Siyaset
PARALEL YAPI'ya kimse izin vermez
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Budapeşte’de gündemdeki birçok konu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Paralel yapı konusundan internet yasasına, Kabataş hadisesinden kanun dışı dinlemelere kadar düşüncelerini aktaran Cumhurbaşkanı Gül, ‘paralel devlet’ hakkında, “Devletteki hizmetleri servis söz konusu olduğunda, buna müsaade edilemez. Açık söyleyeyim. Hiçbir devlet de buna müsaade etmez” diye konuştu
Güncelleme Tarihi:
ERSOY DEDE / BUDAPEŞTE - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Macaristan’daki resmi temasları sürüyor. Budapeşte’de konakladığı otelde, gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Gül; paralel devlet yapılanması, kendisi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dinlenmesi, HSYK’nın yeniden yapılandırılması, Suriye’ye giden Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) jandarma tarafından durdurulması ve MİT görevlilerine silah doğrultulması, Gezi olaylarında Kabataş’ta saldırıya uğrayan Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu’nun gelini Zehra Develioğlu’na yönelik görüntüler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu... Abdullah Gül’ün gazetecilerin sorularına verdiği cevaplar şöyle:
- İnternetle ilgili bumerang kampanyası var. İnternetin nasıl bir özgür mecra olması gerektiğine dair mesajlarınızı herkese gönderiyorlar. İnternette onlar dolaşıyor...
- Şimdi önce, konjonktürel siyasetin dışında şeyler söyleyeyim. İnternet, dünyayı küreselleştiren, sınırları, gümrükleri anlamsız kılan enformasyon teknolojisinin bir parçası. Türkiye, AB ile müzakerelere başlamış, siyasi ve ekonomik kriterlerini yerine getirmiş, AB müktesebatlarını yerine getirmek ve üstlenmek için çalışan bir ülke. Böyle bir ortamda internet, bugünkü hayatın en süratli haber yayıcı gerçeği... Böyle olunca da bütün dünyada, her yerde internetle ilgili tartışmalar oluyor.
Hukuki açıdan da bunlar çok konuşuluyor. Özgürlük dediğinizde benim özgürlüğümün sizin özgürlüğünüzü çiğnememesi lazım. Ancak internet, her şeyin serbest olduğu bir ortam. Gerek ABD’de, gerek AB’de şu sonuca vardılar: Gerçek hayatta suç olan ne varsa, internet ve sanal hayatta da suç odur.
İnternette problem ne.. Gerçek hayatta faili buluyorsunuz, internette faile ulaşmak çok zor. Onun için birçok ülkede sıkıntılar çıkıyor. AB direktifleri var. Bunları bir şeye bağlamışlar. Bunu yaparken ölçü kaçarsa, o zaman sıkıntı ortaya çıkar.
Bu son konuya gelirsek. Dedim ya; birkaç sıkıntılı durum var. Bunlarla ilgili görüşlerimizi paylaştık. Bir yol bulmak için çalışıyoruz. Bu yasada iyi noktalar da bulunuyor, bunlar hiç konuşulmuyor. İnsanın onurunu koruyacak güzel şeyler var, dönünce bakacağız.
Bir de şu var tabii. Bu bir torba yasa, bu yasada getirilen, birkaç milyon vatandaşla ilgili, özürlülerle ilgili öyle güzel düzenlemeler var ki.. Onlar da konuşulmuyor. Herkes ilgilendiği noktaya bakıyor.
- Daha önce de HSYK teklifi ile ilgili görüşlerinizi iletmiştiniz. Son dönemde TBMM ile yasa gelmeden işbirliği yapan bir anlayışla hareket ettiniz. Son dönemde bu işbirliğinde mi bir sıkıntı var?
- Genellikle yasalar TBMM’ye sevk edilir sevk edilmez, komisyona gider gitmez çalışıyoruz. Önerilerimizi o safhada yapıyoruz. Bazen önerilerimiz komisyonda ya da genel kurulda dikkate alınıyor. Bir ülkede uyum, bu anlamda koordineli bir çalışmanın değerli olduğunu görmek gerekir. O yüzden enerjileri tüketmeden muhtemel sıkıntıların düzelmesini istiyorum.
