmadığı için adı bile edilmez. İtler çocuğu öldürse, değil mi ki onların çocuğu değildir; itlere özgürlük naraları atarlar.

18

Diyarbakır’da Narin Güran adlı bir günahsız çocuk öldürüldü. Kur’an Kursuna gittiği için cinayetin sadece haber değeri vardır.

19

Ne diyelim? Deneceği Allah demiş: “Leküm dinüküm veli yediin: Sizin dininiz size benim dinim bana.” Âdem Peygamberden beri kıyamete kadar devam edecek olan hak batıl mücadelesinin bu çağdaki versiyonusunuz. Ama, gölünüz ha bire kuruyor. Vesselam.