Ortaöğretimde okuyan öğrenciler için seçmeli ders süreci başladı. Talebeler önümüzdeki yıl öğrenim göreceği seçmeli derslerle ilgili 3-21 Ocak tarihleri arasında tercih yapılabilecek. İlkokul 4. sınıf, ortaokul 5, 6 ve 7. sınıflar ile lise 9, 10 ve 11. sınıflarda okuyan öğrencilerin bu tarihler arasında tercihlerini e-okul sistemi üzerinden yapması gerekiyor. Eğitimciler, “Kur’an-ı Kerim”, “Peygamberimizin Hayatı”, “Temel Dini Bilgiler” gibi dini derslerin tercih edilmesi konusunda öğrenci ve velilerini duyarlı olmaya davet ediyor.

Seçmeli değil zorunlu olmalı

Psikoloji Bilim Uzmanı Eğitimci Yazar Adnan Kalkan, “Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören öğrenciler, seçmeli ders tercihlerini 3-21 Ocak 2022 tarihleri arasında yapacaklar. Dolayısıyla, öğrencilerin ve özellikle velilerin bu süreci dikkatlice takip ederek neslimizin ihyası, medeniyetimizin inşası için Temel Dini Bilgiler, Siyer-i Nebi ve Kur’an-ı Kerim gibi derslerin tercih edilmesinde özen göstermesi gerekiyor. Kendi inanç, kültür ve değerlerine sahip çıkan bir gençliğin yetişmesi, ancak manevi derslerin gönüllere nakşedilmesi ile mümkündür” açıklamasında bulundu. Dini derslerin ortaokul ve liselerde seçmeli değil tamamen zorunlu ders olarak okutulması gerektiğini ifade eden Kalkan, “Normalde dini dersleri almak istemeyenlerin dilekçe verip farklı dersleri seçmeleri gerekiyor. Fakat hâlihazırda bu dersler öğrencilere seçmeli olarak veriliyor. Bu durumda özellikle veliler çocuklarına dini dersleri seçtirmeye gayret etmelidir. Son zamanlarda okul müdürlerinin branş öğretmenlerinin ders saatlerini tamamlamak için bu önemli 3 dersin yerine diğer branş derslerini öğrencilere seçtirdiğine şahit oluyoruz. Böyle durumlarda dinimizi öğreten derslerin açılması için okul müdürlerine dilekçeler yazmalıdır” dedi.

Dini dersler paha biçilemez

Eğitimci Yazar Duran Çetin, “Ortaokul ve liselerdeki seçmeli dersler içinde yer alan Kur’an-ı Kerim, Hz. Muhammed’in Hayatı ve Temel Dinî Bilgiler dersleri son zamanlarda yapılan en güzel uygulama olmuştur. Yıllarca atıl kalan bir alanın yeniden yeşermesi böylece mümkün olabilmiştir. Milletlerin ayakta kalabilmesi için vazgeçilmez esaslardan biri de inançlarıdır. İnandığı gibi yaşayabilmek için de bilgi donanımına sahip olması gerekir. İşte geleceğimizin inşası olarak nitelenebilecek bu dersler paha biçilemez değerdedir” ifadelerini kullandı. Seçmeli dersler için toplumun her kesiminin itiraz etmeden destek vermesi gerektiğini kaydeden Çetin, “Çünkü bizim “iyi insan”a ihtiyacımız var ve bu dersler iyi insan olma ve iyi insan kalma özelliklerini öğretiyor. Ayrıca bu dersler, günümüz problemlerinin başında gelen doyumsuzluk, sabırsızlık, şükürsüzlük ve ruh çökkünlüğü durumları için günümüze de hitap etmekte. Ama eğitim dünden bugüne ürün alınan bir alan değildir. Bu dersler ile geleceğe yatırım yapıyoruz. Bu derslerin meyvelerini daha net olarak gelecekte yaşayacağız. İyi insan olma özelliğinin anahtarı olan bu seçmeli dersler için her kesimin itiraz etmeden destek vermesi gerekir. Zira gençliğin elden gitmemesi, millet olarak dimdik ayakta var olabilmek için en büyük katkı bu yol ile olacaktır” açıklamasında bulundu.

Dini değerler kalbin gıdasıdır

Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. A. Halim Ulaş, “Yüce dinimiz İslam, dünya ve âhiret hayatımıza yön veren son semavi dindir. Bu açıdan insanın mutluluk ve saadetini temin ve tesis eder. Değer odaklı yetiştirilen çocuklar dünyevi işlerde başarılı ve muvaffak oldukları kadar, ahirette de ebedi saadete erişecektir. Aklın nuru medeniyet fenleri olduğu gibi kalbin gıdası dini değerlerimizdir” ifadelerini kullandı. Saadet ve huzur olarak tanımlayabileceğimiz kavramların bu iki kutbun bir araya gelmesiyle gelişeceğini söyleyen Ulaş şunları söyledi: “Şanlı tarihimizde maddi ve başarıların zirvede yaşandığı dönemlerde her iki dal sağlam bir besleyici olarak karşımıza çıkar. Bugün fen ve teknolojide ileri giden batı dünyası maalesef huzur ve saadet kavramlarından çok uzaktır. Bu vesile ile seçmeli temel dini derslerinin küçük yaştan itibaren etkili bir surette ve değer odaklı olarak çocuklarımıza verilmesi, bugün yaşanan birçok problemi temelden çözecek ve çocuklarımızı çift kanatlı olarak maddi ve manevi olgunluğun zirvesine taşıyacaktır.”