Gündem
Fethullah Gülen tüm hücreleriyle beddua etti!
Gazetemizin 15 Şubat tarihli Okur Postası'nda Osman Demir'in kaleme aldığı yazı...
2014-02-15 14:00:07
Fethullah hocaefendi’nin yaptığı beddua çok haklı tepkiler çekince bedduayı yumuşatmak amacıyla, “Yeminleşmedir” dediler, Peygamber Efendimiz’den örnek verdiler.
Siz ne derseniz deyin bizim milletimizin engin bir feraseti ve basireti vardır. Ariflik böyle bir şeydir. O baktı mı görüyor... Çok ilim sahibi, bilgi sahibi olması da şart değil... İşte o hain ve kötü bedduada böyle bir duvara çarptı, bazıları dondu kaldı, bazıları gördü ve uyandı, kimisi şaşırdı... Kimisi de hâlâ masal dinleme modunda, onun yerine başkaları düşünüyor ve ona söylüyor...
Bedduanın ne kadar kötü olduğu, böyle bir kanaat önderinin bunu yapmasının ne kadar yanlış ve kötü olduğunu bir tarafa koyalım, bunlar zaten çok yazıldı ve konuşuldu.
Beddua mıydı, yeminleşme miydi konusu konuşuluyor... Aslında konuşulmuyor, cemaat taraftarları yeminleşme olduğunu iddia ediyor... Ama gören gördü, dinleyen dinledi, anlayan anladı... Tam bir bedduadır... Hem de, haksız, çirkin bir bedduadır... Oradaki görüntü, 3 bölümden oluşmaktadır;
1. bölüm; “Eğer bizimkiler yanlış yaptıysa ve haksızsa” diye özetlenebilecek içerikte olan bölümünde, Hocaefendi, diliyle konuşuyor, yani söylediği şeyi boğazından söylüyor... Alçak perdeden.
2. bölüm; “Yok eğer cemaattekiler de kabahat yok da, iktidar olanlar, hükümet edenler yanlış yapıyorsa, karşı taraf haksızsa” diyor, bunu söylerken laf boğazda değil yüreğe, kalbe iniyor oradan söyleniyor. Beden dili devreye giriyor. Daha önce 1. bölümde tek elini kullanırken, burada iki elini de şiddetli bir şekilde kullanıyor. Ayrıca, bedduada, daha çeşitleniyor, derinleşiyor... Onu dinlayenler de bu kısımda, “Amin” diyerek katkıda bulunuyor... (1. kısımda hiç ses yok.)
3. bölüm; Burada bedduaya kattığı iki eli yetmiyor, beden dili yetmiyor, kalben söylemesi de kifayet etmiyor ki, bütün, hücreleri devreye giriyor ve Bütün hücreleri ile beraber beddua ediyor...
Ne kadar düzeltmeye çalışırsanız çalışın, ne kadar yumuşatmaya çalışırsanız çalışın, ne kadar görmezseniz görmeyin, her şey apaçık ortada ve bakanlar gördüler..
Hocaefendi, tam beddua etti.. Hem de bütün beden diliyle ve tüm hücreleri ile...
Osman Demir / AKİT OKUR POSTASI
Siz ne derseniz deyin bizim milletimizin engin bir feraseti ve basireti vardır. Ariflik böyle bir şeydir. O baktı mı görüyor... Çok ilim sahibi, bilgi sahibi olması da şart değil... İşte o hain ve kötü bedduada böyle bir duvara çarptı, bazıları dondu kaldı, bazıları gördü ve uyandı, kimisi şaşırdı... Kimisi de hâlâ masal dinleme modunda, onun yerine başkaları düşünüyor ve ona söylüyor...
Bedduanın ne kadar kötü olduğu, böyle bir kanaat önderinin bunu yapmasının ne kadar yanlış ve kötü olduğunu bir tarafa koyalım, bunlar zaten çok yazıldı ve konuşuldu.
Beddua mıydı, yeminleşme miydi konusu konuşuluyor... Aslında konuşulmuyor, cemaat taraftarları yeminleşme olduğunu iddia ediyor... Ama gören gördü, dinleyen dinledi, anlayan anladı... Tam bir bedduadır... Hem de, haksız, çirkin bir bedduadır... Oradaki görüntü, 3 bölümden oluşmaktadır;
1. bölüm; “Eğer bizimkiler yanlış yaptıysa ve haksızsa” diye özetlenebilecek içerikte olan bölümünde, Hocaefendi, diliyle konuşuyor, yani söylediği şeyi boğazından söylüyor... Alçak perdeden.
2. bölüm; “Yok eğer cemaattekiler de kabahat yok da, iktidar olanlar, hükümet edenler yanlış yapıyorsa, karşı taraf haksızsa” diyor, bunu söylerken laf boğazda değil yüreğe, kalbe iniyor oradan söyleniyor. Beden dili devreye giriyor. Daha önce 1. bölümde tek elini kullanırken, burada iki elini de şiddetli bir şekilde kullanıyor. Ayrıca, bedduada, daha çeşitleniyor, derinleşiyor... Onu dinlayenler de bu kısımda, “Amin” diyerek katkıda bulunuyor... (1. kısımda hiç ses yok.)
3. bölüm; Burada bedduaya kattığı iki eli yetmiyor, beden dili yetmiyor, kalben söylemesi de kifayet etmiyor ki, bütün, hücreleri devreye giriyor ve Bütün hücreleri ile beraber beddua ediyor...
Ne kadar düzeltmeye çalışırsanız çalışın, ne kadar yumuşatmaya çalışırsanız çalışın, ne kadar görmezseniz görmeyin, her şey apaçık ortada ve bakanlar gördüler..
Hocaefendi, tam beddua etti.. Hem de bütün beden diliyle ve tüm hücreleri ile...
Osman Demir / AKİT OKUR POSTASI