Necmettin Erbakan İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi Prof.Dr. Orhan Çeker, Türkiye’de yaşanan gelişmelere dair AKİT’e önemli açıklamalarda bulundu. Ankara katliamından, ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan derin devlet yapılanmasından Alevilik tartışmalarına kadar pek çok konuya açıklık getirdi. 

l Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Alevilerin bu çatı altında bir kurum oluşturma istekleri gerçekleştirilebilir mi?

Öncelikle Aleviler kendilerini bir tanımlasınlar. Yıllardır soruyoruz cevaplayamadılar. Siz ayrı bir din mensubu musunuz, yoksa İslam’ın bir mezhebi misiniz? İslam’ın bir mezhebi iseler Diyanet’in mezheple uğraşan bir kurum olmadığını bilmeleri gerekiyor. Ayrı bir din olduklarını söylüyorlarsa bu takdirde oturup konuşulması gerekiyor. Kendilerini tanımlamadan önce bizim herhangi bir şey yapmamız mümkün değildir. Biz, hiçbir insanın Müslüman olma mecburiyetinde olduğunu söylemiyoruz. Fakat kimin ne olduğunu açıkça söylemesi gerekir. Hıristiyan, Hıristiyan olduğunu söyler. Yahudi, Yahudi olduğunu söyler bir şey diyemeyiz, hakları ne ise onları uygularız. Gönlümüzden Müslüman olmaları geçer ama bir şey diyemeyiz. Alevi kesimin de ne olduklarını tanımlamaları gerekiyor ki, biz de hakları nedir, söyleyelim.

l Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapatılması ülkenin geleceği açısından nasıl bir sonuç doğurur?

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi bir kurum olmaktan çıkarılıp, sivil bir kurum olması Türkiye açısından iyi olmayacaktır. Diyanet’in çalışmalarından memnunuz. İslam’ı öğretme ve eğitme noktasında elinden geleni yapıyor. Devlete bağlı olması bizi rahatsız etmiyor. Sivillere bırakılması çekişmelere ve farklılaşmaya sebebiyet verebilir. Ben mevcut şeklin korunması taraftarıyım.

l Ankara’daki terör olaylarının arkasında kimin olduğunu düşünüyorsunuz?

Ben, Ankara saldırısının arkasında dünya derin devletini görüyorum. Dünya derin devleti Türkiye’nin ayağa kalkmasını istemiyor. Türkiye’nin ayağa kalktığını bildiği için bunu kendisi için bir tehdit olarak gördü. Ayağa kalkmaya niyet eden, biraz da ayağa kalkmış olan Türkiye’yi tekrar çökertmek maksatlı bir görüşüm olduğunu düşünüyorum. Daha özelde de niyetin, seçimleri gerçekleştirmeme olarak görüyorum. Çünkü seçimleri yaptırdıkları takdirde hoşlarına gitmeyecek bir netice çıkacağını tahmin ediyorlar. Kısa vadede seçimleri yaptırmamak ve sonrasında da ülkenin gelişmesini engelleme projesi vardır.

l Sizce derin yapılar, Erdoğan’ın hangi tavır ve tutumlarından rahatsızlar?

Bunu aslında “One minute ” ifadesine kadar götürebiliriz. Aslında ilk olarak bu derin yapılar, Tayyip Erdoğan’ı kendi menfaatlerine yüzde yüz kullanabileceklerini zannettiler. Tayyip Bey onlara ‘Siz de kazanın, biz de kazanalım’ dedi. Fakat onlar, biz de kazanalım ifadesine tahammül edemediler. Biz diyoruz ki; bu dünya hepimizin, hep birlikte bu dünya gemisinde birlikte yaşayalım.