AKİT MENÜ

Ekonomi

GURUR GÜNÜMÜZ

Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül ve Meclis Başkanı Çiçek'in katılımıyla gerçekleştirilen törende Türkiye'nin ilk havadan kontrol ve istihbarat uçağı olan 'Barış Kartalı' orduya teslim edildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 'Barış Kartalı Projesi' töreninde açıklamalarda bulundu.

İşte Başbakan'ın konuşmasından satır başları:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Devam eden, yeni başlayacak olan projelerimizle 2023 yılında savunma sanayi alanında dışa bağımlılığımızı inşallah yüzde 100'e yakın bir oranda ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Bu konuyu istikbalimizin ve istiklalimizin en hayati en önemli meselesi olarak görüyoruz" dedi.

Erdoğan, "Barış Kartalı" projesi kapsamında havadan ihbar ve kontrol uçağının, 3. Ana Jet Üssü'nde düzenlenen Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine giriş töreninde yaptığı konuşmada, hizmete alınan havadan erken ihbar ve kontrol uçağının hayırlı olmasını diledi.

Törenin, Türkiye'nin savunma gücünün artırılmasında önemli bir kilometretaşı olduğunu dile getiren Erdoğan, törende bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu bildirdi. Erdoğan, "Bugün gerçekten farklı bir gururu taşıyoruz. Geç oldu, ama iyi oldu. Tabi ciddi bir ertelemeyi, ciddi bir aksamayı yaşadık bu süreç içerisinde. 2003'te ilk adımı attık. Maalesef bizim dışımızda bazı sıkıntılarla bu süreç ertelemeli olarak bugünlere geldi. Ama sonunda inşallah bu yıl sonu ve önümüzdeki yıl içinde teslimatlarla birlikte dört uçağımızı da teslim alacağız ve böylece inanıyorum ki Hava Kuvvetlerimiz çok büyük bir güce erişmiş olacak" diye konuştu.

Erdoğan, 12 yıllık dönemde savunma sanayiine verdikleri önemi ve bu konudaki hassasiyetlerinin çok yakından bilindiğine işaret ederek, şunları söyledi:

"Bir yandan savunma sanayimizi geliştirmek, bunun yanında milli savunma gücümüzü tahkim etmek için tüm imkanlarımızı kullandık, kullanmaya da devam ediyoruz. Savunma sanayi ürünlerinin tasarım, teknoloji, geliştirme, üretim, test ve kullanıma hazır hale getirilme süreçleri gerçekten çok uzun, çok zahmetli ve çok maliyetli. Biz kendi insanımıza, kendi mühendislerimize, kendi teknisyenlerimize, kendi firmalarımıza güvendik, onlara her türlü desteği sağladık. Bu doğrultuda kara, deniz ve hava sistemlerinde her alanda stratejik önemde projeler başlattık. Bugün geldiğimiz yere baktığımızda verdiğimiz emeklerin, tahsis ettiğimiz kaynakların karşılığını almaya başladığımızı görüyoruz. Donanmamız büyük ölçüde milli savaş gemilerimizle donatıldı. Hele hele şimdi havuzlu çıkarma gemimizle birlikte çok daha farklı bir güce ulaşmış olacağız."

-"İstikbalimizin ve istiklalimizin en hayati en önemli meselesi"

