İnsanlar ve toplumlar, asırlar boyu güzellik masallarının peşinden koşmuş, kendilerini o masallara taşıyacak araç ve yöntemlerin izinden gitmiş, bu uğurda yeni keşiflere imza atmıştır. Tarih boyunca hayat geçirilen güzellik sırları arasında en fazla merak uyandıranlar Osmanlı haremine ait bakım ve güzellik ritüelleri olarak bilinir. Osmanlı hareminde yaşayan, güzellikleri dillere destan filmlere ve kitaplara konu olan kadınların güzellik sırları, üzerinden asırlar geçmesine rağmen bugün hala ilgi çekmeyi başarmaktadır. İşte, Osmanlı hareminden şaşırtıcı güzellik tüyoları…

Osmanlı sultanlarının güzellik sırları

Saç ve Cilt Bakımı: Saç ve cilt bakımında kili çok kullanmışlar. Kildanlıkların içine önce kili sonra da suyu koyarlarmış. Kil aşağıya çökünce, üstündeki suyu kullanırlardı. Bu suyun yumuşatıcı ve saçı-deriyi besleyici etkisi vardır.

Saçları Yumuşatmak: Saçlar sabunla yıkandığı zaman sertleşir. Bunun için yumuşatıcı olarak hatmi ve ebegümeci kullanmışlar. Bu bitkileri kaynatınca kıvamlı bir su oluşur. İşte o kıvamlı su bugünkü saç kremlerinden daha etkili. Saraya kilolarca kurutulmuş hatmi ve ebegümeci gelirdi.

Kokulu Sabun: Temizlikte sabun en önemli üründü. Bu sebeple çok büyük bir sabun sektörü vardı. Saraya da en kaliteli sabunlar gelir ve bunlara eritilip kullanacak kişinin zevkine göre gül veya meyve şekilleri verilirdi. Saraylıların sabunları mutlaka kokulu olurdu.

El ve Ayak Bakımı: El, ayak ve tırnak bakımı da çok önemliydi. Bunun için susam veya zeytinyağı çok kullanırlardı. Ama bunları bitkilerle birlikte kullanırlardı. Özellikle gül yağı tercih edilirdi. Bu da şöyle elde edilirdi; kokulu gül yaprakları zeytinyağı ya da susam yağı içinde bekletilir. Sonra süzerek elde edilen yağ, cilde çok faydalı olurdu.

Limon: En önemli güzellik sırlarından biri de limondu. El ve yüzleri için beyazlatıcı olarak kullanılırdı. Limon antisepti olup içinde şeker vardır, yüzü besler, gerginleştirir ve yaraları iyileştirir.

Kese: Saraydakilerin bir numaralı güzellik sırrı temizlikti. Hamam kültürü bu sebeple gelişmişti. Banyoda mutlaka keselenilir ve keselenmek de en doğal peeling'di. (cilt temizliği)

Cilt Yağları: Cilt bakımında yağları çok kullanmışlar. Çünkü keselenip, ölü deriyi attıktan sonra dışarı çıkılırsa cilt çabuk buruşur. Bu yüzden banyodan sonra ince bir tabaka yağ cilde sürülürdü. Böylelikle dış etkenlerden korunurdu.

Gül Suyu: Osmanlı saraylarında tonlarca gül suyu kullanılıyordu. Çünkü gül suyu yüzü temizler, cildi nemlendirir ve kırışıklıkları giderirdi.

Yemek Yemek: Osmanlı'da çok önemli iki estetik kaygı vardı. Ciltlerinin beyaz, saçlarının siyah olması makbuldü. Açık renk saç sevilmiyordu. Beyaz ten ise güzellik demekti. Güzellik ve genç kalmak için yemelerine çok dikkat ederlerdi. Zaten kesinlikle çok yemezlerdi. Özellikle ilkbaharda çok az yenilir, yenilenler de bağırsakları ve kanı temizleyecek sebzeler olurdu.

Koku: Osmanlı sarayında kokular çok önemliydi. Hatta hekimler kokuyla tedavi bile yapıyordu. Değişik kokuların insanları ruhen ve bedenen nasıl tedavi edeceğini çok iyi bilinirdi. Çok güzel parfümler elde ederler ve özellikle baharda buhur günleri yaparlardı. Sabahlara kadar kazanlar kaynar güzel kokular elde edilirdi.

Osmanlı sarayında kadınlar nasıl giyinirdi?

Saray kadınlarının giysilerinde daha çok brokar, kadife, çatma, seraser, diba, atlas, canfes, tafta, vala, çuha, sof ve al gibi kumaşlar kullanılmaktaydı. Altın tellerle işlenen kıyafetler, değerli mücevherlerle süslenmekteydi.

Saç dökülmesini önleyen 6 yiyecek

(↓) Haberin detayları için (↓)TIKLAYINIZ