Eğitim
182 ülkeden öğrencimiz var
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, üniversitelerde 182 ülkeden uluslararası öğrencinin okuduğuna işaret etti. Saraç, “2014’te 48 bin seviyesinde olan uluslararası öğrenci sayımız 2021’de 207 bine ulaştı. Dünyada uluslararası öğrenci kabul eden ilk 10 ülkeden biriyiz. Avrupa’da ise İngiltere, Almanya, Fransa ve Rusya’dan sonra 5’inci sırada yer almaktayız” dedi.
Buğra Kardan
“2019-2020 verilerine göre 216’sı profesör, 210’u doçent olmak üzere toplam 3 bin 325 uluslararası öğretim elemanı da üniversitelerimizde görev yapmakta” açıklamasında bulunan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, şöyle devam etti: “Erasmus+ öğrencilerince de Avrupa’da en çok tercih edilen ülkelerdeniz. YÖK’ün kuruluşu olan 1982’den 2014’e kadar geçen 32 yılda 15 ülkeyle yükseköğretim alanında iş birliğine gidildi. Son 5 yılda ise aralarında Japonya, Kore, Malezya, Makedonya, Romanya, Tayvan ve Pakistan’ın da bulunduğu 39 ülkeyle iş birliğine yönelik 54 protokol imzalandı. Bu anlaşmalarla Balkanlar’dan Afrika’ya, Uzakdoğu’dan Avrupa’ya geniş çaplı bir uluslararasılaşma faaliyeti sürdürülüyor.
Burs projeleri sürüyor
Hedef odaklı uluslararasılaşma çalışmalarımızdan biri de yabancı uyruklu öğrencilerimize verilen YÖK burslarıdır. Bu öğrenciler, bu burslardan yararlanıp eğitimlerini tamamladıklarında kendi ülkelerine dönmekte, kendi ülkelerinin devlet kurumlarında veya üniversitelerinde mecburi hizmet esasına dayalı olarak görev yapmaktadırlar. YÖK burslarıyla ilgili projemiz Filipinler, Ukrayna, Filistin, Arnavutluk, Bangladeş, Makedonya, Sudan gibi ülkelerle koordineli bir şekilde yürütülmektedir.”
İyi durumdayız
Saraç, “Mülteciler ve geçici koruma kanunu kapsamındaki göçmenler konusunda Türkiye’nin açık kapı politikasıyla uyguladığı insani yaklaşımların yansımasını yükseköğretim sayılarında da görmekteyiz. Dünyada mültecilerin yükseköğretime erişim oranı yüzde 3 iken, Türkiye’de yüzde 7.54 olarak verilmektedir. 2021’de Türk yükseköğretiminde 48 bin 192 Suriyeli öğrenci, 14 bin 206 Iraklı öğrenci ve 8 bin 494 Afganistanlı öğrenci eğitim görüyor. Bu ülkelerden üniversitelerimize katılan toplam öğretim elemanı sayısı da 376” ifadelerini kullandı. Saraç, ayrıca şunları kaydetti:
Büyük yatırımlar yapıldı
“Pandemi döneminde eğitimde, araştırmada ciddi güçlükler yaşıyoruz. Seyahatlerin, ülkeler arası hareketliliğin kısıtlı olduğu bu dönemde bütün dünya üniversitelerindeki uluslararası etkinliklerin ve öğrenci hareketliliğinin de yoğun olarak etkilendiğini görmekteyiz. Sınırlar ve kampüslerin kapalı olması nedeniyle Türkiye’deki üniversiteler de dahil olmak üzere yükseköğretim kurumlarının yüzde 60’ı dijital etkinliklerine büyük yatırımlar yaptılar. Uluslararası tüm etkinliklerde bilişim teknolojileri kullanılarak eğitim ve araştırma sistemlerinin sürdürülmesine azami gayret gösteriliyor.”
Üniversitelerde yüz yüze eğitim talebi
YÖK’ün Sağlık Bakanlığı’na gönderdiği yazıda üniversitelerde yüz yüze eğitimin başlatılabilmesi için akademik ve idari personel ile örgün öğretimde okuyan öğrencilerin eylül ayına kadar aşılanmalarının tamamlanması talep edildi. Yazıda “Aşılanma tamamlanamadığı takdirde başta sağlık olmak üzere uygulamalı eğitim alanlarından mezun olacakların meslek icralarında telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkması kuvvetle muhtemeldir” uyarısında bulunuldu. YÖK’ten Sağlık Bakanlığı’na önemli bir yazı gönderildi. Yazıda şu ifadelere yer verildi: “Ülkenin kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli bir yeri olan yükseköğretim sistemimizde eğitim ile öğretim faaliyetlerinin bütünüyle normalleşmeye geçilerek sürdürülmesi, üniversitelerimizde yüz yüze derslerin 2021- 2022 döneminde başlatılabilmesi ve sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesini temin için hem akademik ve idari personelin hem de öğrencilerimizin öncelikli aşılama programına dahil edilmesi önem taşımaktadır. Aksi takdirde özellikle başta sağlık olmak üzere uygulamalı eğitim alanlarından mezun olacakların meslek icralarında telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkması kuvvetle muhtemeldir.” Yazıda topyekûn normalleşme sürecine geçilmesinin ancak aşılanmanın yaygınlaşmasıyla mümkün olacağı belirtildi.