Hakimler savcılarla ilgili de bu yasa ilk meclise verildiğinde komisyondan aldık çalıştık, bizim açımızdan 15’e yakın nokta vardı. Önerilerimizi yaptık, sayın bakanı çağırdım. komisyondan, genel kuruldan geçti, değişiklikler yapıldı. Dönünce inceleyeceğiz.
- İnternet yasasında iki sorun var demiştiniz..
- En önemlisi trafik.. Detaya girmeyelim artık. Söyledim; dedim ki sıkıntı var. Komisyon ve genel kurulda herhalde bunlar dikkate alınmıştır. Neticede genel kuruldan ne çıktıysa, taslakla yan yana koyup bakmak lazım.
- Devletin başı olarak, size gelen verilere bakarak, Türkiye’de bir paralel devlet olduğu iddialarına katılıyor musunuz? Kaldırılması için talimat verdiniz mi?
- Türkiye’de çok sıcak bir şekilde yaşanıyor bu tartışma. Daha önce de bunu söyledim. Prensip olarak da buna inanıyorum. Devlet içinde çalışanların da, devlet memuru olarak çalışanların da gerek etnik, dinî, ideolojik, siyasi, bireysel tercihleri olabilir, hatta dışarıda bu tip STK’lara da katılabilirler, ama devlet görevi söz konusu olduğunda, devletteki hizmetleri servisleri söz konusu olduğunda, yasa dışında, amirleri dışında herhangi bir dayanışma ve dürtüyle hareket edilirse, buna müsaade edilemez. Açık söyleyeyim. Hiçbir devlet de buna müsaade etmez.
- Kanaatiniz nedir?
- Doğrusu bu tip olaylar olmuştur. Hukuk çerçevesinde bunların hepsi düzeltilir. Hiçbir devlette böyle bir şey olmaz. Hükümetler yanlış yapabilir, hükümetlerin yanlış politikaları olabilir. Fakat bunlarla mücadele demokratik çerçeve içinde olabilir. Hükümetlere rüştüne ermemiş gibi, ‘bu doğru değil, bu doğru’ şeklinde bir hükümet komiserliğine soyunulursa, kabul edilemez. Bunlar varsa da, bunlarla da hukuk çerçevesinde mücadele edilir.
- Durdurulan MİT TIR’larıyla ilgili değerlendirmeniz nedir?
- Bir Cumhurbaşkanı olarak TSK’nın bir parçası olan Jandarma ile MİT’i karşı karşıya koymam açıkçası. Fakat; Jandarma, polis, istihbarat teşkilatı olsun, bunlar da yine hukuk çerçevesi içinde araştırılır, gereği neyse yapılır.
- Büyük yer değiştirmeler var. HSYK çatışmada araç olarak kullanılıyor. Hükümete, hukuk çerçevesinde önerileriniz oluyor mu?
- Hükümetler, idare meşruiyetini nereden alıyor, seçimlerden. Bu olduysa tedbiri hukuk çerçevesinde alınmalı. Güven meselesi önemli. Güven bunalımına girerseniz değişim yaparsınız. Yanlış yapılırsa Danıştay var. Bütün bunlar kanunlarla belirlenmiştir.
- Yargıda da bu tür gelişmeler oluyor...
- Her yerde taraf tutulabilir. İdarede yöneticiler, başarılı olmak için yine kurallar çerçevesinde ekibini düzenleyebilir. Bir bakan, müsteşarını, yakın ekibini tercih ederken bunu yapabilir. Ancak adalet dağıtılırken, hakim savcı, bunlar hiçbir şey tutamaz... Görevde adil davranır. Üzülerek ifade edeyim, HSYK ile ilgili yasalar hep beraber çalışılarak yapılmıştı. Kıymeti bilinemedi, birden bire gruplaşmalar çıktı. Saklayacak halimiz yok. Demek ki toplum olarak hâlâ o olgunluğa gelmemişiz. Çok hüzün verici bir şey... Güven bunalımı varsa, tedbiri almak gerekir.
- HSYK olayına da bu açıdan bakmak gerekir diyebilir miyiz?
