İstanbul emekli Müftü Yardımcısı Yusuf Kavaklı, yeniakit.com.tr'de canlı yayında yaptığı açıklamada, "İslam hukukunda nafaka 3 aydır. Biz, İngilizden, Fransızdan, Almandan aldığımız kanunlarla hala bu milleti yönetmeye çalışıyoruz. O yüzden bu elbise bize dar geliyor. İslam hukukunda 3 aydır, 3 ayın dışında nafaka yoktur. 10 sene nafaka ödemek zulümdür." dedi.

Gazeteci Mehmet Özmen'in konuğu olan Yusuf Kavaklı, "Koronavirüs testi pozitif çıkanlar oruç tutabilir mi?" sorusuna şöyle cevap verdi:

"Virüs dediğimiz iş, bu tamamen doktor işidir. Onun hocası doktordur. Hocası müftü, değil, imam değil, vaiz değil, doktordur. Doktor 'oruç tutabilirsin' derse tutar. Ama 'sen hastasın sana şu saatlerde, şu ilaçları kullandırmak zorundayız' diyorsa, o orucu tutma imkanımız yok. Onun için de Müslüman evvela sağlığını düşünecek, sonra ibadet."

"Virüs sağlığımızı elimizden alıyor. Onun için tedavisi için ne gerekiyorsa onu yapmak durumundayız." ifadelerini kullanan Kavaklı, "İslam, doktorun verdiği rapora itimat eder. Ama doktor Ramazan günü ağzında sigarayla 'git canım ne orucuymuş Allah aşkına?' filan diyorsa o doktora da itibar etmeyin. İnanmak esas." dedi.

Süresiz nafaka caiz mi? Dinimizde süresiz nafaka var mıdır?

Kavaklı, "Süresiz nafaka caiz mi? Dinimizde süresiz nafaka var mıdır?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"İslam hukukunda nafaka 3 aydır. Biz, İngilizden, Fransızdan, Almandan aldığımız kanunlarla hala bu milleti yönetmeye çalışıyoruz. O yüzden bu elbise bize dar geliyor. İslam hukukunda 3 aydır, 3 ayın dışında nafaka yoktur. 10 sene nafaka ödemek zulümdür. Haşa zulmeder mi kuluna Hüda'sı, herkesin çektiği kendi cezası. Biz biraz da kendi cezamızı çekiyoruz. Sahipsiz olan vatanın batması haktır, sen sahip olursan eğer bu vatan batmayacaktır, diyor şair. Biz dinimize sahip çıkamadık. Daha doğrusu dinimize sahip çıkartmadılar bizi. Onun için böyle bir muallakta kaldık. Onun için de yok kamusal alandı, yok böyleydi, her ihtilal yapan Müslümanın başındaki örtüyle uğraştı. Başka işleri yok gibi."