Siyaset
Sadece rükuda EĞİLİRİZ
Bitlis ve Bingöl’de kendisini bağrına basan onbinlerce vatandaşın, “Dik dur eğilme” tezahüratına cevap veren Başbakan, “Biz sadece Allah’ın huzurunda rükuda eğiliriz” dedi
SERDAR ARSEVEN - BİTLİS/BİNGÖL - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bitlis’te, partisinin Gök Meydanı’nda düzenlediği mitingte halka hitap etti. Erdoğan, alandakilerin, “Dik Dur Eğilme Bu Millet Seninle” şeklinde slogan atması üzerine, “Bitlisli kardeşlerim, biz sadece Allah’ın huzurunda rükuda eğiliriz. Başka bir güç bizi eğdiremez. Ondan hiç endişeniz olmasın, dik duracağız dikleşmeyeceğiz” cevabını verdi.;
“NURS KÖYÜNÜN TARİHİ İSMİNİ İADE ETTİK”
Erdoğan, Bitlis’te 5 siyasi partinin seçim ittifakı yaptığına da dikkati çekerek, “40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta olmaz. Bunların durumu da bu” dedi.
Bitlis’in tarih boyunca hep ilim şehri olduğuna ve birçok büyük tarihi şahsiyetler ve alimler için okul olduğuna işaret eden Erdoğan, bu kentte yetişen alimlerden örnekler vererek, şunları söyledi:
“Hele hele Nurs köyünde doğan, yiğitliğiyle, vatanseverliğiyle, geride bıraktığı eserleriyle hep minnetle anılan Bediüzzaman Said Nursi’yi bir kez daha buradan rahmetle yâd ediyorum. Sadi Nursi’nin doğduğu köyün, Nurs köyünün ismi, 1960 yılından sonra biliyorsunuz “Kepirli” olarak değiştirmişlerdi. Ne zaman? 1960. Biz İçişleri Bakanlığımıza talimatı verdik, gerekli düzenleme yapıldı. 3 Temmuz 2012’de, Nurs köyünün tarihi ismini iade ettik. Şimdi sırada Norşin var. Siirt’te Aydınlar, çıkardığımız yasayla, Tillo ismine kavuştu. Şimdi de çıkaracağımız yeni yasayla Güroymak’ı tarihi ismine kavuşturacağız, “Norşin” ismini artık resmi hale getireceğiz.”
Said Nursi’nin, Nurs köyünde doğduğunu, Bitlis ve başka illerde eğitim aldığını ve sürgünlere rağmen, ülkesini, milletini, vatanını terk etmediğini belirten Erdoğan, “Said Nursi, Hak bildiği yoldan dönmedi” dedi.
“CHP İKTİDARI TARAFINDAN RİSALE-İ NUR YASAKLANDI”
Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basımı yapılan Said Nursi’nin “İşaratül İcaz” isimli bir eserini gösterirken de şöyle konuştu: “Bu eser, Said Nursi hayattayken Diyanet İşleri Başkanlığına mektup yazmış, diyanet tarafından basılmasını, çoğaltılmasını rica etmiş. Maalesef, Said Nursi’nin talebi yerine getirilmedi tam tersine tek parti CHP iktidarı tarafından, 27 Mayıs sonrası hükümetler tarafından Risale-i Nur yasaklandı, basılması, dağıtılması, okunması engellendi. İşte biz Said Nursi’nin o arzusunu yerine getirdik. Diyanet İşleri Başkanlığımız “İşaratül İcaz” kitabını çok özenli şekilde bastı, inşallah diğer bazı kitaplarını da Diyanet İşleri Başkanığı eliyle basacağız.”
“ŞANTAJ YAPACAKSIN, ONDAN SONRA DA ‘BEN ALİMİM’ DİYECEKSİN”
Erdoğan, isim vermeden Fetullah Gülen’i eleştirdi: ‘’İnsanların mahrem telefon görüşmelerini dinleyeceksin, bunları kaydedeceksin, bunları iftira, şantaj için kullanacaksın, hatta daha da ileri gidip insanların yatak odalarını gözetleyecek, onları kaydedecek, şantaj yapacaksın, ondan sonra da ‘ben alimim’ diyeceksin. Soruyorum, tarihte böyle bir alim var mı? Gördünüz mü, duydunuz mu? Tarihte kendi ülkesine ihanet eden, kendi ülkesini karıştıran, kendi ülkesinde fitne çıkaran alim gördünüz mü? Alim, sadece bilen değildir, alim kendisini bilen kişidir. Alim, hırslarını yenen kişidir. Alim, vatanını, ülkesini, milletini seven kişidir. Hem holding patronu olacaksın hem büyük paraları idare edeceksin hem ülkende fitne, kaos çıkarmak için gayret edeceksin hem de alimim diyeceksin. Soruyorum Allah aşkına, alimin bu işlerle ne alakası var?”
