Yunus Emre Enstitüsü her yıl birbirinden farklı faaliyetleri dünyanın birbirinden farklı şehirlerinde gerçekleştiriyor. Dört yıldır T.C. Priştine Büyükelçiliği himayesinde gerçekleşen festival beşinci yılında tamamen Yunus Emre Enstitüsü organizasyonuyla halkla buluştu.

Programa bakıldığında hem renk olarak hem tavır olarak birbirinden farklı ve yetenekleriyle dünya çapında kabul görmüş isimler dikkati çekmekteydi.

Söz konusu faaliyet kapsamında yer alan isimler şöyleydi: Mercan Dede, Aydın Esen Trio, Eren Coşkuner Quartet, Baki Duyarlar (Kemen Caz) ve uluslararası bir grup olarak NY Gypsy All Stars. Balkanlarda caz dünyasının sesine kulak kesilmek bu olsa gerek.

Tam manasıyla bir caz performans yapmayan ama işin içine doğaçlamayı (emprovize) katan ve etnik rengiyle Balkanlarda çokça seveni bulunan Mercan Dede ve yine benzer özellikleriyle NY Gypsy All Stars (ilki) açılışı ve (ikincisi) kapanışı bir parti havasında geçirme adına müthiş konserler gerçekleştirdiler.

Festival mekânları olarak tercih edilen Gençlik Sarayı adı verilen binanın Kırmızı Salonu (Red Hall), Swiss Diamond ve bir müzik okulu olan Prenk Jakova hem kapasitesi hem de atmosferiyle konserleri takip edenlere ve müzisyenlere büyük bir rahatlık ve imkân sağladı.

MERCAN DEDE: USTADAN ÇIRAĞA

Açılış performansını gerçekleştiren Mercan Dede’nin ekibi oldukça genç ve başarılı müzisyenlerden oluşuyordu. Mercan Dede ismi bu genç müzisyenleri yetiştiren usta çırak ilişkisine işaret ediyor sanki. Mercan Dede’yi (Arkın Ilıcalı) tanımayan yoktur artık; senelerdir kendine has duruşu ve müzik anlayışıyla dünya genelinde adından sıkça söz ettiriyor. Son yılların muhtemelen Türkiye’deki sayılı kabak kemane müzisyenlerinden Cafer Nazlıbaş ve yine kendi alanlarında oldukça başarılı Tanju Yıldız (bağlama), Burak Malçok (ney) ve Mert Elmas (perküsyon) izleyenlere/dinleyenlere müthiş bir müzik şöleni yaşattılar.

Aydın Esen’i sahnede bir nevi trans halinde görmek müthiş bir tecrübe. Aydın Esen’i tanımayanlar vardır -ki bu mümkün zira kaliteye olan uzaklığımızla meşhuruzdur- lakin dünya genelindeki Aydın Esen imajını kısa bir anekdotla açıklayalım: Chick Corea'ya şu anda dünyanın en iyi piyanistinin kim olduğu soruluyor ve Corea “belki çoğunuz tanımaz ama bir Türk, Aydın Esen” diyor.

DÜNYANIN KÖTÜLÜKLERİNİ UNUTTURAN İYİLİK SESLERİ

Kosova Türk Caz Festivali beşinci yılında, Yunus Emre Enstitüsü organizasyonuyla artık geleneksel oldu diyebiliriz. Bu geleneksel festivalin sonraki günlerinde klasik eğitimi süresince çok küçük yaşlardan beri ilgi duyduğu etnik, rock, fusion, latin gibi stiller, daima yenilikçi ve müziğine devamlı bir şekilde yeniyi katma düşüncesi ile kuramsal yaklaşımları, daha özgürlükçü bir kavram ile birleştirme arzusuyla caz müziğe emek veren Eren Coşkuner ekibiyle (Eren Coşkuner Quartet) Jakova’da sahne aldı.

Festivalin dördüncü gününde Priştine Swiss Diamond Hotel’de, yenilikçi ve yaratıcı bakışıyla yaptığı kompozisyonlarla gelenekselliği göz ardı etmeyerek; o zamanların ruhunu da yaşatan ve caza etnik bir hava katan Baki Duyarlar müzikseverlerle buluştu. Baki Duyarlar’a eşlik eden Dilek Türkân ve Derya Türkân ise konsere kendilerine has tarzlarıyla konsere renk kattılar.

Son gün ise festivalin başladığı Red Hall’de kapanışı muhteşem performansıyla, caz esintili Türk, Balkan ve Ortadoğu tınılarını bünyesinde toplayan, uluslararası bir grup olan NY Gypsy All Stars yaptı.

Haftanın sonunda dünyanın kötülüklerini kısa bir süre de olsa unutturan iyilik sesleri kaldı Kosova’nın hafızasında. Böylesine büyük bir organizasyonu hakkıyla ve başarıyla gerçekleştiren ve festivali önümüzdeki yıllarda daha da büyüterek yoluna devam etmeyi planlayan Yunus Emre Enstitüsü’nü tebrik etmek; katılan sanatçıları da muhteşem sahneleri ve bu sıra dışı yeteneklerinin yanında mütevazı duruşlarından dolayı ayakta alkışlamak tüm sanatseverlere düşüyor.