Yaşam
Kıpçak ne demek?
TRT1'in sevilen dizisi Uyanış Büyük Selçuklu dizisinde sık sık geçen ve bir Türk boyunun ismi olan Kıpçak ne demektir? Kıpçak'ın kelime anlamı nedir? Kıpçaklar kimlerdir? İşte konuya ilişkin detaylar...
Kıpçak ne demek? Bir Türk kaviminin simi olarak bilinen Kıpçak kelimesinin anlamı merak edilmekte. Kıpçaklar TRT1'de yayınlanan Uyanış Büyük Selçuklu dizisinde de sıklıkla geçmektedir. Pek, kıpçak nedir, ne demektir?
Kıpçak ne demek?
Oğuzların (Ogur) en büyük kollarından olan Avşarlar, günlük hayatta çok hareketli (hyper-active) olan çocuklara ve/veya yetişkinlere “kıpçık” derler. Bu tanımdan hareketle Kıpçak adının çok hareket eden, konar-göçer vb. anlamlara gelebileceğini yahut kıpçık deyiminin ortaya çıkışında Kıpçaklardan bir esinlenme (ilham) olabileceğini düşünüyoruz. Azerbaycan Türklerinden bir tarihçimiz de, Kıpçak savaşçıların iki bıçak (kılıç?) taşımalarından ötürü iki bıçaklı>ki bıçaklı>kipçak>kıpçak şeklinde bir ses dönüşümü ile Kıpçak adının ortaya çıktığını ileri sürmüştür. Genel kabul gören tez ise Kıpçak sözcüğünün sarı, sarışın gibi anlamlara geldiği yönündedir. Kıpçak adı Türkçedir ve Kıpçaklar da Türk'tür.
Kıpçak, bir Türk kavim ve bu kavimin rehberliği altında kurulan kavimler birlğinin adıdır. Kelimenin asıl şekli Kıvcak olup daha sonraları seslerin değişmesiyle Kıfçak, Hıfçak; Hıfçah şekillerinde söylenmiştir. Uygur vesikalarında bir şahıs adı olarak geçen bu kelime, Mahmud Kaşgar’de Kıvcak şeklnde geçmekte ve Türklerden büyük bir bölük, bu bölüğün oturduğu bölge, Kaşgar yakınında ibr yer adı gibi anlamlara gelmektedir.
Kutadgu Bilig’de bu kelime dört yerde geçmektedir. Radloff’un da işaret ettiği gibi burada bu kelime “kovı” kelimesi ile birlikte geçtiği için bu iki kelime arasında bir yakınlık düşünülebilir. Halk inanışlarında da Kıpçak kelmesi kovı veya kovuk kelmeleri ile birleştirilmektedir. Örneğin Oğuz Destanı’na göre, Oğuz Kağan’ın “İt Barak” ülkesin fethi esnasında beylerinden birinin karısı hamile kalmış, kocası da savaşta öldürülmüştü. Bu savaş yerinde kadının doğumu yaklaşınca yakınlardaki içi oyulmuş olan bir ağacın içinde çocuğunu doğurdu. Durum Oğuz Kağan’a intkal ettirilince, Kağan ona Türk dilinde içi çürümüş ve oyulmuş ağaç anlamına gelen Kıpçak adını koydu. İranlı Tarhç Reşdüddn Câmü’t-Tevârh adlı eserinde Kıpçak/Kıwcak adını çürümüş,
yıpranmış bir ağaç kovuğu şeklinde açıklayarak Kutadgu Bilig ve efsanelerde geçen anlamları teyid etmiştir. Ahmed Rıfat ise Kıpçak kelmesini bir kavm adı şeiklinde değerlendirerek şöyle tarif etmiştir: “Kazan, Volga ve Don nehirleri ile Kırım havalisinde Cengizoğullarının bir şubesini oluşturan hükümete veya orduda bulunan Tatar kavimlere verilen isimdir.” Rasovsky de Kıpçak kelmesini bir Türk kavim olan Kimeklerin bir kablesinin ismi olarak değerlendirmiş ve zamanla bu kelimenin bütün Kimeklere şamil olduğunu belirtmiştir.
Kıpçak Türklerinin önem arz eden bir özelliği, tarihler boyunca bu kavim tanımlamak için birçok adın kullanılmış olmasıdır.
Kıpçak Türkleri kimlerdir?
Kuman-Kıpçak toplumu olarak andığımız bu Türk Boy birliği, Arap toplumları tarafından Kumanlar, diğer Türk boyları tarafından "Kıpçaklar", Avrupa ve diğer dünya toplumları tarafından “Kunlar” olarak tanınmaktadır.Hun kökenli olan ve Hun tarihinde ismi geçmeye başlayan bu toplum kendisini HUN olarak ifade etmekteydi.
Kıpçaklar da Peçenek ve Uzlar gibi Güneydoğu Avrupa bozkırlarında bir devlet kuramamışlar, daha çok kavmî esaslara göre birleşmiş topluluklar halinde yaşamışlardır. Kaynaklarda çoğunlukla Kumanlar adı altında zikredilen Kıpçaklar, İrtiş boylarındaki Kimekler’in İşim-Tobol vadilerinde oturan bir koludur.
Kıpçakların ataları olan Wu-Sunlar, Mete Han döneminde Hun Birliği içerisinde yer almış, Hun Birliğinin dağılıp bölünmesiyle bağımsız olarak varlıklarını sürdürmüş, kalabalık kitleler halinde yaşayarak, devletleşemeseler de varlıklarını bağımsız olarak devam ettirebilmişlerdi. Wu-Sunlar, M.s. 500’lü yıllardan sonra önce Büyük Göktürk İmparatorluğuna sonra İkinci Göktürk İmparatorluğuna tabi oldular. Göktürk Devletlerinin yıkılmasından sonra ise Uygurlara tabi olmayıp mücadele içerisine giriştiler. Uygur Devletinin baskıları Wu-Sunların daha da batıya göç etmelerine sebep oldu. Bu göç hareketiyle Karluk Devletinin hakimiyeti altına aldığı coğrafyada ulaşan Wu-Sunlar Karluklarla nispeten iyi ilişkiler içerisine girmişti ancak 840 Yılında Uygur ve Karluk Devletlerinin Karahanlılar Devleti bünyesinde birleşmesiyle bu kez Büyük Karahanlı Devleti ile anlaşmazlığa düştüler. 840 Yılında Karluklar ve Uygurların yıkılmasıyla ortaya çıkan Büyük Karahanlı Devleti Kadim Türk Coğrafyası Ötüken’in yegane hakimi durumuna gelmişti. Wu-Sunlar, Karahanlılar döneminden itibaren Kıpçaklar olarak anılmaya başlanmıştır.