Son 30 yıldır terörle gündeme gelmesine rağmen son birkaç yıldır manevi dinamikleriyle de gündeme gelen Diyarbakır’da öyle bir cami imamı var ki, korkusuz ve cesur bir şekilde Hak bildiği gerçekleri anlatıyor. Diyarbakır Ulu Cami İmamı Mehmet Said Yaz, çevresinde ‘Mele Saîd’ olarak biliniyor. Yaz, 28 Şubat ve diğer darbe süreçlerinde sözünü sakınmaması sebebiyle yüzlerce soruşturma ve uyarı cezası almış. Cami’deki namaz sonraları kurulan sohbet halkasına onlarca vatandaşın katıldığı ‘Mele Saîd’i yine bir sohbet halkası sonrası yakalayıp konuştuk. İşte o söyleşimiz:

- Muhterem Hocam, bölgede devam etmekte olan ‘Çözüm Süreci’ne sizin bir İslam alimi olarak destek verdiğinizi biliyoruz. Nasıl bir dönemeçte bu süreç?

- Öncesinde ‘Niçin çözümsüzlük oldu’ onu konuşalım. Çözümsüzlüklerin temelinde Kur’an’dan ve Sünnet’ten uzaklaşmamız var. Biz Kur’an’dan uzaklaşınca, -Allah cezayı amelin cinsinden verir, kaidesi gereği- Allah da bizi birbirimizle, Müslüman’ı Müslüman ile imtihan etti. Özümüze döndüğümüzde “Şu çekirdeğin içinden bihaber bunca yıl, kabuk kavgası yapmışız” diyeceğiz. Kabuk sende olsa ne, bende olsa ne? Esas olan çekirdeğin içi…

Çekirdek ne? “Mü’minler kardeştir” buyuruluyor âyette, bu işte. Hadiste, “Mü’min mü’minin kardeşidir, ona ne zulmeder, ne onu zalime teslim eder.” Bu bir, ikincisi; “Nefsinize istediğiniz güzel şeyi, mü’min kardeşiniz için istemediğiniz müddetçe iman etmiş olmazsınız.” Kaldı mı sorun? Bir âyet, iki hadis; bütün Türk, Kürt; herkesin sorununu çözdü. Lakin, biz bunu uygulamadığımız için sorun çıktı, derinleşti. Dehşetli manzaralar yaşadık. Türklerle Kürtler arasında bir kavga yoktur; şunu ne olur yazın: Müslüman Türkler ve Müslüman Kürtler kardeştir. Laik Türkler ve Laik Kürtler de kendi aralarında kardeştir. Dava bu!

ERDOĞAN’IN KARŞISINA KİM ÇIKSA ÇÖKER

- Peki kurumsal olarak kim var Erdoğan’ın arkasında?

- Belirli bir bedel ödendikten sonra samimi insanlar, bütün istek ve arzularını dua yerine koyarak bir süreç başlattı ve buna ‘çözüm süreci’ dendi.  Allah’a inanan İmam-Hatip mezunu bir başbakanımız var; kendisini destekleyen de bir halk var. Bosnalı’nın, Filistinli’nin, mazlum Kürd’ün duası var Erdoğan’ın arkasında. Başörtülü kızcağızın duası var. Başbakan’ın önüne kim çıksa çöker! Arkasında bu manevi rüzgâr var olduktan sonra karşısına Amerika da çıksa çöker, İsrail de çıksa çöker!.. Cami Cemaati, İslâmî Cemaatler ve Müslüman halk destekliyor Erdoğan’ı… Bu dua olduğu müddetçe Erdoğan’ın çözemediği hiçbir sorun olmaz.

KITALAR DUA EDİYOR

- Birilerinin “Desteğimizi çekiyoruz” demesi, Erdoğan’dan bir şey eksiltmez diyorsunuz anladığım kadarıyla…

- Bu Başbakan’a kıtalar dua ediyor. Kıtalar dua ederken, katreler duayı engellese ne mana ifade eder ki? Kimileri hakkı istismar ediyor. Ben Hocaefendi’yi sevmiş bir insanım. Ona çok dua etmişim. Lakin Fethullah Hoca’nın cemaati kadar bu hükümet döneminde istifade eden cemaat olmadı. Başbakan’a karşı meydan okumamalıydı. Fethullah Gülen bile olsa Başbakan’ın karşısında çöker. Dağılır! Nitekim dağılmaya da yüz tuttu… Ben onların dağılmasından zevk almam.

HANEFİLEŞMEYEN KÜRT, NASIL OLDU DA MARKSİST OLDU?