- Üzülerek söylüyorum, öyle. Bakın toplanamıyor, edemiyor. Eskiden başka türlü oluyordu, şimdi başka türlü.. Tekrar tekrar söylüyorum, kimseyi suçlama içerisine girmem, nihayette böyle bir durum ortada var. Sıkıntılı bir durum var.
‘KABATAŞ HADİSESİNİ ÜZÜCÜ BULUYORUM’
- Kabataş olayı ile ilgili son görüntüleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
- O genç hanımın kayınpederi, babası, Osman Develioğlu’nu çok yakın tanırım. Siyasi kimliği bir tarafa, çok karakterli, düzgün bir insandır. Geçen baktım, “Gezi olaylarına katılan herkese suçlu diyemezsiniz” diyor. “5 kişi öldü, can gitti, bunların acısını herkesin duyması gerekir, giden canlar geri gelmez” diyor. Ama bütün bunları söylerken “Kızıma da eğer onu çok derinden yaralayan bir saldırı olduysa, ‘Hayır böyle olmadı’ iddiasını ispat için uğraşmayı da doğru bulmam” diyor.
Ben de öyle bakıyorum. Bildiğim kadarıyla televizyonlarla gazetecilerle muhatap falan olmadılar, hepimiz biliyoruz ki bu tip hadiseler, çok üzücü olaylar. Böyle bir şey olmadığının ispatı ile uğraşmak da açıkçası üzücü... Öyle olur ki o hanım gazete gazete, televizyon televizyon dolaşır, arkası takip edilir. Ama dedim ya; doğrusu üzücü buluyorum.
‘SANAL ORTAMDA DA OLSA, SUÇ SUÇTUR’
- Dinlemelerle ilgili tatsız gelişmeler var. Başbakan’ın dinlendiğine dair kayıtlar ortada dolaşıyor. Çok ciddi bir kutuplaşma var. Sayın Başbakan ve Fethullah Gülen ile ilgili ses kayıtları olduğunu görüyoruz. Bir dedikodu furyası harekete geçiyor...
- Bunlar, aslında bütün toplumu tedirgin ediyor. Toplumu tedirgin eden, beni de tedirgin eder. Bunlar aslında suçtur. Kanunsuz, hakim kararıyla yapılmayan dinlemeler, hangi amaçla olursa olsun, suçtur. Ayrıca, yasal yollardan dinlenenlerin kayıtları da savcıların iddianameleri mahkemede kabul edildikten sonra alenileşir. Gerçek ortamda suç olan bir şey, sanal ortamda da suçtur. Birçok AB ülkesinde direktifler bu yönde. Otokontrol sistemini kurmuşlar. Bizde de o otokontrol sistemleri ile ilgili tedbirlerin alınması lazım. Bunu ahlâk dışı olarak görüyorum. Bugün size, yarın öbürüne... Burada ilkeli olmak lazım.
‘DİNLEMELER DIŞ KAYNAKLI DEĞİL’
- Anayasa çerçevesinde bir girişimde bulunabilir misiniz?
- Bu, toplum içinde bir problem. Kim yaparsa yapsın. Benim en yakın gördüklerim içinde biri böyle bir şey yaparsa, onu da ayıplarım. Kendi içinde biri yanlış yaptığında ayıklamazsan, olmaz. İlkeli olmak lazım...
- Bir dış bağlantı olabilir mi?
- Ben bu işlerin kendimizden kaynaklandığı kanaatindeyim. Bir ülkenin yumuşak karnı olursa, tabii ki bu yumuşak karnı üzerinde faaliyet gösterenler çok olur.
- Başbakan, “Cumhurbaşkanı’nı da dinlemişler” dedi. Bilginiz dahilinde...
- Makam ile ilgili değil. Resmi konuşmalarımı yaptığım makamla ilgili en üst seviyede çok çapraz tedbirler mevcuttur. Biliyorsunuz, her zaman makamda olmuyoruz, başka yerlerde başka şeylerde de olabilir. Sayın Başbakan da onu kastetmiştir. Bu kadar söyleyeyim...
