Kültür Sanat
5 bin 200 yıl önceye ait! İşte dünya tarihinin en eski ağrı kesicisi
Eskişehir Küllüoba'da 35 kişilin ekibin yürüttüğü çalışmada dünyanın bilinen en eski ağrı kesicisine ulaşıldı.
Kültür Sanat
Eskişehir Küllüoba'da 35 kişilin ekibin yürüttüğü çalışmada dünyanın bilinen en eski ağrı kesicisine ulaşıldı.
Eskişehir Küllüoba'da 35 kişilin ekibin yürüttüğü çalışmada dünyanın bilinen en eski ağrı kesicisine ulaşıldı.
Eskişehir'in Seyitgazi ilçesinde M.Ö. 3500 ile 1900 yılları arasında 1600 yıl kesintisiz yerleşik hayat sürülmüş olan Küllüoba'daki kalıntılar, Kazı Başkanı Prof. Dr. Turan Efe ile Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) Arkeoloji Bölümü Başkanı ve Kazı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Murat Türkteki'nin öncülüğündeki 35 kişilik ekibin kazı çalışmalarıyla ortaya çıkarılıyor.
Günümüzden 5 bin 200 yıl öncesi yaşama dair çok önemli buluntulara ulaşılan Küllüoba'da gerçekleştirilen çalışmaları yerinde inceleyen BŞEÜ Rektörü Prof. Dr. Kaplancıklı, Kazı Başkanı Prof. Dr. Murat Türkteki'den çalışmalar hakkında bilgi aldı. Küllüoba'da BŞEÜ'nün kazı ekibi tarafından yapılan çalışmalar, bu alanın günümüzden 4 bin 500 yıl öncesinde şehir olarak nitelendirilebilecek bir yerleşim yeri olduğunu ortaya koymaktadır.
Özellikle kamusal yapıların varlığı bu konudaki önemli bir kanıt olarak değerlendirilmektedir.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Türkteki'nin verdiği bilgilere göre; MÖ 2500'lerden itibaren Eskişehir bölgesi üzerinden Suriye-Kilikya ve Mezopotamya ile Kuzeybatı Anadolu arasında gerçekleşen ticari ilişkileri gösteren çeşitli yağ, ilaç şişeleri ve metal eşyalar Küllüoba'da bulunmuştur. Küllüoba'da Erken Tunç Çağı'nın başlangıcına tarihlenen mezarlık alanın Batı Anadolu'da bilinen en erken yerleşim dışı mezarlık alanı olup burada farklı ölü gömme geleneklerinin diğer bir değişle farklı kültürlerin bir arada yaşadığı anlaşılmaktadır. Kazı çalışmalarında bulunan bazı özel kaplar üzerinde gerçekleştirilen analizler neticesinde dünyada bilinen en eski ağrı kesici kalıntıları (söğüt ağacı kabuğundan elde edilen salisilik asit vb.) ve bitkisel ilaç kullanımına dair diğer kanıtlar Küllüoba'daki varlığını göstermiştir. Son yıllardaki çalışmalar ise Küllüoba'da sıra dışı bir durum olarak höyüğün batı kesimindeki tüm yapıların özellikle steril bir toprakla gömülmüş olduğunu göstermiştir.