- Diyarbakır insanı, tıpkı Türk alperenleri gibi İslam için savaşan insanlardı tarihte… İslam’ı cihad boyutunda yaşayan bir halk… Ama sonra değişti mi?

- Ulu Cami’de, 4 mezhebe göre mescidler vardır. Ben Şafilere namaz kıldırıyorum. Bir gün sabah vakti, bekçi Hanefi mescidini açmış, ben geç kalınca Şafii Mescidi önünde 60 civarında insan bekleşmiş. Şafii Cemaat, yağmurun altında ıslanmasına rağmen Hanefi cemaatin yanına gitmemiş. Kürt o kadar koyu Müslümandır ki, Hanefî olmuyor bu adam. Hanefî olmayan Kürt, nasıl sosyalist oldu, nasıl materyalist oldu? Bunlar hep yapaydır. Kürt, Kürt kaldığı müddetçe Müslüman’dır. 70’lerde materyalist anlayış Kürtleri kendine çekti, Kürtler aldatıldı. Türkler nasıl aldatıldıysa Kürtler de öyle aldatıldı. Nasıl ki ulusalcı Türkler, Türkleri dinsizleştirme projesi ise Ulusalcı Kürtler de Kürtleri dinsizleştirme projesidir. Çünkü Türk de Kürt de her şeyinden vazgeçer, ama aç kalmak uğruna da olsa namusundan ve imanından vazgeçmez. Dindarlar, Kürtlerin hakkını savunmayıp bunu demokrat kisveli materyalistler söyleyince, adamlar Leninci, Maocu oldu. Siz dün Muhammedî idiniz, ne oldu? Çok ilginçtir, bu Maocu adam, namaz kılıp, oruç da tutar. Kürd’ün nasıl paslandığını ve o pasın altında imanın var olduğunu görüyorum.

ALDIĞIM CEZALARIN TAMAMI MÜKAFATTIR!

- Hocam hakkınızda açılan soruşturmalardan bahsettiniz… Ne günlerden ne günlere geldik?

- Ahh ahh!.. Bu memlekette daha 15 sene önce Kur’an’ın bir bölümünü vaaz edebiliyordun, bir bölümünü ağzına alamıyordun. Kur’an’ın bir bölümü serbest, bir bölümü yasak idi. Cihad âyetlerini hutbede okuyamıyordun, ‘zalim düzen’den bahsedilemezdi. Devletin yegâne sahibi kendilerini bilip, Cumhuriyet’i de, Atatürk’ü de, demokrasiyi de sömüren, istismar eden bir grup insan tabiri caizse kendi cumhuriyetlerini ilan etmişlerdi. Ben Türkiye’deki 130 bin imam içinde hutbelerden dolayı en fazla ceza alan imamım. Resmî hutbeyi bir gün olsun okumadım. Bir memurun alabileceği bütün cezaları aldım: Uyarılar, kınamalar, sürgünler, maaş kesmelerin haddi hesabı yoktur. Hamdolsun, ben korkmuyorum Bir tek görevden atma cezası kalmıştı. Bu cezaların tamamını da mükâfat olarak kabul ediyorum, Elhamdülillah. Kimseye de hiçbir minnetim yoktur.

PKK, İMAMLARI NİYE ÖLDÜRDÜ?

- Peki bölge hakkında konuşacak olduğumuzda neler yaşadınız hocam burada?

- Kürtler ile Türkler arasına bilinçli olarak köprüler kuruldu. PKK burada yüzlerce imam öldürdü. Bütün dinî cemaatlere saldırdı. Saldırdıklarının hepsi Kürt idi. Sen benim hakkımı savunuyorsan beni niye öldürüyorsun? Ben Kürdüm ya, bana ne yapıyorsun sen? Ha, sen, “Benden olmayanlar Kürt değildir” diyorsun… “Ve lev Kürd de olsa… Ve lev Kürtçe de konuşsa… “Benim fikrimi taşımıyorsa, bana kölelik yapmıyorsa, benim amirliğimi kabul etmiyorsa benden değildir” diyor. Öcalan’a Kürt halkının önderi diyorlar. Neresi Kürt önderi? Kaç tane Kürd’ün önderi? Kaç milyon Kürd nüfusu var, o kaç kişinin önderi? Abdullah Öcalan, Müslüman Kürdlerin önderi değil, işçisi bile olamaz. Müslümanların kapısına bekçi bile olamaz. O alnını secdeye koymadığı müddetçe biz onu bekçi olarak da kabul etmeyiz.