Türkiye'nin, askeri kara araçlarının tamamını üretebilir hale geldiğini ve uçaklarının modernizasyonunu da kendi imkanlarıyla gerçekleştirebildiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Atak helikopterlerimizin üretimlerine başladık. Bugün ayrıca yeni bir imzayı da attık bu da bizim için çok çok önemli bir imza töreniydi. Genel maksat helikopterleriyle ilgili 3,5 milyar dolarlık bir adımı bugün attık ki burada 109 helikopter inşallah bu da yine Türk Silahlı Kuvvetlerimize katılıyor. İnsansız hava araçlarımız geliştirme aşamalarını başarıyla tamamladı, milli uydularımızı fırlatıyoruz, deniz karakol uçaklarımız göreve başladı. Cumhuriyet tarihimizde uzun bir aradan sonra ilk milli tasarım uçağımız olan 'Hürkuş' gökyüzüyle o da buluşmuş vaziyette. Çok yakında ülkemizin de ortak olduğu bir başka büyük proje, az önce Hava Kuvvetleri Komutanımızın da ifade ettiği A400M nakliye uçaklarının ilkini teslim alacağız. Savunma sanayimizin hamlelerine önümüzdeki dönemde de daha ileri teknolojiye dayalı projelerle devam edeceğiz. Kendilerine olan güvenimizi boşa çıkarmadıkları için Savunma Sanayi Müsteşarlığımızdan, özel firmalarımıza kadar bu süreçte sorumluluk üstlenen herkese şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Devam eden, yeni başlayacak olan projelerimizle 2023 yılında savunma sanayi alanında dışa bağımlılığımızı inşallah yüzde 100'e yakın bir oranda ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Bu konuyu istikbalimizin ve istiklalimizin en hayati en önemli meselesi olarak görüyoruz."

Gerçekleştirilen törenle dünyadaki en önemli hava savunma sistemlerinden bir tanesi olan havadan erken ihbar ve kontrol uçağını Türk Silahlı Kuvvetleri'ne teslim edildiğini hatırlatan Erdoğan, bu uçakların dünyada mevcut AWACKS uçaklarına göre yeni nesil teknolojiler içerdiğini ve üstün komuta kontrol yetenekleriyle öne çıktığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, Barış Kartalı uçaklarının, hava kuvvetlerinin hava savunma yeteneklerine çok önemli katkı sağlayacağını belirtti.

Birincisini teslim aldıkları bu 4 uçaklık filonun ilk 3 uçağının bu sene, dördüncü uçağın ise gelecek yıl hava kuvvetlerinde görev yapmaya başlayacağını dile getiren Erdoğan, "Uçaklarımızın yakın coğrafyamızın çalkantı ve istikrarsızlıklar içerisinde olduğu bir dönemde hizmete girmesini de doğrusu çok çok önemsiyorum. Yaşadığımız hadiseler, ülkemizin menfaatlerinin korunmasında, savunma yeteneklerinin her zamankinden daha fazla önem kazandığını gösteriyor" diye konuştu.

Erdoğan, Barış Kartalı uçaklarının, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gören gözü olacağını ifade ederek, "Ülkemiz hava sahasına olabilecek her türlü tehdide karşı erken uyarı görevini yerine getirecektir. Günümüzün en ileri teknolojisiyle donatılmış uçaklarımızın geliştirilmesi ve üretiminde Türk savunma sanayinin etkin rol almasından ayrıca memnuniyet duyuyorum" dedi.

-Savunma sanayi kuruluşlarına teşekkür

ABD'de bulunan Boeing firmasının ana yüklenici olduğu proje kapsamında ülkenin önde gelen savunma sanayi kuruluşlarının gerçekten önemli görevler üstlendiklerine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"HAVELSAN firmamız, görev bilgisayarı ve yer destek merkezi yazılımlarının geliştirilmesinde, yer destek merkezi tasarımında, sistem mühendisliği test ve değerlendirme faaliyetlerinde önemli yer aldı. TUSAŞ firmamız, uçakların modifikasyonunda, Mikes firmamız elektronik destek tedbirleri sisteminin geliştirilmesinde görev üstlendiler. ASELSAN ve Selex firmalarımız, haberleşme sistemlerinin üretilmesinde, Türk Hava Yolları teknik firmamız uçakların, HTR firmamız radarların bakımlarında vazife aldılar. Bu firmalarımız dünyanın alanındaki en önemli projelerinden birinde üstlendikleri sorumlulukları başarıyla yerine getirerek, imkanlarını, kabiliyetlerini yetkinliklerini ispat etmişlerdir."

Başbakan Erdoğan, karmaşık ve ileri teknoloji ürünü sistemler içeren bu büyük projenin toplam bedelinin yüzde 50'sinden fazlasının yatırım, teknoloji transferi ve doğrudan projeye katılım suretiyle ülkeye geri kazandırıldığını anlattı.



