İsrail'in Ortadoğu'yu kana bulama girişimleri hız kesmeden devam ederken Uluslararası İlişkiler Uzmanı Mısırlı akademisyen Prof. Dr. Halid Fahmi, Tel-Aviv'in kıyamet planını açıkladı.

İsrail'in Ortadoğu'yu kana bulama girişimleri hız kesmeden devam ederken Uluslararası İlişkiler Uzmanı Mısırlı akademisyen Prof. Dr. Halid Fahmi, Tel-Aviv'in kıyamet planını açıkladı.

Haber Global'de yer alan habere göre, İsrail, Lübnan, İran üçgeninde artan gerilim, bölgesel savaşa kapı aralamış durumda. İsrail Lübnan'ın güneyinde Hizbullah hedeflerine yönelik kara işgal operasyonu başlatırken, İran'ın son füze saldırısı ise "ateş çemberinden önceki son adım olarak" yorumlanıyor. Öte yandan İsrail Ordusu tarafından, Lübnan harekatının “kısıtlı ve lokal” olacağı yönünde bir açıklama yapılsa da; uzmanlar işgalin tüm ülkeye yayılabileceğini ifade ediyorlar.

Daha önce Lübnan'ın işgal edileceğini açıklayan Mısırlı ünlü akademisyen Prof. Dr. Halid Fahmi, Haberglobal'e yaptığı açıklamada, Lübnan'a yönelik askeri harekatın aylarca süreceğini söyledi. İsrail'in sıradaki hedeflerinin Yemen ve Irak olacağını da iddia eden Prof. Dr. Fahmi, çarpıcı açıklamalarda bulundu...

“İsrail bir savunma konsepti olarak 7 Ekim saldırılarını kendi '11 Eylül'ü olarak değerlendiriyor. Açıkça ifade edilmese de süreç bunu ortaya koyuyor. İsrail Hükümeti daha önce de Orta Doğu'da büyük bir savaş çıkarma niyetinde olmadığını söylese de; Mısır'dan Yemen'e, Suriye'den İran'a kadar saldırılar düzenleyen bir ülkenin nerede duracağını anlamak için savunma konseptine bakmak gerekir.

Bu konsept içinde daha önce sıradaki ülkenin Lübnan olduğunu söylemiştim. İsrail, ABD'nin 11 Eylül saldırılarından sonraki tutumuna benzer eylemleri hayata geçiriyor. Dolaysıyla Lübnan'da en az 2 ay sürecek Hizbullah operasyonları ve ülkenin güneyinin işgalinin ardından Yemen'de stratejik askeri operasyonlar gerçekleştirecektir."

"İsrail bununla da kalmayacak ve Irak'taki İran destekli hedefleri de havadan hedef alacaktır. Yaklaşık 8 aylık sürece yayılacak bu süre içerisinde İran'daki istihbarat eylemlerine de devam edileceği açık. Ancak İsrail uluslararası siyaset alanında içinden çıkamayacağı bir açmaz ve sert yaptırımlar noktasına doğru gidiyor.

ABD bile; 11 Eylül sonrası, Afganistan ve Irak işgalleri öncesinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde küresel kamuoyunu ikna çabalarına girişmiş ve uluslararası bir koalisyon kurmuştu. Ancak İsrail böylesine bir meşru alanda var olma ihtiyacına bile gereksinim duymadı."

"Zaman içinde Avrupalı ülkeler de dahil olmak üzere çok sayıda ülkenin İsrail'e yaptırımlara varan kararlar alacağını düşünüyorum. AB'de çatlak sesler duyabiliriz. Bunda bir başka etmen de İsrail hükümetinin dile getirdiği 'kısıtlı müdahale' kavramının çoktan kontrol dışına çıkmış olması.

Hamas ile kıyaslandığında çok daha güçlü konumda bulunan Hizbullah ile mücadele kısıtlı bir alan ve zamanda yapılamaz. İsrail, bu durumun farkında ve bu nedenle güneyinden kara ordusu ilerlerken, kuzeydeki kentler bombalanıyor.”

“İsrail hava kuvvetleri ve özel askeri birliklerinin Yemen'deki Husi hedefleriyle çatışacaklarını ve aynı strateji ile Irak'taki, İran destekli gruplarla mücadele edeceklerini de önümüzdeki süreçte göreceğiz. Burada en kritik bölge Irak olacak. Irak'a müdahale çatışmanın İran'ın sınırlarına dayanması anlamına gelir. Kaldı ki İran son füze saldırısı ile İsrail'e bir anlamda savaş ilan etmiş oldu. Bölgedeki en gergin süreç bundan sonra başlayabilir çünkü İran, kendisine yönelecek her saldırıya mecburen sert tepki vermek zorunda kalacak.”