Lübnan, anlaşma ile kendi sonunu hazırladı Lübnan ile İsrail arasında imzalanan 13 maddelik ateşkes anlaşması yürürlüğe girmişti. Bu anlaşma kapsamında Lübnan'daki silahlı grupların İsrail'e karşı herhangi bir saldırı gerçekleştirmemesi, İsrail'in ise Lübnan'a askeri operasyon düzenlememesi taahhüt edilmişti. Taraflar, Birleşmiş Milletler’in 1701 sayılı kararı çerçevesinde barışın sağlanması ve silahsızlanma yönünde adımlar atmayı kabul etmişti.

İsrail'in ABD ve Fransa aracılığıyla Lübnan ile yaptığı ateşkes planı tıkır tıkır işliyor. Lübnan'ın elini ve kolunu bağlayan anlaşma sonrası İsrail, Lübnan'a dilediği şekilde saldırmaya devam ediyor. İsrail, Lübnan'ın güneyindeki Vata el-Hıyam bölgesine bir silahlı insansız hava aracıyla iki füze fırlattı. Aynı günlerde İsrail ordusu, Hizbullah'a ait bir füze rampasını vurduğunu açıkladı. İsrail'e ait bir silahlı insansız hava aracı (SİHA) Lübnan'ın güneyindeki Vata el-Hıyam bölgesine iki füze attı. Şarku’l Avsat’ın el-Cedid TV kanalından aktardığı haberde bombardımanla ilgili daha fazla ayrıntı verilmedi. Günün erken saatlerinde İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'a ait bir füze rampasını vurduğunu duyurdu.

Ateşkes bazı ihlallere sahne oluyor; Güneyde konuşlanmaya başladığını duyuran Lübnan ordusu, perşembe günü İsrail'i iki gün boyunca ateşkes anlaşmasını ‘birkaç kez’ ihlal etmekle suçladı. Lübnan ordusundan yapılan açıklamada, “27 ve 28 Kasım 2024 tarihlerinde, ateşkes anlaşmasının ilanından sonra, İsrail düşmanı hava ihlalleri ve çeşitli silahlarla Lübnan topraklarını hedef alarak anlaşmayı birkaç kez ihlal etti” denildi. Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert dün (Cuma) yaptığı açıklamada, ateşkes anlaşmasının uygulanmasının, İsrail ordusunun Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği topraklardan çekilmesinin ve Lübnan ordusunun bu bölgelerdeki konuşlanmasının takviye edilmesinin ‘bir gecede’ yapılamayacağını söyledi.

Lübnan, anlaşma ile kendi sonunu hazırladı Lübnan ile İsrail arasında imzalanan 13 maddelik ateşkes anlaşması yürürlüğe girmişti. Bu anlaşma kapsamında Lübnan'daki silahlı grupların İsrail'e karşı herhangi bir saldırı gerçekleştirmemesi, İsrail'in ise Lübnan'a askeri operasyon düzenlememesi taahhüt edilmişti. Taraflar, Birleşmiş Milletler’in 1701 sayılı kararı çerçevesinde barışın sağlanması ve silahsızlanma yönünde adımlar atmayı kabul etmişti.

ABD ve Fransa ise bu süreçte bölgedeki "barışı" desteklemek amacıyla güya Lübnan'a askeri ve ekonomik yardım sağlamayı hedeflediğini söylemişti. Anlaşmaya bakıldığında İsrail, yine ABD eliyle rahat bir nefes alırken, teçhizat ve askeri ayarlamaları yapabilecek imkanı bulacak. Lübnan ile yapılan anlaşma kapsamında Lübnan'ın anlaşmayı bozması halinde Lübnan'a saldırı hakkını bizzat BM eliyle kazanılmış oldu. Bununla birlikte İran tarafından desteklenen Hizbullah, Lübnan eliyle pasifize edilmiş oldu. Silahsızlandırılacak. Hizbullah kadar da gücü olmayan Lübnan ordusu adeta ABD'nin güdümünde kendi sonunu hazırladı. Böylece İsrail için İran ve Suriye daha yakın bir konumda olurken oralardaki hakimiyeti genişletme planı da devreye giriyor.