AKİT MENÜ

Gündem

Sabatayizm’den Masonluğa, Sümer Tanrılarından! Anunnaki’lere… İşte İblis İmparatorluğu

Yücel Kaya, Sabatayizm ve Masonluğun asıl gayesinin yeryüzünde ‘Şeytanın İmparatorluğu’nu kurmak olduğunu iddia ederek, bugüne kadar pek konuşulmamış bir konuyu gündeme getirdi. “Sabatayizm’den Masonluğa, Sümer Tanrılarından! Anunnaki’lere… İblis İmparatorluğu” başlıklı yazısında bu karanlık yapının Sümer Mitolojilerinde adı geçen Anunnakiler ile bir bağlarının olduğunu ve bunu Türkiye’ye açıklayacağını yazdı. İşte Kaya’nın ilgiyle okuyacağınızı umduğumuz o yazısı…

1

Yücel Kaya, Sabatayizm ve Masonluğun asıl gayesinin yeryüzünde ‘Şeytanın İmparatorluğu’nu kurmak olduğunu iddia ederek, bugüne kadar pek konuşulmamış bir konuyu gündeme getirdi. “Sabatayizm’den Masonluğa, Sümer Tanrılarından! Anunnaki’lere… İblis İmparatorluğu” başlıklı yazısında bu karanlık yapının Sümer Mitolojilerinde adı geçen Anunnakiler ile bir bağlarının olduğunu ve bunu Türkiye’ye açıklayacağını yazdı. İşte Kaya’nın ilgiyle okuyacağınızı umduğumuz o yazısı…

2

Önceki yazımızda, Türkiye’nin en kritik noktalarında faaliyet gösteren gizli Yahudilerden ve Sabatayizm üzerine düşüncelerimizden bahsetmiştik. Kendilerini Müslüman gibi gösteren bu topluluğun mason localarıyla olan bağlantılarını incelemeye geçmeden önce, konumuzun asıl merkezini oluşturan Sümer Tanrıları! ve Anunnaki’lere kısaca değinmek istiyorum.

3

AHTAPOTUN KOLLARI Sabatayistleri ve Masonları konuştuğumuz gibi, çok yakında Sümer tanrılarını ve Anunnakileri de tartışacağımıza inanıyorum. Bu yüzden, şimdi paylaştığım bu isimleri bir köşede aklınızda tutun. Çünkü Türkiye’deki Sabatayist topluluğun, mason localarıyla; mason localarının ise İtalyan kökenli OPUS DEI ve P-2 gibi localarla bağlantı içinde olduğunu fark edeceğiz. Bu bağların, İlluminati ve Tapınak Şövalyeleri'ne kadar uzandığını, hatta dünyamızın ötesine geçerek Sirius (Şira) yıldızına kadar dayandığını göreceğiz. İşte o zaman, bu Sabatayistlerin ve Masonların gerçekte neyin mücadelesini verdiklerine tanıklık etmiş olacağız.

4

TANRI VE ALLAH KAVRAMLARI ARASINDAKİ FARK Kitabın tam ortasından konuşmak gerekirse, bu karanlık yapı, “Işığı Getiren” anlamına gelen Lucifer adıyla andıkları Sümer tanrısı Enki’ye tapmakta ve onun imparatorluğunu yeryüzünde hâkim kılmak için uğraş vermektedir.

5

Ancak burada “Tanrı” ifadesiyle kastettikleri varlığın, bizim inandığımız kadiri mutlak olan Allah ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını vurgulamak gerekir. Onlara göre “Rab” ya da “Tanrı” olarak gördükleri bu varlık, aslında İblis’in ta kendisidir. Yazı boyunca geçen “Sümer Tanrıları” ifadesini okurken bu gerçeği hatırlamakta fayda var.