Gül: Türkiye, Avrupa’nın güvenli enerji güzergâhıdır
Cumhurbaşkanı Gül, Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Ader ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Avrupa’nın en güzel şehirlerinden Budapeşte’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, mevkidaşına daveti için teşekkür etti. Ader ile özellikle enerji konusunda yapılacak işbirliğini biraz daha detaylı bir şekilde konuştuklarını, nükleer enerjiden gaz ve diğer alternatif enerji yollarına kadar bu alanda işbirliği potansiyeli olduğunu gördüklerini vurgulayan Gül, “Türkiye, Avrupa’nın güvenli enerji kaynaklarına ulaşması için alternatif imkanlar sunan önemli bir güzargâhtır. Özellikle Kafkas ve Ortadoğu enerji kaynakları için” diye konuştu.
- İnternetle ilgili bumerang kampanyası var. İnternetin nasıl bir özgür mecra olması gerektiğine dair mesajlarınızı herkese gönderiyorlar. İnternette onlar dolaşıyor...
- Şimdi önce, konjonktürel siyasetin dışında şeyler söyleyeyim. İnternet, dünyayı küreselleştiren, sınırları, gümrükleri anlamsız kılan enformasyon teknolojisinin bir parçası. Türkiye, AB ile müzakerelere başlamış, siyasi ve ekonomik kriterlerini yerine getirmiş, AB müktesebatlarını yerine getirmek ve üstlenmek için çalışan bir ülke. Böyle bir ortamda internet, bugünkü hayatın en süratli haber yayıcı gerçeği... Böyle olunca da bütün dünyada, her yerde internetle ilgili tartışmalar oluyor.
Hukuki açıdan da bunlar çok konuşuluyor. Özgürlük dediğinizde benim özgürlüğümün sizin özgürlüğünüzü çiğnememesi lazım. Ancak internet, her şeyin serbest olduğu bir ortam. Gerek ABD’de, gerek AB’de şu sonuca vardılar: Gerçek hayatta suç olan ne varsa, internet ve sanal hayatta da suç odur.
İnternette problem ne.. Gerçek hayatta faili buluyorsunuz, internette faile ulaşmak çok zor. Onun için birçok ülkede sıkıntılar çıkıyor. AB direktifleri var. Bunları bir şeye bağlamışlar. Bunu yaparken ölçü kaçarsa, o zaman sıkıntı ortaya çıkar.
Bu son konuya gelirsek. Dedim ya; birkaç sıkıntılı durum var. Bunlarla ilgili görüşlerimizi paylaştık. Bir yol bulmak için çalışıyoruz. Bu yasada iyi noktalar da bulunuyor, bunlar hiç konuşulmuyor. İnsanın onurunu koruyacak güzel şeyler var, dönünce bakacağız.
Bir de şu var tabii. Bu bir torba yasa, bu yasada getirilen, birkaç milyon vatandaşla ilgili, özürlülerle ilgili öyle güzel düzenlemeler var ki.. Onlar da konuşulmuyor. Herkes ilgilendiği noktaya bakıyor.
- Daha önce de HSYK teklifi ile ilgili görüşlerinizi iletmiştiniz. Son dönemde TBMM ile yasa gelmeden işbirliği yapan bir anlayışla hareket ettiniz. Son dönemde bu işbirliğinde mi bir sıkıntı var?
- Genellikle yasalar TBMM’ye sevk edilir sevk edilmez, komisyona gider gitmez çalışıyoruz. Önerilerimizi o safhada yapıyoruz. Bazen önerilerimiz komisyonda ya da genel kurulda dikkate alınıyor. Bir ülkede uyum, bu anlamda koordineli bir çalışmanın değerli olduğunu görmek gerekir. O yüzden enerjileri tüketmeden muhtemel sıkıntıların düzelmesini istiyorum.
Hakimler savcılarla ilgili de bu yasa ilk meclise verildiğinde komisyondan aldık çalıştık, bizim açımızdan 15’e yakın nokta vardı. Önerilerimizi yaptık, sayın bakanı çağırdım. komisyondan, genel kuruldan geçti, değişiklikler yapıldı. Dönünce inceleyeceğiz.
- İnternet yasasında iki sorun var demiştiniz..
- En önemlisi trafik.. Detaya girmeyelim artık. Söyledim; dedim ki sıkıntı var. Komisyon ve genel kurulda herhalde bunlar dikkate alınmıştır. Neticede genel kuruldan ne çıktıysa, taslakla yan yana koyup bakmak lazım.
