Siyaset
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Fethullah Gülen (mi?)
CHP Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde üzerinde uzlaşacakları adayın özelliklerini açıklayınca aklıma hemen Fethullah Gülen Hazretleri geldi.
Nasıl mı? Efendim özellikle Sayın Genel Müdür’ün de ifade buyurdukları gibi, oyları yetmediği için Cumhurbaşkanını tek başına halka seçtiremedikleri için 2. Turda da olsa mecburen bir aday üzerinde uzlaşıp, ittifak yapmaları gerekiyormuş. Uzlaşma deyince de, tabii ki toplumun katmanları bu isimden daha iyi bir isim üzerinde uzlaşıp ittifak şeyettiremezler (CHP-MHP-BBP-SP-TÜSİAD-Doğan medyası).
Kılıçdaroğlu adayın özelliklerini sıralıyor; “Siyasi kimliği, bir partiye olan aidiyeti çok öne çıkmamış, toplumun her kesimini kucaklayan...” diyor. E işte tam Sayın Gülen’i tarif ediyor. Adam “Cebrail parti kursa oy vermem” diyor. Siyasete bu kadar uzak. Gerçi 30 Mart’ta siyasetin tam dibine bodoslama daldı ama olsun adam yine de AK Parti dışındaki tüm siyasi partileri desteklediği için siyasi aidiyeti ön plana çıkmış sayılmaz. Hem CHP’yi biraz fazla desteklemişse ne olmuş yani? O kadarcık kusur kadı kızında da olur.
Genel Müdür “Toplumun tüm kesimlerini kucaklamalı” diyor. Sayın Gülen kendi cemaati dışındaki dindarları kucaklamadığı için bu konuda biraz sıkıntı olsa da kazın ayağı aslında hiç de öyle değil. Beyefendi, iş dünyasının, sanayi dünyasının mümtaz şahsiyetlerini, kucaklamakla kalmayıp, tespihler, ananaslar, rafineriler dağıtmaktadır. Ayrıca ta 90’lı yılların başından beri desteklediği Yahudi bebeleri için bizar olup ağlamıştır. Yetmemiş Gezi çapulcularını bile kucaklayıp, onları anlamış, içlerinden nice Halid Bin Velid’ler çıkacağını söylemiştir.
Kılıçdaroğlu “İyi eğitim almış olmalı, yabancı dil bilmeli” diyor. Bu, ilkokul mezunu ama olsun. Adam yıllarca medresede dirsek çürütmüş. Ne yani medresedeki eğitim değil mi? Boru mu? Yabancı dile gelince, İngilizcesi yoksa da Arapçası vardır herhalde. Bence Tarzanca da olsa İngilizcesi de vardır. Ne yani adam onca yıldır Pensilvanya’da oturuyor. Tek gözlü odasında hiç mi bir gün sıkılıp dışarı çıkmadı, bakkala gidip bir paket makarna vesaire almadı?
Kılıçdaroğlu “Dünya ve Türkiye dengelerini de iyi bilmeli” diyor. Hazret zaten dünya dengeleri uzmanı desem abartmış olmam. Dengeleri o kadar iyi biliyor ki, onun için İsrail’e tek laf söyletmiyor, bir kerecik olsun eleştirmiyor. Türkiye dengeleri konusunda biraz zayıf olduğu görünüyor, son seçimlerde yanlış ata oynayıp kaybetti. Ama bu da ona iyi bir ders olmuştur. “Bin nasihat-bir musibet” güzellemesini hatırlarsak, bu konuda da eksiklerini giderecektir.
• Ömer İslamoğlu / Akit Gazetesi Okur Postası