AKİT MENÜ

Gündem

Yine ölçüyü kaçırdı

Daha önce yaptığı açıklamalarda Başbakan için, “Firavun”, “Karun” gibi benzetmeler yapan Fethullah Gülen, 16 yıl aradan sonra BBC’ye verdiği röportajda da ölçüyü kaçırıp, Başbakan için “zalim, dengesiz, paranoya” gibi ifadeler kullandı ama cümlenin devamında, “Ben böyle demek istemiyorum” dedi.

2014-01-28 12:53:14

This browser does not support the video element.

İSKENDER ÖZEL/İSTANBUL - 15 yıldır Amerika’da yaşayan Fethullah Gülen Türkçe konuşulan ülkelere yayın yapan BBC Türk’e röportaj verdi. Darbe davasında ceza alan paşalarla ilgili “Elimde bir imkan olsa ben onların hepsine serbestsiniz derdim” diyen Gülen, BBC’ye verdiği röportajında, 17 Aralık komplosu kurbanlarını peşinen suçlu ilan etti. Daha iddianamesi dahi hazırlanmamış bir soruşturma ile ilgili “yolsuzluk olduğu muhakkak” ifadelerini kullandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ‘zalim’likle niteleyen Gülen, paralel örgüt operasyonları karşısında dik duran medyayı da hedef tahtasına koydu. Müritlerini cübbe, takke ve ev terliği ile karşılayan Gülen’in BBC televizyonuna verdiği röportajda takım elbise ve ayakkabı giymesi dikkat çekici bulundu.

SORUŞTURMAYA YORUMU: YOLSUZLUK OLDUĞU MUHAKKAK!


Fetullah Gülen, 30 dakikalık röportajının tamamında hükümete yüklenerek, Başbakan Erdoğan’ın yakın çevresindekileri de İrancılıkla suçladı. Paralel devlet yapılanmasını inkâr eden Gülen, anlattığı fıkra yoluyla hükümet ile alay etti. Yolsuzluk ile alakalı sorulan soruda devam eden bir soruşturma hakkında ‘yolsuzluğun varlığının muhakkak’ olduğunu söyleyen Gülen, “Neresinden başlayayım bilemiyorum da… Bir yolsuzluk olduğu muhakkak. Bunu herkes kabul ediyor. Eskiden avam-havas derlerdi. Halktan, okumuş insanlara, elite kadar herkes hemen meselenin mahiyetini görüyor, biliyor. Değiştirmeye de kimsenin gücü yetmez” dedi. Gülen, cevabın devamında “Bir arkadaşımız geçen gün bir şey anlattı: “Ben bir caddede gidiyordum arabayla, kırmızı ışıkta durdum sonra arkadan gelen, hızlı gelen bir polis arabası benim arabama çarptı, arkadan. Sonra geldi üzerime yürüdü benim. Ne diye durdun ben de geldim çarptım. Ben de ona dedim ki, kırmızı ışıkta durmanın kaldırıldığına dair bir kanun bilmiyordum, ben onun için durdum. Kusura bakmayın yanlış yaptık” şeklindeki fıkra ile hükümet ile adeta alay etti.

GÜLEN’DEN MEDYAYA AYAR

Gülen ayrıca hükümetin ileride bugün yaptıklarından ‘nâdim’(pişman) olacağını belirterek, “Bir de medyada yandaş olanlar var, taraftar olanlar var, onlar da bazı meseleleri çarpıtıyorlar” diye konuştu.

ZALİM YAKIŞTIRMASI

BBC’ye verdiği röportajda, hükümetin demokrasi yolundan çıktığını iddia eden eden Gülen, “Bundan sonra da yine olacağa benzer. Ama bu olan şeyler bir yönüyle Türkiye’ye de kaybettiriyor zannediyorum. Amerika Birleşik Devletleri’nin bakışına, Avrupa Parlamentosu’nun bakışına olumsuz şekilde aksedecektir bunlar. Çünkü anti-demokratik şeyler yapılıyor. Hukuka aykırı şeyler yapılıyor. Bunu hemen herkes söylüyor şimdilerde” ifadelerini kullandı.