- Devletin başı olarak, size gelen verilere bakarak, Türkiye’de bir paralel devlet olduğu iddialarına katılıyor musunuz? Kaldırılması için talimat verdiniz mi?
- Türkiye’de çok sıcak bir şekilde yaşanıyor bu tartışma. Daha önce de bunu söyledim. Prensip olarak da buna inanıyorum. Devlet içinde çalışanların da, devlet memuru olarak çalışanların da gerek etnik, dinî, ideolojik, siyasi, bireysel tercihleri olabilir, hatta dışarıda bu tip STK’lara da katılabilirler, ama devlet görevi söz konusu olduğunda, devletteki hizmetleri servisleri söz konusu olduğunda, yasa dışında, amirleri dışında herhangi bir dayanışma ve dürtüyle hareket edilirse, buna müsaade edilemez. Açık söyleyeyim. Hiçbir devlet de buna müsaade etmez.
- Kanaatiniz nedir?
- Doğrusu bu tip olaylar olmuştur. Hukuk çerçevesinde bunların hepsi düzeltilir. Hiçbir devlette böyle bir şey olmaz. Hükümetler yanlış yapabilir, hükümetlerin yanlış politikaları olabilir. Fakat bunlarla mücadele demokratik çerçeve içinde olabilir. Hükümetlere rüştüne ermemiş gibi, ‘bu doğru değil, bu doğru’ şeklinde bir hükümet komiserliğine soyunulursa, kabul edilemez. Bunlar varsa da, bunlarla da hukuk çerçevesinde mücadele edilir.
- Durdurulan MİT TIR’larıyla ilgili değerlendirmeniz nedir?
- Bir Cumhurbaşkanı olarak TSK’nın bir parçası olan Jandarma ile MİT’i karşı karşıya koymam açıkçası. Fakat; Jandarma, polis, istihbarat teşkilatı olsun, bunlar da yine hukuk çerçevesi içinde araştırılır, gereği neyse yapılır.
- Büyük yer değiştirmeler var. HSYK çatışmada araç olarak kullanılıyor. Hükümete, hukuk çerçevesinde önerileriniz oluyor mu?
- Hükümetler, idare meşruiyetini nereden alıyor, seçimlerden. Bu olduysa tedbiri hukuk çerçevesinde alınmalı. Güven meselesi önemli. Güven bunalımına girerseniz değişim yaparsınız. Yanlış yapılırsa Danıştay var. Bütün bunlar kanunlarla belirlenmiştir.
- Yargıda da bu tür gelişmeler oluyor...
- Her yerde taraf tutulabilir. İdarede yöneticiler, başarılı olmak için yine kurallar çerçevesinde ekibini düzenleyebilir. Bir bakan, müsteşarını, yakın ekibini tercih ederken bunu yapabilir. Ancak adalet dağıtılırken, hakim savcı, bunlar hiçbir şey tutamaz... Görevde adil davranır. Üzülerek ifade edeyim, HSYK ile ilgili yasalar hep beraber çalışılarak yapılmıştı. Kıymeti bilinemedi, birden bire gruplaşmalar çıktı. Saklayacak halimiz yok. Demek ki toplum olarak hâlâ o olgunluğa gelmemişiz. Çok hüzün verici bir şey... Güven bunalımı varsa, tedbiri almak gerekir.
- HSYK olayına da bu açıdan bakmak gerekir diyebilir miyiz?
- Üzülerek söylüyorum, öyle. Bakın toplanamıyor, edemiyor. Eskiden başka türlü oluyordu, şimdi başka türlü.. Tekrar tekrar söylüyorum, kimseyi suçlama içerisine girmem, nihayette böyle bir durum ortada var. Sıkıntılı bir durum var.
