Kuzey Kore’nin çarşamba günü hidrojen bombası denediğini duyurmasının ardından, ABD’ye ait nükleer silah taşıma kapasiteli bir B-52 bombardıman uçağı, Güney Kore hava sahasında alçak uçuş yaptı. 

ABD ordusundan yapılan açıklamada, Büyük Okyanus’taki Guam Adası’nda bulunan hava üssünden kalkan B-52 bombardıman uçağına ABD’ye ait bir F-16 ile Güney Kore’ye ait bir F-15 savaş uçağının eşlik ettiği, Güney Kore’deki Osan Hava Üssü civarında alçak uçuş yaptığı, daha sonra uçağın Guam’a geri döndüğü belirtildi.

ABD Deniz Kuvvetleri’nden Amiral Harry B. Harris, açıklamasında, bu uçuşun, ABD’nin Güney Kore ve Japonya’daki müttefiklerine verdiği taahhütlerin göstergesi olduğunu vurguladı. Harris, “Kuzey Kore’nin hidrojen bombası denemesi, uluslararası yükümlülüklerin açık ihlalidir” ifadesini kullandı.  Kuzey Kore’nin hidrojen bombası denemesini duyurmasının ardından, Güney Kore cuma günü sınırda propaganda yayınına yeniden başlamıştı. Kuzey Kore iktidarındaki Kore İşçi Partisi yetkililerinden Kim Ki-nam, dün yaptığı açıklamada, Güney Kore’nin bu hareketinin yarımadayı savaşın eşiğine sürüklediğini söylemişti.

İRAN'A GÖRÜNTÜLÜ CEVAP

ABD Donanması, İran’a ait bir savaş gemisinden geçen ay bir ABD uçak gemisinin “çok yakınında” güdümsüz roket fırlatıldığını gösterdiği belirtilen video yayınladı. Hürmüz Boğazı’nda 26 Aralık’ta bir Amerikan Seahawk helikopterinden çekildiği kaydedilen videoda İran Devrim Muhafızlarına ait bir savaş gemisinden birkaç defa roket fırlatıldığı görülüyor. ABD’deki Military Times adlı basın kuruluşunun bilgi edinme hakkı yasası çerçevesinde elde ettiği yaklaşık 30 saniyelik siyah beyaz görüntülerde roketlerin fırlatıldığı İran gemisinin 1370 metre yakınında ABD uçak gemisi Harry S. Truman’ın yanı sıra başka ülkelere ait savaş gemileri ile Boğaz’dan geçmekte olan ticari gemiler bulunduğu ifade edildi. ABD Merkez Komutanlığı, olayı ilk olarak geçen ay sonunda açıklamış, İran gemisinin roketleri fırlatmadan 23 dakika önce telsiz yoluyla canlı atış tatbikatı hakkında duyuru yaptığını iddia etmişti. İran ise Amerikalı yetkililerin “provokatif” şeklinde nitelendirdiği olayı reddetmiş, bunun “psikolojik harbin bir parçası” olduğunu savunmuştu.