-"Gayemiz, askerimizi kimseye muhtaç etmemek"

Bu süreçte elde edilen teknolojik birikim, Barış Kartalı uçaklarının kullanım süresince ihtiyaç duyacakları teknik desteğin verilmesinde de ülkeye fayda sağlayacağına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Aynı şekilde ileride olabilecek muhtemel ihracat projelerinde de bu birikimi kullanabileceğiz. Tüm bu çalışmalarla gayemiz yaşadığımız bu zorlu coğrafyada karşı karşıya kaldığımız geniş yelpazedeki güvenlik ihtiyaçlarımızın gerektirdiği savunma teknolojileri için askerimizi kimseye muhtaç etmemektir. Barış Kartalı özellikle bir kez daha ülkemize, milletimize ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize hayırlı olmasını Allah'tan temenni ediyorum. Gücümüze güç katmasını, bölgemizde barış ve istikrara katkı yapmasını diliyorum. Projede emeği geçenleri kutluyorum."

Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmasından satır başları:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, '' AWACS'lar tıpkı F-16 savaş uçakları gibi Türk havacılık ve savunmasında çok önemli bir dönemi başlatmıştır ve çok önemli bir aşama olmuştur. Nasıl F-16'lar Türkiye'nin hava gücünü güçlü ve başka bir sahaya ve seviyeye yükselttiyse AWACS'lar da aynı şekilde Türk Hava Kuvvetlerinin gücünü daha da yükseğe çıkarmışlardır'' dedi.

Gül,  Barış Kartalı Projesi kapsamında havadan ihbar ve kontrol uçağının, 3. Ana Jet Üssü'nde düzenlenen Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine giriş töreninde yaptığı konuşmada, bugün dünyanın ilk askeri havacılık teşkilatlarından biri olan ''İstikbal Göklerdedir'' sözü temelinde her geçen gün gelişip, güçlenen Türk Hava Kuvvetleri için özel, anlamlı ve gurur duyulacak bir gün olduğunu söyledi.

''Bundan 100 sene önce uçakla tanışan, Birinci Dünya Harbi'nde uçak kullanan bir milletiz ve otomobilden, arabadan önce de uçak yapan bir ülkeyiz'' diyen Gül,  böyle bir ülkede AWACS'larla savunma yeteneğinin daha ileri bir aşamaya getirildiğini ve birçok kritik eşiğin aşıldığını görmekten büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi.

Bunu basit bir tedarik işlemi olarak görmemek gerektiğine işaret eden Gül, pek çok yerli tedarikçi ve şirketin de bu çalışmalara katıldığını, neticede karşılıklı teknoloji transferinin, bilgi akışının olduğunu ifade etti. Gül, ''Her şeyin ötesinde AWACS'lar tıpkı F-16  savaş uçakları gibi Türk havacılık ve  savunmasında çok önemli bir dönemi başlatmıştır ve çok önemli bir aşama olmuştur. Nasıl F-16'lar Türkiye'nin hava gücünü güçlü ve başka bir sahaya ve seviyeye yükselttiyse AWACS'lar da aynı şekilde Türk Hava Kuvvetlerinin gücünü daha da yükseğe çıkarmışlardır'' şeklinde konuştu.

Gül, dünyada az sayıda ülkede bulunan çok sofistike ve gelişmiş hava araçları olan AWACS'ların aynı zamanda modern harp teknolojisinin ve başından beri en eski üyelerinden biri olunan NATO  savunma doktrininin de vazgeçilmez unsurları arasında yer aldığını söyledi.

-Tehdit oluşturan her şeyi gören gelişmiş uçaklar

''AWACS'lar  sadece hava araçlarını değil, füzeler ve diğer havadaki her türlü uçan ve tehdit oluşturan her şeyi gören, onların tehdit olmasından çıkmasını sağlayan çok gelişmiş uçaklardır'' diyen Gül, bu uçakların sadece radar işlevi görmediğine, herbirinin aynı zamanda uçağın komuta kontrol merkezi hüviyeti taşıdığına işaret etti. Gül ''Bu özellikleri itibarıyla adeta kuvvet çarpanı mahiyeti taşımaktadırlar ve gücümüze de güç katmaktadırlar'' dedi.

