Türk aile yapısını dinamitlemek ve toplumu dejenere etmek isteyenler, yeni bir sabotaj girişimini devreye aldı. ‘Evlenelim ama ayrı yaşayalım’ fitnesini yaygınlaştırmak isteyen seküler medya maymunları ve Türk toplumuna rol modeli olarak sunulan sözde sanatçılar, rezaletin reklamını yapmaya başladılar. Aile dernekleri ve psikoterapistler konu ile ilgili Akit’e çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Nikâhın, çiftlerin birlikte aile kurup çoğalarak, toplumun ve medeniyetin ihyasını sağlayan en önemli yapı olduğuna dikkati çeken Aile Danışmanı ve Psikoterapist Adnan Kalkan, “Dinimiz, eşler arasında soğukluk olmasın diye ayrı odalarda bile yaşamayı uygun bulmazken, nikâhlı eşlerin ayrı evlerde ikamet etmesi aile bağlarını sarsar. Bu fitne hareketine karşı uyanık olmalıyız” dedi. Erkek ile kadının gerek psikolojik olarak gerekse duygusal anlamda bir bütün olduklarını kaydeden Kalkan, sözlerine şöyle devam etti:

Amaç aile sistemini yıkmak

“Aynı çatı altında yaşamanın his ve duygulara etki ettiği bir gerçektir. İslami açıdan bakıldığında, dinimizce çiftlerin yatak odalarını ayırması dahi kabul görmemiştir. Çünkü odalar ayrıldığı takdirde, yani fiziksel uzaklaşma oluştuğunda zamanla duygusal uzaklık da oluşur. Bu da ileride yuvanın dağılmasına neden olur. Dolayısıyla nikah kıyıp farklı evlerde yaşamak aile yapımıza ciddi zarar verir. Aile bütünlüğünün dinamikleri vardır. Bu dinamiklerden biri de çiftlerin aynı çatı altında nikâhlı bir şekilde fıtrata uygun yaşamalarıdır. Bu açıkça aile sistemimizi yıkmayı amaçlayanların oyunudur.”

Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik, ise Batı’nın Türk toplumuna dayattığı ailesiz, ahlaktan uzak ve dinimizin emirlerine aykırı bu evlilik şeklinin, yerli işbirlikçileri tarafından özendirilmesine dikkati çekerek “Bu yaşam şekli, emperyalizmin küresel bir oyunudur. Bu oyuna karşı dil, ırk, mezhep, parti, cemaat dernek ayrımı yapmadan hep birlikte el ele vermeliyiz. Zira bu, ailesiz topluma yönelik bir operasyondur” dedi. Ailenin kutsal olduğunu vurgulayan Çevik, “Cinsiyetsiz, ahlaksız bir toplum hayali kuranlar, nikâhlı çiftlerin ayrı yaşamasını özendirerek şimdi de ailesiz bir toplum meydana getirmek istiyorlar. ‘Seviyoruz ama ayrı yaşıyoruz’ şeklindeki, aileyi ifsada yönelik bu fitne hareketi yarın aile sevgisi görmemiş çocukların yetişmesine neden olur. Ailesiz, sevgisiz ortamda büyüyen çocuklar da duygusuz, vicdansız, alkol ve madde kullanımına meyilli olur. Bu çocukların teröre ve suça bulaşma oranı da yüksek olur” dedi.