Operasyonları yapan polis ve savcıları tanımadığını iddia eden Gülen, “Benimle alakası yok bu meselenin. Başka vesilelerle de arz ettiğim gibi, ben o işi yapan insanların, operasyonlara giren insanların binde birini bile tanımıyorum” şeklinde konuştu. Gülen, pişmanlık duyup duymadığı şeklindeki soruya ise şu cevabı verdi: “Pişmanlık duymam. Kaderi de tenkit etmem. Onu tenkit sayılacak şeyler aklıma geldiğinde istiğfar ederim. Biraz önce söylediğim mülahazalara bağlayarak Rabbimizle münasebetimizi tam tutamadığımızdan dolayı, Allah başkalarının eliyle cezalandırıyor bizi. Hadis diye rivayet edilen bir söz var; ‘Zalim Allah’ın kılıcıdır. Allah, onunla intikam alır sonra döner ondan da intikam alır.”

 “OYUNUZU ONA VERİN DİYEBİLİRİM”

12 Eylül 2010 referandumunda yaptığı gibi çağrıda bulunmayı düşünmediğini söyleyen Gülen, “O farklı bir şeydi. Belki bir şey desem şöyle derim, ‘Kim hak hukuk karşısında dik duruyorsa, sağlam ise, sağlam duruyor ise, kim demokrasiye saygılı ise, çevresi ile iyi geçiniyor ise’- eğer bir şey diyeceksem böyle derim. Hani onu da diyeyim mi, demeyeyim mi düşüneceğim. Efendim ona oyunuzu verin diyebilirim yani” ifadelerini kullandı

ERDOĞAN İYİ DE ÇEVRESİ KÖTÜ DEMEYE GETİRDİ

Başbakan Erdoğan’ın çevresi tarafından yanıltıldığını öne süren Gülen, “Sayın Başbakanı rahatsız etti bu. Bunu açıktan açığa konuştu, toplantıda konuştu. Bir mabeyni hümayun var herhalde zannediyorum çevresinde. Mabeyn, padişahların etrafındaki insanlara deniyordu. Çevresinde zannediyorum meseleleri farklı intikal ettiriyorlar. Ben hâşâ bir insanda öyle bir dengesizlik, hele paranoya falan var, buna ne kalbim ne de vicdanım, ne de dilim varmaz böyle bir şey söylemeye. Ama bir yönüyle, böyle rahatsız edici şeylere sevk ediyorlar sanıyorum arkadaşı” dedi.

DİYANET DEDELERİ MAAŞA BAĞLASIN

Cami-cemevi projesinin desteklenmesi gerektiğini söyleyen Gülen, Alevi dedelerine Diyanet’in maaş bağlaması gerektiğini ifade etti. Gülen: Bunlara Diyanet camiasına tanınan imkânlar da tanınacaktır, yani o mülahazalarla oldu. Dedeler gelsin o işin başına onlara maaş bağlansın. Onlar kendi değerlerini, orada yaşasın ve temsil etsinler. Sünniler de kendi değerlerini temsil etsinler. O kardeşliği böyle fiilen tesis etmeye matuf bir hamleydi. Kimsenin asimilasyon diye bir düşüncesi yok” şeklinde konuştu.

ÇEVİK BİR’E DE SÖYLEDİM BUNLARA DA (BUNLAR: ERDOĞAN)

Gülen, “Yani arzu ederlerse o okulları bile kapatabilirler, devlet kapatabilir, kapatsınlar, ben sadece kapatmayın, sahip çıkın yani, bu öğretmenleri çekin dedim” diyen Gülen, okulların ve dershanelerin kapatılması meselesi ile alakalı “Çevik Bir’e de demiştim bunu, bunlara da haber gönderdim defaatle. Siz müdürünü, öğretmenini tayin edin. Bu Türkiye’nin açılımıdır, yani milletimizin değişik dönemlerde, insani değerler adına, böyle açılımları olmuştur. Bu da onlardan bir tanesidir, hatta devlet-i aliye, belki 200 milyon insan vesayetinde bulunduğu dönemde böyle bir şey yapmaya muvaffak olamamış, bu yapılamamıştır. Sizin olsun yani, o öğretmeni siz tayin edin. Müdürü siz tayin edin. Devam edegelsin. Askerler, Çevik Bir, buna cevab-ı sevap vermediği gibi. 16-17 sene evvel. Bunlar da cevab-ı sevap vermediler. Yani açığız” diye konuştu.

Yorumlara Git

D. Türkistan davasına sahip çıkalım

Üç günlüğüne iç siyaseti terketsek, tek yürek olsak!

CHP’den yanardöner siyaseti

Anca İstanbul olur: Kaçak kat üstüne kaçak kat çıktılar!

29 harften 24 harfe Türk Alfabesi! Bu harflere alışacağız