SİNAN YAVUZOĞLU / ANKARA - Ülke içinde birtakım yakınmaların kaynağı olarak ön plana çıkan ‘Cemaat’ yapılanmasının, yurtdışındaki Türkler arasında da fitne ve ayrımcılık kaynağı olduğu bildiriliyor. Almanya’dan gazetemize bilgi veren bir vatandaş, binlerce gurbetçinin çocuklarını ‘Cemaat’ okulları vasıtasıyla ‘Paralel Yapı’ya kaptırdığını bildirdi.

‘ALLAH ÖMRÜMÜZÜ ALSIN, HOCAMIZA VERSİN’

Kendi kardeşini de ‘Cemaat’e kaptırdıklarını belirten A. A. İsimli hanım vatandaş şunları söyledi: “Ben de ‘Cemaat’ okullarında görev yapan bir öğretmendim. Ancak olayların başlamasının ardından işimden atıldım. Hiç önemli değil. Benim için daha hayırlı oldu. Ancak erkek kardeşim adeta bunların esiri olmuş durumda. Anneyi babayı dinlememeye başladı. Abileri ne diyorsa onun dışında bir şey tanımıyorlar. Çok insanlarla karşılaştım, hepsinin söylediği şu; ‘Artık çocuklarımızı kaybettik, bizim sözümüzü dinlemiyorlar.’ Ben bir öğretmen olarak bu olayı çözemedim. Acaba ne yediriyorlar ne içiriyorlar da bu çocukları böyle yapabiliyorlar? Ufacık çocuklara şöyle dua ettiriyorlar; ‘Allah ömrümüzü alsın, hocamıza versin.’ Böyle yetiştirilen çocuklar tabiî ki bir diğer fani olan hocalarını bu derece kutsileştirmiş oluyorlar diye düşünüyorum.”

İHBAR MEKANİZMASI İDDİASI

Bu arada Paralel Yapılanmanın özellikle Almanya’da kendisine rakip olarak gördüğü İslami cemaatlere yönelik olarak da akıl almaz faaliyetlere giriştiği öne sürülüyor. ‘Cemaat’ yapılanmasının Almanya’da çete gibi çalıştığını söyleyen öğretmen A.A. şu bilgileri verdi: “Cemaat Almanya’da da çeteleşmiş durumda. Rollerini şeytanca oynuyor, Alman makamlarıyla da içli dışlı çalışıyorlar, kendilerine göre ‘radikal’ buldukları Müslümanları Alman makamlarına ihbar etmekten sakınmıyorlar. Bunlar sebebiyle mahkemelere düşen çok kişi var. Öyle bir iftira cephesi oluşturuyorlar ki şaşıyorsunuz, ‘Bunlar nasıl Müslüman?’ diyorsunuz. Hiç görmediğiniz kişileri getirip, Alman makamlarına şahit desteği de veriyorlar. O an bunların çok büyük bir çete olduğunu anlıyorsunuz. Yalancı şahitleri özellikle bir yerde toplayıp tatbikat yaptırıyorlarmış. Ben bunlarla mahkemelik olduğum zaman hiç tanımadığım ‘şahit’lerden birine sordum bunu; ‘Günah değil mi yaptığınız’ dedim. ‘Büyüklerimiz böyle söylüyorlar bize, bizim onların sözünü dinlemememiz daha büyük günah’ şeklinde cevap verdi. Sonra düşündüm, nerede, kiminle evleneceklerine, nerede oturacaklarına, ne iş yapacaklarına kadar karar veren ağabeylerini, amirlerini elbette dinleyecekler.”

İSLÂM’DAN SOĞUTMA ‘CEMAAT’İ!

Paralel yapılanmanın, Müslümanları ve Almanları İslami cemaatlerden nefret ettirdiğini öne süren A.A. “Kur’an-ı Kerim dağıtan Müslümanlar başta olmak üzere bütün Müslümanlar Almanya’da baskı altında tutulurken bunlara baskı yok Almanya’da. Hoşgörüden, diyalogdan bahsediyorlar tabii. Ayrıca ‘Cemaatcilerin’ düşünce ve yaşam şekli olarak batılılarla aralarında hiçbir fark da yok. Bir tane sakallı ‘Abi’ yok mesela ‘Cemaat’te. Ayrıca, tehdit, şantaj, iftira, hırs, hırs, hırs… Ben Müslüman olmadan bunları tanısam belki İslam’dan nefret ederdim. İslam kökenliler arasında İslam’a mesafeli gençlerimizin birçoğunun bu imani sorunlarının altında da bu ‘Cemaat’ yapılanmasına olan antipati yatmakta. Bu gençler bunlar sebebiyle İslam’dan soğuyorlar” şeklinde konuştu.

BAŞBAKAN’A AÇIK MEKTUP: “ONLARI KENDİ SİLAHLARIYLA VURUN”

Erdoğan’a açık mektup yazan öğretmen A.A. şunları kaydetti: “Sayın Başbakanım, son gelişmeler üzerine ‘Paralel Yapılanma’yla ilgili tecrübelerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Son yaşanan olaylar bana 10 yıl öncesini hatırlattığı için size bu mektubu yazmak istedim. Almanya’daki Türkler olarak son yaşanan olaylar bizi de derinden üzmüştür. Devletimize yapılan saldırılar bana ‘Cemaat’te yaşadığım olayları tekrar hatırlattığı için endişelendim. Çünkü artık bir dini oluşum olmaktan çıkıp bir çete yapılanması halini alan ‘Cemaat’ denilen yapının mensupları kafalarına koymuşlar; yalanla, dolanla, şantajla işlerini görmeye çalışacaklar. Eğer ‘Cemaat’ bir düşmanını yok etmek istiyorsa her türlü hileye, iftiraya başvurmaktan çekinmez. Mahkemede yalancı şahitlerle beni bitirmeye çalışan ‘Cemaat’ mensupları simdi de sizi bitirmeye, yok etmeye karar vermişler. Ben yaşadığım yeri terk ederek bu insanlardan kurtuldum ama siz? Daha da zor durumdasınız! Bir yerlere kaçarak meydanı bu çeteye bırakamazsınız. Onun için size tavsiyem Sayın Başbakanım, bu bir hile oyunudur ve siz de bunların karşısında aynı oyunu oynamak zorundasınız! Yoksa bu işin içinden yara almadan çıkmanız mümkün değil! Çünkü Şeytan bile bazen bazı insanların şerrinden Allah’a sığınmıştır. Saygılarımla… A.A.”