Bu hava araçlarından kesintisiz 24 saat boyunca  elde edilecek verilerin, sınır kontrolllerini daha etkin yapmaya ve ayrıca Avrupa'nın güney kanadının güvenliğini de en etkin şekilde sağlamaya katkıda bulunacağını kaydeden Gül, bu tür uçakların ABD öncülüğündeki koaliasyon güçlerince 1991'de Körfez Savaşı'nda kullanıldığını ve etkin bir şekilde muharip görevlerinin çok süratli yerine getirilmesini temin ettiğini hatırlattı. Gül, şöyle devam etti:



''Biz de 2. Körfez Savaşı'nda müttefiklerimizden elde ettiğimiz AWACS ve Patriotları, etkin bir şekilde kullanmıştık. O zaman AWACS'lar  bugünkü bu Konya 3. Hava Jet üssünde üstlenmişlerdi. O  gün misafir olarak gelen AWACS'lar bugün artık kendi malımız ve kendi envanterimizdedir. Hatta öyle ki bu uçakları her gördüğümüzde bunlar ne zaman gelecek diye beklerdik. Çünkü bunlara ilk sahip olma arzumuz 2002 yıllarında ortaya çıktığında, hatırlıyorum o zaman 2002 yılındaki başbakanlık süremde ilk toplantılar yapılmıştı, daha sonra 2003 yılında kararları verdiniz, ilk ödemeler yapıldı. Uzun bir gecikme oldu ama belki de bu gecikme biraz hayırlı da olmuş diyebiliriz. Çünkü bu süre içerisindeki her türlü elektronik ve hi-tec bütün bunların bu temin ettiğimiz AWACS'lara yerleştirilmesi ve bu AWACS'ların çok daha sofistike hale gelmesine yol açmış oldu.''

 -"Cenge hazır olacaksınız ki sulh istiyorsanız"

Dünyada çok az ülkede bulunan bu gelişmiş uçaklara sahip olmanın, sadece Türk HavaKuvvetlerini değil Türk ordusunu ve Türkiye Cumhuriyetini çok daha güçlü ve Türkiye'yi müttefikleri içerisinde çok daha ayrı bir konuma taşıdığını vurgulayan Gül, ''Unutmayalım ki ihtiyaç olduğunda zaman zaman belki müttefiklerimizle birlikte de kullanacağız bu uçakları. O bakımından bu uçaklara sahip olmak şüphesiz ki Türkiye için büyük bir gurur kaynağıdır'' dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:

''Bu uçakların uzun sahip olma süreci içerisinde hükümetlerimize, Sayın Başbakan'a, değerli Genelkurmay Başkanlarına, Hava Kuvvetleri Komutanına, değerli Milli Savunma Bakanlarına ve bütün bu süreç içerisinde görev alan birçok komutan, Savunma Sanayi Müsteşarlığımıza, hepsinin çok büyük emekleri geçmiştir, iradeleriyle bu proje gerçekleşmiş ve bugün bunlara sahip olmanın haklı gururunu hep beraber yaşıyoruz. Birkez daha hayırlı olsun. Bunlar sadece bizi güçlü hale getirmedi, aynı zamanda caydırıcılığımızı da çok daha pekiştirdi. Her zaman söylenen bir söz vardır 'Cenge hazır olacaksınız ki sulh istiyorsanız'. İsmini de barış koydunuz ama dörde tamamlanacak. Dördünün ismini de doğu, batı, kuzey, güney şeklinde güzel tespit etmişsiniz. Bundan dolayı da tebrik ediyorum. Bu uçakların hayırlı olmasını temenni ediyorum.''


AA

Yorumlara Git

Müşteriler apar topar paralarını çekmeye başladı! Dev banka için iflas alarmı

De Rossi’nin ayrılığı sonrası tehdit edilmişti! Yollarını ayırdı: Roma CEO’su istifa etti!

Irak'taki Şii milis gruptan Ürdün Vadisi'ndeki İsrail yerleşimine saldırı

Cumhurbaşkanı Erdoğan TURKEN Foundation'ı ziyaret etti

New York'un Times Meydanı'ndaki dijital panolarda Türkiye'ye yatırım mesajı yayımlandı