6

İBLİS’İN İMPARATORLUĞU İblis İmparatorluğu kurmak isteyen bu yapının amacının sadece bizim topraklarımızı da içine alan Arz-ı Mevud ile sınırlı olduğunu düşünmek büyük bir yanılgıdır. Bu yapının nihai amacının Kehf Suresinde 83-96 arası ayetlerde anlatıldığı gibi Zülkarneyn’in kapattığı setin C.E.R.N. de “Tanrı parçacığını aramak” adı altında açılması ve yeryüzünde İblis’in imparatorluğunun kurulması yönünde çabaları olduğunu yazan araştırmacılar bulunuyor.

7

Onlar Kuran’ı Kerim’de Enbiya 96-97 Kehf 94 ve daha pek çok ayette geçen Yecüc ile Mecüc’ün Şira’dan gelen Anunnakiler olduğunu ileri sürerler. Sümer mitolojisi, Anunnakilerin Sirius yıldız sistemindeki Nibiru adlı bir gezegenden geldiğini varsayar ve Enki’yi de tanrı ve Rab olarak kabul eder. Yukarıda bahsettiğimiz karanlık yapı; Sirius’un (Bu kelime Arapça’da Şira olarak geçer) Şira’nın Rabbinin Enki olduğunu varsayar. Ona Lucifer adını koyarak tapınır.

8

ŞİRA’NIN RABBİ DE O’DUR İşte Kuranı Kerim’deki Necm suresinin 49. Ayeti de bu konuyu açıklar. Kur’an bizi “Muhakkak ki Şira’nın rabbi de odur” diye uyarır. “Sizin ‘Rab’ diye bildiklerinizin de Rabbi O’dur” diyerek Kadiri Mutlak olan Allah’ı işaret eder. Bu konuyu bir sonraki yazımızda detaylı bir biçimde anlatmaya çalışacağız inşallah!

9

Yani mesele; bir Yahudi’nin bu topraklarda rahat yaşaması için kendini Müslüman göstermesi kadar masum bir mesele değildir. Asıl konumuza geçmeden önce, Sümer Mitleri ve Anunnakilerden o nedenle bahsettim. İleriki yazılarımızın konusu olacak Sümer Tanrıları! ve Anunnakileri burada bırakarak Sabatayizm ve Masonluğa geri dönelim.

10

SABATAYİZM VE MASONLUK Dünyanın hemen her yerinde Siyonist, Sabatayist ve masonlarla ilgili yazılıp çizilmeyen kalmadığı ve bu yapıların amacının yeryüzünde şeytanın imparatorluğunu kurmak olduğu bilindiği halde yine de tuzaklarına düşülüyor. Yahudilerin, Sabatayist ve Masonların dünyayı tamamen kontrol ettiği ya da hiçbir etkilerinin olmadığı düşüncesi, her iki uç noktada da gerçeklikten uzak bir yaklaşımdır. Aşırı abartma veya küçümseme, doğru bir analiz yapmaya katkı sağlamaz.

11

Yahudiler her yerdeler; Siyasette, ticarette, sanatta hep karşımıza çıkıyorlar. Günümüzde onlar ne kadar üstün görünse de, kurmak istedikleri şeytanın imparatorluğuna ne kadar yakınlaştığını bilsek te bu yeryüzünün mutlak bir sahibi olduğunu da unutmamak gerekir. Çünkü yeryüzü mülkünün asıl sahibi Kadiri mutlak olan yüce Allah’tır. Bununla birlikte, Kur’an-ı Kerim’in Yahudilerle ilgili olarak dikkat çektiği hususlar vardır ve bu mesele derin bir şekilde ele alınmalıdır. Biz de onu yapmaya çalışıyoruz inşallah. Bu yaklaşım asla bir ırk karşıtlığı anlamına gelmez. Aksine, tarih boyunca sergiledikleri stratejilere, mazlum ve mağdur görünümüyle çeşitli milletlerin ve devletlerin yapısına sızma çabalarına karşı dikkatli olmamız gerektiğini ifade ediyoruz.

