Kadın - Aile
Patates kızartmasını abartmayın!
Lezzetli ve pratik oluşuyla hemen hemen herkese hitap eden patates kızartması birçoğumuz için neredeyse vazgeçilmezler listesinde.
Lezzetli ve pratik oluşuyla hemen hemen herkese hitap eden patates kızartması birçoğumuz için neredeyse vazgeçilmezler listesinde. Ancak bu lezzet bombasını her gün tükettiğinizde vücudunuzda hiç de istemediğiniz şeyler meydana geliyor.
Patatesteki karbonhidrat oranı son derece yüksektir. Bu oran aslında doğası gereği kötü bir şey olmasa da onu kızartarak tüketmek bir şeyleri yolundan çıkarır. Kızarmış patates karmaşık rafine karbonhidrat (işlenmiş) içerir. Meydana çıkan rafine karbonhidratı vücudumuz çok yavaş sindirir. Üstelik kızarma aşamasında çok fazla yağ çeker ve bu durum bize kilo olarak döner.
Bilimsel araştırmalar, patates kızartması gibi kızarmış yiyeceklerin kanser riskinizi artırabileceği söylüyor. İnsanlar üzerinde henüz kanıtlanmasa da denek hayvanları üzerinde yapılan son bir araştırma patates kızartması içindeki akrilamidin kansere neden olabileceğini ortaya koydu.
Ulusal Kanser Enstitüsü tarafından yayınlanan çalışmanın sonuçları, patates gibi amino asit asparagini içeren sebzelerin yüksek sıcaklıklara pişirildiğinde bu maddenin açığa çıktığını ortaya koydu. Akrilamid, DNA yapısında mutasyonlara ve hasarlara neden olan ve kansere yol açabilen, glisdamid adı verilen bir bileşiğe dönüştüğü meydana çıktı.
Patates kızartması, bazı sağlık problemlerine neden olan tuzla doludur. Yüksek oranda tuza sahip olan yiyecekleri tüketmek yüksek tansiyon riskini artırır. Dolaşım sistemine zarar veren bu beslenme, aynı zamanda kalp ve böbrek rahatsızlıklarına neden olabilir. Felç riskini artırır.
Obezite, kalp hastalığı, kanser, inme, tip 2 diyabet, böbrek hastalığı, sinir kaybı ve beyin fonksiyonu. Bunların hepsi günlük yaşamınızı büyük ölçüde etkileyebilecek olan önemli sağlık problemleri. Amerikan Klinik Beslenme Dergisi'nde yayınlanan bir çalışmada; araştırmacılar, 45 ila 79 yaşları arasındaki 4.400 kişiden gelen verilere bakmış ve sekiz yıl boyunca beslenme düzenlerini ve sağlıklarını takip etmişlerdir. Çalışmanın sonunda, katılımcıların 236'sı ölmüştü.