İşte CumhurbaşkanıErdoğan'ın konuşmasından satır başları;

Ülkemizin çeşitli şehirlerinden ve yurtdışından kurultaya gelen misafirlerimize hoşgeldiniz diyorum. Türk-İş sendikasının 21 yıldır sürdürdüğü bu etkinlik için özellikle tebrik ediyorum. Bu vesiyleyle emekçi kadınlarımız başta olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü en samimi duygularımla kutluyorum.

Kadını yok sayan erkek, kendi yarısından da vazgeçmiş demektir. İşte bu yüzden hem Türkiye'ye hem de dünyaya sesleniyor ve diyorum ki; Kadınlar adalet bekliyor. Kadınlar kota değil adil bir yarış bekliyor. Kadınlar istismar edilmek değil, saygı görmek istiyor. Kimse kadınların bu isteklerine kulak tıkayamaz, sırtınız dönemez.

Kadın öncelikle annedir. Birileri rahatsız olabilir ama ben az önce dinlediğim kadın kardeşimin de söylediği gibi kalbimde cennetin müjdecisi olduğuna inandığım ayaklarının altını öpmekten şeref duyduğum kendi annemle birlikte tüm annelerin özel bir yeri var. Anacığım ayağının altını öperken, ayağını çekerdi. "Anne bana cenneti çok mu görüyorsun, cennetin kokusunu almak istiyorum" derdim. Siz olmasaydınız, erkek de olmazdı. Benim için kadın eşittir. Hayatımı paylaştığım iyi ve kötü günde dimdik yanımda olan ailelerin bireyleri olan tüm kadınlarımıza saygılarımı sununuyorum.

Benim için kadın, kızlarımdır. Tüm genç kızlarıma sevgilerimi iletiyorum. Benim için kadın, torunumdur. Varlığı ile hayatıma neşe katan, yaşama sevinicmi artıran torunlarımla birlikte tüm kız evlatlarımızı muhabbetle kucaklıyor alınlarından öpüyorum.Şehitlerimizin eşleri, evlatları ve kendileri birer kahramandır. Şehitlerimizin emanetine sahip çıkmak hepimizin borcudur. Hepsini minnetle, rahmet anıyorum. Bu ülkenin kadınlarını yanına alanın sırtı yere gelmez, karşısına alan da iflah olmaz.  

Biz ülkelerin ve milletlerin geleceklerinde kadınların rolünü bildiğimizden yurt dışı yardımlarımızda kadınlara öncelik veriyoruz. Kadın elinin değmediği hiçbir işin başarıya ulaşma şansı yoktur.  Katil devlet diyerek ihanet çukuruna gömülenlere inat ülkemize sahip çıkıyor muyuz? Bölücü terör örgütünden paralel delet yapılanmasına kadar bütün örgütlerle birlikte mücadele ediyor muyuz?

Kadını ekonomik ve sosyal hayattan tecrit edilmiş olarak sadece evine hapsetmiş bir anlayış sadece yakın döneme aittir. Bana göre, kadına en büyük zararı hayatı ekonomik özgürlük parantezine mahkum edenler vermiştir. 

Ailesinin tüm hayatını çekip çeviren kadının bu fedakarlığını hangi para ile ödeyebiliriz? Kadınlar, iş hayatının her alanında hak ettikleri konuma gelecekler, bununla beraber ailenin temel bireyi olarak dostlarıyla olan ilişkilerini de güçlü şekilde sürdürecekler. Erkeğin olmadığı yerde kadın, kadının olmadığı yerde erkek yarımdır. Bizim inancımızda tüm yasaklar erkekler ve kadınlar içindir. 

Türkiye geçmişte kadınları sadece cinsiyetlerine değil, kılık kıyafetlerine göre de tesvip eden bir zihniyete şahit oldu. Biz kadının kafasındaki örtüyle değil, kafasının içindeki fikirlerle değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 

Bunun için başı açık, başı kapalı ayrımı yapmıyoruz, yapamayız. Aynı ailenin içinde başı örtülü olan da var, başı açık olan da var. Bunlar birbirine düşman mı olacak? Asla başı açık kadınlara yönelik en küçük bir karşı duruşumuz olmamıştır, olamaz da. Bu ülkede 12 yıla yakın Başbakanlık yaptım. Mesai arkadaşlarımın içinde baş örtülü de var, başı açık da var. Hiç kimse ayrımcılık yapamaz ama daha önce maalesef başı açık kişiler bu makamlara gelemiyorlardı. Onlar bu ülkenin evlatları değil mi? 

Ben kendi kızımı bu sebepten dolayı kendi ülkemde okutamadım, Amerika'da okuttum. Ben bu konuda dertliyim. Oradaki liderler bana sordu, 'siz Müslüman değil misiniz?' diye 'Müslümanız' dedim o zaman 'neden okutamıyorsun?' dediler.