AKİT MENÜ

Medya

Taha Akyol da döviz gibi tepetaklak oldu! Ne yazdı, ne çıktı

Ülkücülükten liberalliğe geçiş yapan, liberallikte de tutunamayıp Ahmet Davutoğlu'na dümen kuran Taha Akyol, dövizdeki düşüşe burun kıvırdı. Tayyip Erdoğan her “faiz” dediğinde piyasada faizin de dövizin de enflasyonun da arttığını iddia eden Karar yazarı, tam da dövizin baş aşağı çakılarak ekmeğimizin büyüdüğü gün "Ekmeğimiz küçülüyor" diye zırvaladı.

 

 

Ülkücülükten liberalliğe geçiş yapan, liberallikte de tutunamayıp Ahmet Davutoğlu'na dümen kuran Taha Akyol, dövizdeki düşüşe burun kıvırdı. Tayyip Erdoğan her “faiz” dediğinde piyasada faizin de dövizin de enflasyonun da arttığını iddia eden Karar yazarı, "ithal bakan" Kemal Derviş liderliğindeki akıllara zarar ekonomi yönetimine de övgüler düzdü. İşte, Akyol'un tam da dövizin baş aşağı çakılarak ekmeğimizin büyüdüğü gün "Ekmeğimiz küçülüyor" deyip zırvaladığı o yazısı: 

"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomik krizle ilgili konuşmalarında “nass var, nass” ifadesi ciddiyetle tahlil edilmelidir. İki gün evvel de şöyle konuştu:

“Benden başka bir şey beklemeyin… Bir Müslüman olarak nasslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim.”

Bu sözler doları 17 liranın üstüne çıkardı!

(...)

Devlet adamına yakışan (...) akademik ve siyasi özgürlük ortamını sağlamak ve ülkesinin ekonomisini zarara sokacak taze denemelerden sakınmak olmalıdır… Ama işte her “faiz” dediğinde piyasada faiz de döviz de enflasyon da artıyor, ekmeğimiz küçülüyor.

Dünkü 'dövize endeksli mevduat' kararına Durmuş Yılmaz 'örtülü' faiz' dedi. Döviz düştü çok iyi ama bütçeye ve enflasyona etkilerini göreceğiz...

Cumhurbaşkanı, “geçmişte enflasyonu nasıl yüzde 4’e indirdiysek yine indireceğiz” diye konuştu.

Keşke, diyorum.

Fakat Erdoğan’ın “geçmişteki” politikalarıyla bugünkü politikaları taban tabana zıt!

Zıt politikalar aynı sonuçları doğurabilir mi?!

Ecevit hükümetinde Kemal Derviş’in reformlarıyla ekonomiyi sağlıklı bir yola girmişti; AK Parti bunu devraldı. Derviş reformlarının başında Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, Denetleme ve Düzenleme kurumları ile İhale Kanunu gelir.

AB sürecinin de büyük katkısıyla Türkiye’ye yatırım yağıyordu.

 

(...) Derviş reformlarıyla ateşi söndürülen enflasyon, evet, % 4’lere kadar düşecekti. Erdoğan; Derviş’in IMF destekli programını sürdürerek, AB sürecinde ilerleyerek, rasyonel ekonomiden sapmayarak, Ali Babacan ve Mehmet Şimşek gibi rasyonel bakanlarla, henüz bozulmamış kamu kurumlarıyla çalışarak o başarıları sağlamıştı. Ya bugün?..

2011 seçim zaferinin yarattığı özgüven patlaması, ülkeyi bugünkü krize getirecek politikalara yol açtı. Erdoğan düşük faizle tüketimi artırıp oy almak için 2015’te Merkez Bankası’na ağır sözlerle yüklenmeye başladı.

Bürokraside partizan atamalar kurumların kalitesini bozuyor, Batı’dan otoriterleşme eleştirileri geliyordu. Erdoğan’ın hukuk ve özgürlük eleştirileri gelmeyecek dış politika seçeneklerine yönelmesi de başlamıştı.

AK Parti’nin reformlarına destek veren Kemal Derviş şöyle konuşuyordu:

“AK Partinin 2003-2007 dönemiyle, 2008-2014 dönemi arasında ciddi farklar var… Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, BDDK gibi kuruluşların özerkliği çok önemli. Özellikle 2011’den sonra, Düzenleyici Kurullar özerkliğini kaybetti. İhale Yasası onlarca defa değiştirildi. Siyaset ve piyasa ekonomisinin işleyişi arasındaki hassas denge bozuldu… Yavaş büyümeyi, istihdam eksikliğini, gençlerin umutlarını yitirmesini üzülmeden izlemek mümkün değil.” (5 Nisan 2015)

Aynı dönemde Daron Acemoğlu, Şevket Pamuk gibi iktisatçıların, TÜSİAD ve iş dünyasının eleştiri ve uyarılarına Erdoğan sert tepkilerle karşılık veriyordu.

Eleştiriye kapalı olmak, yanlışların birikip kar topu gibi büyüyerek üstümüze yığılmasına yol açtı.

Bugün Erdoğan yeniden ilk dönem politikalarına dönebilir mi? Keşke, ama sanmıyorum. Çünkü bu, kurumların bağımsızlığını, liyakat ilkesini, CB sistemindeki muazzam yetkilerin sınırlandırılmasını kabul etmesi demektir…

Bu durumda dindar vatandaşlarımızın seçmen sadakatini pekiştirmek için yoğun bir İslami dil kullanıyor; “nass” gibi, “krizden çıkışın anahtarı İslam ekonomisidir” gibi…

Ama bu söylem hem dinin temiz ulviyetine zarar veriyor hem sorunlara rasyonel çözüm beklentisini sarsarak ekonomiye zarar veriyor."

 

 

 

Yorumlara Git

TOKİ'den indirim kampanyası! Bakan Kurum detayları paylaştı

İşte Halk TV’nin ve İsmail’in gerçek yüzü! İstedikleri cevabı alamayınca bakın ne yaptılar

Yapay zeka açıkladı! Dikkat çeken sonuç: Çok şaşırtıcı bir oran ortaya çıktı…

ANKA 3, ilk atışta hedefi başarıyla vurdu

Arda Turan’ın rekoru kırılacak! Gündem oldu: Müthiş potansiyel var müthiş dediler: O ülkeye gidecek…