‘KABATAŞ HADİSESİNİ ÜZÜCÜ BULUYORUM’
- Kabataş olayı ile ilgili son görüntüleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
- O genç hanımın kayınpederi, babası, Osman Develioğlu’nu çok yakın tanırım. Siyasi kimliği bir tarafa, çok karakterli, düzgün bir insandır. Geçen baktım, “Gezi olaylarına katılan herkese suçlu diyemezsiniz” diyor. “5 kişi öldü, can gitti, bunların acısını herkesin duyması gerekir, giden canlar geri gelmez” diyor. Ama bütün bunları söylerken “Kızıma da eğer onu çok derinden yaralayan bir saldırı olduysa, ‘Hayır böyle olmadı’ iddiasını ispat için uğraşmayı da doğru bulmam” diyor.
Ben de öyle bakıyorum. Bildiğim kadarıyla televizyonlarla gazetecilerle muhatap falan olmadılar, hepimiz biliyoruz ki bu tip hadiseler, çok üzücü olaylar. Böyle bir şey olmadığının ispatı ile uğraşmak da açıkçası üzücü... Öyle olur ki o hanım gazete gazete, televizyon televizyon dolaşır, arkası takip edilir. Ama dedim ya; doğrusu üzücü buluyorum.
‘SANAL ORTAMDA DA OLSA, SUÇ SUÇTUR’
- Dinlemelerle ilgili tatsız gelişmeler var. Başbakan’ın dinlendiğine dair kayıtlar ortada dolaşıyor. Çok ciddi bir kutuplaşma var. Sayın Başbakan ve Fethullah Gülen ile ilgili ses kayıtları olduğunu görüyoruz. Bir dedikodu furyası harekete geçiyor...
- Bunlar, aslında bütün toplumu tedirgin ediyor. Toplumu tedirgin eden, beni de tedirgin eder. Bunlar aslında suçtur. Kanunsuz, hakim kararıyla yapılmayan dinlemeler, hangi amaçla olursa olsun, suçtur. Ayrıca, yasal yollardan dinlenenlerin kayıtları da savcıların iddianameleri mahkemede kabul edildikten sonra alenileşir. Gerçek ortamda suç olan bir şey, sanal ortamda da suçtur. Birçok AB ülkesinde direktifler bu yönde. Otokontrol sistemini kurmuşlar. Bizde de o otokontrol sistemleri ile ilgili tedbirlerin alınması lazım. Bunu ahlâk dışı olarak görüyorum. Bugün size, yarın öbürüne... Burada ilkeli olmak lazım.
‘DİNLEMELER DIŞ KAYNAKLI DEĞİL’
- Anayasa çerçevesinde bir girişimde bulunabilir misiniz?
- Bu, toplum içinde bir problem. Kim yaparsa yapsın. Benim en yakın gördüklerim içinde biri böyle bir şey yaparsa, onu da ayıplarım. Kendi içinde biri yanlış yaptığında ayıklamazsan, olmaz. İlkeli olmak lazım...
- Bir dış bağlantı olabilir mi?
- Ben bu işlerin kendimizden kaynaklandığı kanaatindeyim. Bir ülkenin yumuşak karnı olursa, tabii ki bu yumuşak karnı üzerinde faaliyet gösterenler çok olur.
- Başbakan, “Cumhurbaşkanı’nı da dinlemişler” dedi. Bilginiz dahilinde...
- Makam ile ilgili değil. Resmi konuşmalarımı yaptığım makamla ilgili en üst seviyede çok çapraz tedbirler mevcuttur. Biliyorsunuz, her zaman makamda olmuyoruz, başka yerlerde başka şeylerde de olabilir. Sayın Başbakan da onu kastetmiştir. Bu kadar söyleyeyim...
Gül: Türkiye, Avrupa’nın güvenli enerji güzergâhıdır
Cumhurbaşkanı Gül, Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Ader ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Avrupa’nın en güzel şehirlerinden Budapeşte’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, mevkidaşına daveti için teşekkür etti. Ader ile özellikle enerji konusunda yapılacak işbirliğini biraz daha detaylı bir şekilde konuştuklarını, nükleer enerjiden gaz ve diğer alternatif enerji yollarına kadar bu alanda işbirliği potansiyeli olduğunu gördüklerini vurgulayan Gül, “Türkiye, Avrupa’nın güvenli enerji kaynaklarına ulaşması için alternatif imkanlar sunan önemli bir güzargâhtır. Özellikle Kafkas ve Ortadoğu enerji kaynakları için” diye konuştu.