NURULLAH ALPAY  Yeniakit.com.tr 

Aile Bilim Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Adnan Kalkan, aileyi yıkıma uğratan ifsat projesi İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili açıklamalarda bulundu.

"Çok sinsi ve aldatıcı bir dile sahip"

"İstanbul Sözleşmesi okumadan, anlamadan yorum yapılmamalı" diyen Adnan Kalkan, "İstanbul Sözleşmesi imzalandığından bu yana çok farklı anlamlı/anlamsız yorumlara sebep oldu. Oysa okumadan, anlamadan yapılan yorumlar ancak bilgi karmaşasına sebep oldu. Bu konuda özellikleri ilahiyatçı, psikoloji, sosyoloji ve hukuk alanında uzman olanlar konuşmalıdır. Nitekim İstanbul Sözleşmesi maddeleri çok sinsi ve aldatıcı bir dile sahiptir." ifadelerini kullandı

Yasa koyucular dahi yıkımı anlayamadı

"İstanbul Sözleşmesi imzalandığında ciddi bir oyun olduğu o zamanki Meclis üyeleri tarafından dahi tam anlamıyla anlaşılamadığı aşikardır." diyen Kalkan "Mesele kadına karşı şiddeti engellemek olarak yansıtıldığı için dönemin yetkilileri İstanbul sözleşmesini kabul ettiler. Bunun toplumsal yıkımı ise ancak uygulamaya konunca anlaşıldı. Doğal olarak tepkiler başladı." dedi.

"İptale giden usül önemli"

Eleştiriler haklı olmakla beraber usül hatasına düşülmemesi gerektiğini vurgulayan Adnan Kalkan, "Özellikle muhafazakar kesim tarafından yapılan eleştiriler haklı olmakla beraber usul hatasına düşerlerse yıkım daha büyük olacaktır. İstanbul Sözleşmesini savunanlarla girilecek basit tartışmalar yerine somut olay ve verilerle ikna yolları kullanılmalı, iptale çalışmalıdır." diye konuştu.

"İstanbul Sözleşmesi kadına şiddeti artırdı"

"Kimin ne çıkarı var da kadın şiddeti artmasına rağmen bu sözleşme savunuluyor?" sorusuyla dikkat çeken ifadeler kullanan Kalkan, sözleşmeyle beraber kadına şiddetin olağanüstü derece yükseldiğini belirtti ve "İstanbul sözleşmesi çıkarılmadan önce aile daha huzurlu ve daha güçlüydü. Feminizm ile İstanbul sözleşmesi evvela kadını tanrılaştırarak aile bağlarını zayıflattı ve ardından kadına şiddeti de ciddi manada artırdı. Açık bir şekilde adına şiddetin İstanbul sözleşmesinden sonra arttığı gözlendiğine göre neden hala bu sözleşmenin devamında ısrar ediliyor? Kimin ne çıkarı var da kadın şiddeti artmasına rağmen bu sözleşme savunuluyor?" dedi.

"Devlet, vatandaşını her türlü zararlı unsurdan korumak zorunda"

İstanbul Sözleşmesi'nin tahribatını tek tek açıklayarak iptal edilmesi gerektiğini belirten Kalkan, "İstanbul Sözleşmesi tarihte eşi benzeri görülmemiş tahribata sebep olacak ve olmuş ender sözleşmelerdendir. Öyle ki kadın kavramından dolayı pedofilinin dahi önünü açan, kültür, töre, namus gibi kavramların açıkça kökünü kazıyan, kadına şiddeti koruma adı altında kadına en büyük zulmü yapan, kocayı evden koparıp çocukları babasız bırakan, LGBTİQ+ evliliğini destekleyerek toplumsal ahlaki çöküşüne sebep olan ve dahi nice şerrin sebebi önemli bir sözleşmedir. Devlet bir an önce vatandaşlarının toplumsal medeniyeti korumak adına İstanbul sözleşmesini iptal etmelidir." ifadesinde bulundu.

"Sadece Cumhurbaşkanı'na yüklenmek doğru değil, destek olunmalı"

İstanbul Sözleşmesi'nin iptal edilmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında olmak gerektiğini belirten "İstanbul Sözleşmesi yanlış bir uygulamadır. Yanlışı yapan ise hatasını düzeltmesi için uyarılmalıdır. Bugün bütün suç sadece Cumhurbaşkanı'nınmış gibi ona saldırmak değil, ona bu sözleşmeyi iptal etmesi için destek olmak gereken gündür. Cumhurbaşkanı hukukçu olmaması sebebiyle onu zamanında yanlış yönlendiren STK, danışman, komisyonun da payı unutulmamalıdır. Malumdur ki sol cenah İstanbul sözleşmesinin devamı için ittifak halinde çalışıyor. Muhafazakar kesim birlik olmalı ve hukuki anlamda müspet hareketle bu yıkıcı sözleşmeyi iptal etmesi için Cumhurbaşkanına destek olmalıdır. Nitekim bu gün İstanbul sözleşmesini iptal edecek tek merci Sayın Cumhurbaşkanı'dır" dedi.

"İstanbul Sözleşmesi olmadan da kendi kanunlarımızla kadını da erkeği de koruyacak durumdayız"

İstanbul Sözleşmesi olmadan kadının korunamayacağı yorumları yapanlara da seslenen Kalkan, şu ifadelerde bulundu:

"Ayrıca İstanbul Sözleşmesi olmadan kadını korunamayacağını dillendirenler de gaflet içinde ithal yasalara bağlı olanlardır. Bizim kanunlarımız zaten aileyi de kadını da korumaya yeter. İstanbul Sözleşmesi ile kadına şiddet artmış, ailelerin dağılması artmıştır.

Bunun yerine milli ve yerli kanunlar yapılmalı ve bu yanlışı düzeltmek için birlik olup Sayın Cumhurbaşkanına destek olunmalıdır."