12

Sefarat Yahudisi, Türkiye ve İsrail pasaportu taşıyan, yazar Rafael Sadi, 3 yıl önce yazdığı bir yazıda “İkinci Dünya Savaşı boyunca, Türkiye'nin siyasal, diplomatik, askerî, kültürel, akademik, ticarî, meslekî elitinin büyük çoğunluğunu, bakanlar kurulunun hemen hemen tamamı dâhil olmak üzere Sabetay-kökenliler oluşturuyordu. Bugün Auschwitz'te gördüğümüz kurbanlar listesi arasında, Batı tarihçilerinin hâlâ çözemediği Ahmet, Mehmet gibi Müslüman isimlerinin bulunmasının sırrı işte budur” diye dikkat çekmişti. İçimize sızmış olan bu yapının ne kadar sızdığına delil olsun diye bu örneği paylaştım. Bu yazı Sabatayist ve Masonların nerelere kadar sızdığının çok açık bir izahıdır.

13

TÜRKİYE CUMHURİYETİNDEKİ HAHAM DİPLOMATLAR 1908’de Sultan 2. Abdülhamid Han Hazretlerine yapılan Mason-Yahudi darbesinden 15 Temmuz’a uzanan süreçte bu topraklarda oynanan oyunların tamamının altında bu karanlık yapı bulunmaktadır. Lozan’da Türk heyetinin danışmanının da “diplomatların en hahamı ve hahamların en diplomatı” olarak şöhret bulan Hayim Nahum olduğu gerçeğini asla akıldan çıkartmamak gerek.

14

Mesela ‘Şeriat kahrolsun, Halifelik kaldırılmalı sloganı atan, Kemalizm’e fikir babalığı yapan, Türkçülüğün kitabını yazan ve Kürt Ziya Gökalp’i Türkçü olarak yetiştirip piyasaya süren Munis Tekinalp takma adıyla tanınan Moiz Kohen bir Yahudi ve masondur. (Alıntı: Gerçek Hayat Dergisi)

15

Bu yazıda Masonluk nedir? Sabatayizm nedir? Konularını açmayı gereksiz görüyorum çünkü bunları zaten biliyorsunuz. Bilmeyenler de Google’a yazıp öğrenebilirler. Burada anlatmak istediğim ucu Şira (Sirius) yıldızına kadar uzanan yapının ülkemiz için son derece tehlikeli olduğudur. Düşmanı tanımak adına bu tehlikeyi de anlamamız gerekiyor.

16

MASON TEHLİKESİ 1492 yılından bu yana Sabatayistler, Masonlar, Bilderbergciler, İllimünaticiler, velhasıl Siyonistler Osmanlı’nın sonra da Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği için hep bir tehdit oluşturmuştur.

17

MAH/MİT tarafından ‘MASON TEHLİKESİ’ başlığıyla 14 Temmuz 1960 tarihinde hazırlanan ve iç yüzlerini ifşa eden bir raporda, İsmet İnönü’nün masonları koruduğu yazılmıştı. Rapor, Masonluk adlı resmi görünümlü yeraltı örgütlenmesi hakkında şunları yazıyordu.

18

‘Kökleri Dışarıda, Zehirli Teşekkül’ “Hayali Masonluk, Hazreti Musa'ya ve Tevrat'a kadar götürülmektedir. Masonlar, tarihlerini Hz Süleyman (Salamon) mâbedinin inşasına isnat etmektedirler.

19

Sabatayistliğin ve Masonluğun Türkiye’deki tarihçesinde ibretle görüyoruz ki; asırların, türlü entrikaların ve harplerin yıkamadığı muhteşem Osmanlı İmparatorluğu’nun ulu gövdesine yabancı uyruklu muhtelif mason hücre ve Sabatayist elemanlarınca veba mikrobu gibi saldırıyor hala da saldırmaya devam ediyorlar.

24

Koskoca Osmanlı İmparatorluğunu yıktılar. Şimdi de Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalara ayırmak istiyorlar. Tel Aviv’den Sirius’a kadar onları takip ederek Sabatayistlerin ve Masonların gerçekte neyin mücadelesini verdiklerine tanıklık edersek elbette ki bunu başaramayacaklar. Yakından tanımaya devam edeceğiz inşallah.