Fransız basını, Türkiye'nin Ramstein Flag 24 Tatbikatı'ndan çekildiğini duyurarak kararın bundan sonraki sürece nasıl yansıyacağını analiz etti.

Fransız basını, Türkiye'nin Ramstein Flag 24 Tatbikatı'ndan çekildiğini duyurarak kararın bundan sonraki sürece nasıl yansıyacağını analiz etti.

X'ten Tarih Politika'nın Air & Cosmos'tan aktardığı haberde, "Ankara'nın Ramstein Flag 24 Tatbikatından Çekilmesi Ne Anlama Geliyor?"sorusuna yanıt verildi.

Türkiye, NATO'nun Yunanistan’da düzenlediği Ramstein Flag 24 hava tatbikatına katılmayı reddederek, Batı ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açtı. Bu karar, Türkiye'nin Yunanistan ile Ege Denizi üzerindeki hava sahası anlaşmazlıklarını gerekçe göstererek alınsa da, Ankara'nın NATO ile ilişkilerindeki gerilimi derinleştirdiği yorumlarına neden oldu. Türkiye, Yunanistan’ın Atina Uçuş Bilgi Bölgesi (FIR) üzerinde uyguladığı kuralları adil bulmadığı için tatbikata katılmaktan kaçındı.

Bu adım, Türkiye'nin NATO’dan kademeli olarak uzaklaşabileceği sinyallerini verirken, Batılı müttefikleriyle ilişkilerde daha bağımsız bir duruş sergileme niyetinin bir göstergesi olarak görülüyor.

Türkiye’nin uluslararası platformlardaki rolü yalnızca NATO çerçevesinde değil, bölgesel ittifaklarda da sorgulanıyor. Ankara, Doğu Akdeniz’de zengin doğalgaz kaynaklarının keşfedilmesi amacıyla kurulan Doğu Akdeniz Gaz Forumu'ndan (EMGF) dışlanmış durumda. İsrail, Yunanistan ve Mısır gibi ülkelerin yer aldığı bu forumda Türkiye’nin olmaması, Ankara'nın bölgesel izolasyonunun artmasına yol açtı.

Bu dışlanma, Türkiye’nin Akdeniz’deki nüfuzunu yeniden kazanmaya yönelik adımlarını hızlandırırken, aynı zamanda Batı ile yaşadığı diplomatik gerilimlerin derinleşmesine de katkı sağladı.

Bölgesel ve uluslararası platformlardaki dışlanmalara karşı Türkiye, savunma sanayisinde büyük bir atılım gerçekleştirdi. Bayraktar TB2 gibi insansız hava araçlarının geliştirilmesi, Türkiye’nin askeri gücünü artırma çabalarının en somut örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Ankara, savunma sanayisini hızla modernize ederek, dışa bağımlılığını azaltma yolunda önemli adımlar attı. Bu, Türkiye’nin NATO içindeki rollerini sorgulamasına ve alternatif askeri ortaklıklara yönelmesine olanak sağlıyor.

Türkiye’nin son dönemde dikkat çeken bir diğer stratejik hamlesi ise BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ile olası işbirliği sinyalleri oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BRICS ülkeleriyle daha yakın ilişkiler kurma isteğini defalarca dile getirdi. Bu hamle, Türkiye’nin Batı’dan tamamen kopmadan alternatif bir eksen oluşturma çabası olarak değerlendiriliyor. Ancak bu yönelim, Ankara’nın ABD ve Avrupa ile ilişkilerinde yeni gerilimler yaratma potansiyeli taşıyor.

Türkiye’nin NATO tatbikatından çekilmesi ve BRICS ile yakınlaşma arayışları, Ankara’nın Batı ile ilişkilerinde bir kırılma mı yoksa stratejik bir yeniden tanımlama mı yaşadığı sorusunu gündeme getiriyor. Türkiye, Batı ile köprüleri tamamen atmadan, çok kutuplu bir dünya düzeninde özerk bir aktör olma hedefi güdüyor gibi görünüyor.

Bu süreçte Türkiye, NATO ve Batılı müttefikleriyle olan bağlarını zayıflatmadan, kendi jeopolitik çıkarlarını güçlendirmeyi hedefliyor. Ancak bu dengeyi kurmanın zorlukları da göz ardı edilemez. Türkiye'nin bu yeni stratejik hamleleri, uluslararası arenada önemli sonuçlar doğurabilir.