AKİT MENÜ

Siyaset

Özgür Özel’e bile isyan ettirdiler! O sözü duyunca sosyalistlerin toplantısını terk etti

Güncelleme Tarihi:

YENİAKİT HABER MERKEZİ Türk düşmanlarıyla iş kotarmaya alışan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ABD'de katıldığı Sosyalist Enternasyonal Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda duyduğu sözlere dayanamadı, salonu terk etti.

2

YENİAKİT HABER MERKEZİ Türk düşmanlarıyla iş kotarmaya alışan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ABD'de katıldığı Sosyalist Enternasyonal Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda duyduğu sözlere dayanamadı, salonu terk etti.

3

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partinin başına geçtikten sonra New York’ta yapılan Sosyalist Enternasyonal Başkanlar Kurulu toplantısına ilk defa katıldı.

4

Özel’e, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Gençlik Kolları Genel Başkanı Gençosman Killik, Dışişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, İstanbul Milletvekili Namık Tan ve Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli'den oluşan heyet eşlik etti.

5

Birinci oturumda konuşan Özgür Özel, İsrail’in Filistin’e ve Filistin halkına yönelik saldırılarını gündeme getirerek, Sosyalist Enternasyonal’in bir sonraki toplantısının Filistin’in Ramallah kentinde yapılmasını teklif etti.

6

Ardından toplantıda provokasyon kokan skandal bir konuşma yapıldı. Kıbrıs Rum Kesimi AKEL Partisi Genel Sekreteri Stefanos Stefanou, toplantıda yaptığı konuşmasında Kıbrıs Barış Harekatı'nı "işgal” olarak nitelendirdi.

7

Sosyalist Enternasyonal'e büyük ümitlerle katılan Özgür Özel bile, Rum Stefanou’nun sözlerine tepki gösterdi.

8

Özel “Partim açısından önemli kısım şudur ki, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı, CHP iktidarında ve partimizin 3’üncü Genel Başkanı Bülent Ecevit’in başbakanlığında yapıldı. O yüzden burada bu notu düşmezsem ülkemde benim için de partim için de izah edilemez bir duruma dönüşür. Anlayışınız için teşekkür ediyorum” dedi.

9

Özel, şu açıklamalarda bulundu: “Bülent Ecevit, bütün dünyaya Barış Harekatı’nı duyururken bunun hem Türklere hem Rumlara barış götürmek için yapıldığını söylemişti. Ve harekat, siyasi hedefleri olan askeri bir harekattı. Sadece ve sadece adanın 3’te 1’ine kadar ilerleyip durdular. Hiçbir direnç yoktu. Adanın tamamını alabilirlerdi. O zaman adı işgal olurdu. O günden sonra yapılan tüm barış görüşmelerine katıldığımız gibi yine o günden sonra Türkiye, Birleşmiş Milletler’in ya da diğer uluslararası örgütlerin dediği, talep ettiği her şeyi yerine getiren ve asla ve asla bir işgalci gibi davranmayan bir ülke oldu. O yüzden terminolojik bir hatayı gidermek istedim. Bundan sonra da adaya barış gelmesini ümit ediyorum. 1980’de Türkiye’de darbe yaptılar. Kenan Evren benim sağ kulağıma Yunanlıları ve Rumları düşman olarak üfledi. Ama Dikili Barış Festivali’nde Papandreo ve İsmail Cem birlikte zeytin ağacı diktiler. O günden beri benim sol kulağım barışı duydu, öğrendi onlardan. O yüzden savaşı değil barışı konuşmamız lazım.”

10

Özel tepki göstermiş olsa da, yaptığı açıklamayla halen bir kompleks taşıdığını da ortaya koydu. Zira Türklerin işgalci olmadığını savunurken, "Partim için açıklanamaz bir durum olur" demesi, Rumların yaptığı zulme değinmemesi, Türklerin küvetlerde katledildiğini hatırlatmaması, Stefanou'ya adeta, "Biz işgalci değiliz" diye kendini masum göstertmeye çalışması... gibi birçok sebeple, tepkisinin milli bir tepki değil, partisel olduğunu gözler önüne serdi.