KORAY TAŞDEMİR / İSTANBUL - Paralel yapılanmanın ‘Selam Terör Örgütü’ bahanesiyle binlerce kişinin dinlendiği soruşturmada ismi geçen savcılardan Adnan Çimen, cemaatin adı geçen şüpheli soruşturmaların çoğunda ve cemaatçilerin beraat ettikleri davalarda öne çıkmıştı. Savcı Adnan Çimen, uygunsuz görüntüleri ortaya çıkan MHP’lilerle ilgili yürüttüğü soruşturmayı örtbas etmekle suçlanıyor. Paralel yapının elemanı olduğu iddia edilen Mehmet Baransu’nun beraatini isteyen Savcı Çimen, Gezi olaylarında yaşanan polis şiddetine yönelik görüntülerin incelemesi için İP’li Ulusal Kriminal Büro’yu tercih etmişti. Çimen, aynı zamanda, KCK ve Balyoz gibi davaların soruşturmalarında aktif görev almıştı.

MEHMET BARANSU’NUN BERAATİNİ İSTEDİ

Savcı Adnan Çimen, 2011 yılında paralel yapılanmada yer aldığı iddia edilen Taraf Gazetesi muhabiri Mehmet Baransu’nun “devletin güvenliğine ve siyasi yararlarına ilişkin gizli bilgileri açıklamak” suçundan yargılandığı davada, Baransu’nun beraatine dair mütalaa açıklamıştı.

Mahkeme Heyeti de sanık Mehmet Baransu’nun  beraatine hükmetmişti. Sanığın, devlet güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin ettiği iddiasıyla soruşturma başlatıldığı ancak sanık Baransu’nun bahse konu belgeleri temin ettiğine ilişkin delil bulunamadığı iddia edilmişti.
İddianamede, Mehmet Baransu’nun 5 yıldan 10 yıla kadar hapsi istenmişti.

İP’Lİ ŞİRKETE BİLİRKİŞİLİK DE YAPTIRMIŞTI

Savcı Adnan Çimen, Gezi olaylarında sözde polis şiddetine ilişkin soruşturmaya bakmıştı. Savcı Adnan Çimen, bilirkişi olarak Ulusal Kriminal Büro adlı şirketi görevlendirmişti.  Ulusal Kriminal Büro’nun sahibi Uğur Kurtulan, İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek’in kurduğu Talat Paşa Komitesi ile İşçi Partisi’nin üyesi.

Savcı Adnan Çimen’in, Gezi eylemlerini organize edenlerden arasında İşçi Partisi’nin olduğunun açıkça bilinmesine rağmen, sözde polisin şiddetine ilişkin görüntüleri sahibi İP’li olan Ulusal Kriminal Büro’ya teslim etmesi skandal olarak değerlendirilmişti.  Ulusal Kriminal Büro; aralarında Mobese kayıtlarının da bulunduğu 32 bin saat görüntü ve binlerce sayfalık bir dosyayı inceliyor.

CEMAATE YAKIN POLİSLERİ AKLAMIŞTI

Savcı Adnan Çimen, KCK, Balyoz gibi davalarda soruşturmalarda aktif görev almıştı. Hanefi Avcı’nın telefonlarının sahte isimlerle mahkeme kararı alınarak dinlendiği iddiasıyla cemaate yakınlığıyla bilinen polisler Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan hakkında soruşturma başlatılmış, Savcı Adnan Çimen söz konusu soruşturmada takipsizlik kararı vermişti.  

Adnan Çimen, Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin takipsizlik kararını kaldırıp haklarında dava açılmasını istediği Yılmazer ve Emirhan hakkında ilginç karar vermiş ve “Tarafımızca soruşturma yapılması mahkemeyi muhakeme etme anlamına gelecektir” diyerek takipsizlik kararı vermişti.

KCK SORUŞTURMASINI YÜRÜTÜYORDU

Savcı Adnan Çimen, PKK’nın şehir yapılanması olduğu öne sürülen KCK’ya ilişkin soruşturmayı da yürütmüştü. Savcı Çimen’in hazırladığı iddianamede, Prof. Dr. Büşra Ersanlı için “örgüt yöneticiliği” iddiasıyla 15 yıla kadar hapis cezası istenmişti. Çimen, Rakıp Zarakolu hakkında ise “terör örgütüne yardım ve yataklık” suçlamasıyla 10 yıla kadar hapis cezası talep etmişti.

MİT KRİZİ SONRASI ÖZEL YETKİLERİ ALINDI

Kamuoyunda oldukça konuşulan KCK soruşturmasını yürüten savcılardan biri olan Adnan Çimen’in özel yetkileri MİT krizi sonrasında kaldırılmıştı. Çimen, 17 ve 25 Aralık darbe girişiminden önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu’nda görevliydi. Darbe girişiminden sonra ise yargıda yapılan kapsamlı görev değişikliğiyle Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na atandı.

Skandalın ikinci aktörü olan Savcı Adem Özcan’ın ismi de MİT krizinde geçiyor. Soruşturmanın savcısı Sadrettin Sarıkaya’nın kriz sırasında soruşturmadan el çektirilmesiyle yerine geçen Özcan, Diyarbakır’da özel yetkili savcı olarak görev yaptığı süre içinde KCK soruşturmasında görevliydi. Son görevlendirmeyle bürosu değişmeyen Özcan, Başsavcı vekilliği tarafından aynı büroda duruşma savcısı olarak görevlendirildi.