“PENSİLVANYA’DAKİ ZAT CHP İLE HAREKET EDİYOR”
Başbakan Erdoğan, konuşmasında, Pensilvanya’daki zatın şimdi CHP ile hareket ettiğini söyledi. “Siz, bu milletin kutsallarına bu ülkede hayat hakkı tanımadınız” diyen Başbakan Erdoğan, “Şu anda artık açık açık ne diyor Pensilvanya, ablaları kapı kapı dolaştırıyor, abileri dolaştırıyor, SMS’ler çekiliyor, ‘oyunuzu AK Parti’ye değil, CHP’ye verin, MHP’ye verin, BDP’ye verin’ diye telkin yapıyor” ifadesini kullandı. Erdoğan, yurtlarda, evlerde, ikna odalarında zulüm yapıldığını belirterek, “CHP Genel Başkanında yüz olsa bu Pensilvanya ile zaten hareket etmemesi lazım. Bu Pensilvanya’daki zat da Said Nursi’ye zerre kadar vefa olsa işte o da bu CHP ile ortak hareket edemez. Ne diyorlar, ‘Arabanın sağ tekeri bozulduysa sol tekerle devam edilir.’ Ondan sonra ne olur? Şarampole yuvarlanır gidersin, olacak olan budur. İşte onun için AK Parti’ye düşmanlık yapıyor, CHP ile MHP ile hareket ediyorlar. Bu CHP, bu MHP ne zaman bu ülkeyi selamate götürdü ki bugün götürsün. Bunlar ne zaman iktidar ortağı oldularsa o zaman kamyonu devirdiler, şimdi de bu MHP, bu CHP yanlarına Pensilvanya’yı aldılar, üç kafadar yola devam ediyorlar. Bunlar zaten araç devirmekte baya ustadırlar, bunların gideceği yer uçurumdur, başka bir yere gidemezler” diye konuştu.
Dinlemeler konusunda muhalefetin sergilediği tavrı da eleştiren Erdoğan, “Biz bu dinlemelerin üstüne giderken, internet yasasını çıkarırken, HSYK düzenlemesi yaparken neden itiraz ediyorlar çünkü Pensilvanya onlara ‘susun, susun’ diyor. Talimatı oradan alıyorlar. Ellerindeki iftira kasetlerini, hukusuz kasetleri, montajları oradan alıyorlar üç kafadar CHP, MHP, Pensilvanya. Türkiye’ye karşı, devlete karşı yapılan bir saldırı var. Bunlar da bunlara payendelik yapıyorlar.” dedi.
“MHP, ŞU ANDA PENSİLVANYA’NIN YEDEĞİ”
Erdoğan, partisinin Bingöl mitinginde yaptığı konuşmada da, isim vermeden Fetullah Gülen’i eleştirdi. Erdoğan, “Daha düne kadar Pensilvanya hakkında en ağır ifadeleri kullanan MHP, şu anda Pensilvanya’nın yedeği oluyor. Yavru muhalefet olmayı bıraktı, yavru telekulak oldu. Milli güvenliğimize saldırı yapılıyor, devlete saldırı yapılıyor, özel hayata, mahremiyete saldırı yapılıyor, CHP de MHP de adeta üç maymunu oynuyor. İnşallah 30 Mart’ta bunlara, üç kafadara da gereken hesabı soracak” dedi.
Erdoğan, şunları söyledi: “CHP demek, Said Nursi’nin hem dirisine hem ölüsüne zulüm demektir. İşte Pensilvanya bu CHP’yle ittifak yapıyor. Onun için Pensilvanya’daki zata gönül veren kardeşlerime sesleniyorum: Nasıl olacak da siz hâlâ bu anlayışla aranıza bir perde koymayacaksınız. Nasıl olacak da fanilerin peşinde baki bir dava için bu şekilde yürüyeceksiniz. Şimdi soruyorum, ‘Bu ülkede yolsuzluk var’ diyen Kılıçdaroğlu, ‘Yolsuzluk var’ diyen Bahçeli, ‘Yolsuzluk var’ diyen BDP, şimdi soruyorum ben bunlara, yolsuzluğun olduğu bir ülkede 230 milyar dolardan milli geliri alıp da 820 milyar dolara nasıl çıkarıyorsunuz?”