Ekonomi
1300 TL’ye evet
TİSK asgari ücretin 1300 liraya çıkarılmasının rekabet, istihdam, enflasyon ve ihracata zarar vereceğini ve kayıt dışılığı artıracağına dair çekincelerini iletirken, hükümet oluşacak maliyetin karşılanacağını açıkladı. İşçi kesimi ise yeni asgari ücrete “evet” dediklerini, ancak iş güçlüğüne göre ücretin kademelendirilmesi gerektiğini belirttiler
EKONOMİ SERVİSİ - AK Parti’nin 1 Kasım seçimlerine yönelik vaatlerinden olan asgari ücretin 1300 liraya yükseltilmesi iş dünyasının yanısıra tüm Türkiye’de bayram sevinci oluşturdu.
İşveren tarafının yeni asgari ücretin 1300 liraya çıkarılmasının rekabet, istihdam, enflasyon ve ihracata zarar vereceğini ve kayıt dışılığı artıracağına yönelik çekincelerine karşılık hükümetin oluşacak maliyetin ve işveren yükünün karşılanacağını açıklaması iş dünyasını rahatlatırken işçi kesimi ise yeni asgari ücrete “evet” dediklerini bildirdi. İşçi kesimi, yeni asgari ücretin iş güçlüğüne göre kademelendirilmesi gerektiğini hatırlattılar.
ZATEN 1100 TL’NİN ÜZERİNDE OLACAKTI
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, asgari ücrete yapılacak zamma ilişkin, “Tamamen özel sektörü ilgilendiren bir hususta işveren örgütleri, aylar süren tartışmalarda niçin somut olarak bu konuyla ilgili bir görüş açıklamadılar? Bu sorunun cevabını biz hâlâ alabilmiş değiliz” dedi.
Arslan, G20 Liderler Zirvesi öncesinde, Limak Atlantis Otel’de düzenlenen L20 toplantısında yaptığı açıklamada asgari ücretin son siyasi tartışmaların dışında, her yıl gündeme geldiğini belirten Arslan, bu yılki öngörülerde ocak ayındaki asgari ücretin 1120 lira civarında hedeflendiğini söyledi.
ÖZEL SEKTÖR RAHAT KARŞILAR
AK Parti’nin seçim beyannamesinde 1300 lira rakamının gündeme gelmesiyle tartışmanın yaşandığını ifade eden Arslan, “Bu tartışmaların bizim açımızdan düşündürücü bir tarafı var. Hem 7 Haziran hem 1 Kasım seçimleri öncesi siyasi partilerin asgari ücretle ilgili hedeflerini, beyannamedeki rakamlarını bütün kamuoyuyla paylaşmalarına rağmen, maalesef işveren örgütlerinden bu konuyla ilgili hiçbir değerlendirme yapılmadı” diye konuştu. Arslan, asgari ücretin ilgilendirdiği alanın tamamen özel sektör olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’nin sanayicisi, müteşebbisi hem özel sektörü, genel olarak baktığımızda asgari ücretteki gelebilecek artışların, bu makul artışlar düzeyinde bir artışı göğüsleyebilecek bir durumda” ifadesini kullandı.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay da konuyla ilgili, asgari ücrete yapılacak zamma ilişkin, “Biz ‘evet’ diyoruz, hükümet ‘evet’ diyor, işverenlerin de ‘evet’ diyeceğini umut ediyorum. Asgari ücretle çalışan işçiler ocak ayının başından itibaren 1300 lira almaya başlayacak” dedi. Asgari ücretle çalışan işçiler ocak ayının başından itibaren 1300 lira almaya başlayacağını belirten Türk-İş Başkanı Atalay, asgari ücrette bir problem görmediklerini ve bir an evvel insanlara ocak ayının başından itibaren bu paraların verilmesini istediklerini söyledi.
ASGARİ ÜCRETTE KADEMELENDİRME ŞART
Asgari ücret olayında iki hususun önemine dikkat çeken Atalay, “On yıldır iş yerlerinde çalışanlar var, bin 300 lira para alıyor. Yeni işe giren de bin 300 lira alacak, bunların durumu ne olacak? Bunların kademesinin artırılması gerekiyor. Problemin biri bu. Diğeri ise çok tehlikeli ve az tehlikeli işler var. Bunların ücretinin bin 300 liranın üzerinde olması gerekiyor. Bir tekstil ya da gıda sektöründe çalışanla, madende çalışanın durumu bir olmamalı, diye düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
TİSK: 1300 LİRA RİSK OLUŞTURUYOR
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonundan (TİSK), asgari ücret seviyesinde yapılacak artış maliyetinin işverenlere yansıtılmasının bir domino etkisi oluşturacağı, bu durumun rekabet gücü, kayıt dışılık, istihdam, enflasyon ve ihracata da olumsuz etki edebileceği ileri sürülerek, prim ve vergi düzenlemeleri ile iş gücü maliyeti üzerindeki istihdam vergilerinin azaltılması önerildi. İş dünyasının sürdürülebilir büyüme hedefini gerçekleştirebilmesinin yolunun rekabet gücünden geçtiği ifade edilen TİSK açıklamasında, “Asgari ücret seviyesinde yapılacak artış maliyetinin işverenlere yansıtılması adeta bir domino etkisi yaratarak ücretler genel seviyesinin hızla yükselmesine ve böylece rekabet gücümüze zarar vermenin yanı sıra, kayıt dışının büyümesi, istihdama, enflasyona ve ihracata olumsuz etki yapması gibi pek çok riske işaret etmektedir” denildi.