AKİT MENÜ

Kadın - Aile

Gül hastalığı (Rosasea) belirtileri, nedenleri ve doğal çözümler! Gül hastalığı bulaşıcı mıdır?

Gül hastalığı ciltte görülen iltihaplı kızarıklıklar, sivilce benzeri kabartılar, yüzeysel damar genişlemeleri şeklinde ortaya çıkan, daha çok yüzde, burun çevresinde görülen bir hastalıktır. Peki, Gül hastalığı bulaşıcı mıdır? Gül hastalığı tedavisi hakkında merak edilen tüm detaylar haberimizde...

Güncelleme Tarihi:

Nedeni tam olarak bilinmediğinden dolayı kesin bir tedavisi de olmayan “Gül Hastalığı” ciltte kızarıklıklarla ortaya çıkan bir cilt problemidir. Belli bir tedavisi olmasa da semptomları en aza indirebilecek bazı yöntemler uygulanabilmektedir. Peki, “roza hastalığı da denilen gül hastalığı tedavisi için neler uygulanır, belirtileri nelerdir, gül hastalığına ne iyi gelir, bulaşıcı mıdır, doğal tedaviler nelerdir?

Özellikle açık tenli kişilerde görülen gül hastalığı genellikle orta-ileri yaştaki kişileri etkiliyor. Kadınlarda daha sık görülür, ancak erkekleri etkilediğinde daha şiddetli olabilir. 

Gül hastalığı nedir, belirtileri nelerdir?

Gül hastalığı (rosasea) dünyada milyonlarca insanın muzdarip olduğu, genellikle yanaklar, alın ve burunda kızarıklıklarla kendini gösteren kronik bir cilt hastalığıdır. Başlarda yüzde görülen belirtiler daha ileri vakalarda, sırt, karın gibi vücudun çeşitli bölgelerinde de görülebilir ve gül hastalığının belirtileri de hastalığın türüne göre farklılıklar gösterir. Rozasea çeşitleri arasında en sık rastlanılanları şunlardır:

Eritematotelenjiektazik rozase: Damar genişlemeleri şeklinde görülür.

Fulminas: Ciltte akne benzeri belirtiler görülür.

Ödematöz gül hastalığı: Ödem ve kızarıklıklar görülür.

Aşağıdaki belirtileri sıklıkla yaşıyorsanız, rosasea hastalığından şüphelenebilirsiniz:

Yanaklar, burun ve alın kısmında kızarıklık ve şişlikler

Yüzünüzde yanma veya acı hissi

Örümcek ağı benzeri kan damarlarının belirginleşmesi

Gözlerde yanma ve acı hissi, ışığa duyarlılık, görmede bozukluk, göz kapaklarında belirgin damarlar

İnişli çıkışlı cilt dokusu

Özellikle burun derisinde kalınlaşma

Geniş cilt gözenekleri

Gül hastalığı her yaşta görülebilir, ancak 30’lu yaşlardan sonra risk daha yüksektir. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülse de erkekler için bu hastalığın semptomları daha ağır olabilmektedir. Gül hastalığı bulaşıcı mıdır? Hayır, gül hastalığı kişiden kişiye bulaşan bir hastalık değildir.

Gül hastalığına neden olur? Neden olan faktörler

Genetik yatkınlık: Aile öyküsü %30-40 oranında bulunmaktadır. Ancak genetik geçiş için halen net bir kanıt yoktur.

Enfeksiyöz nedenler: En çok suçlanan enfeksiyöz ajanlar midede bulunan Helikobakter pilori (H pylori) bakterisi ve yüzde bulunan demodeks akarlarıdır.

Çevresel faktörler: Ultraviyole ışığı ve çevredeki ısı değişiklikleri gibi çok sayıda çevresel faktör rozase lezyonlarının başlamasında veya alevlenmesinde rol
oynamaktadır.

Psikojenik etmenler: Özellikle aralıklı gözlenen yanma ve kızarıklık atakları, hastanın duygu durumundaki değişikliklerden ve psikolojik stresten etkilenebilir.

Doğal bağışıklık sistemi: Son dönemlerde derideki doğal savunma sistemindeki dengesizlikten bahsedilmektedir.

Gül hastalığı için doğal tedaviler

Tedavinin ilk aşaması yukarıdaki tetikleyicilerden mümkün olduğunca uzak durmaktır. Bununla birlikte kan damarları, kızarıklık ve hastalığın ciltte yarattığı diğer sorunlar için lazer tedavisi uygulanabilir. Tıbbi tedaviler arasında ilaçlar ve kremler de bulunur. Bu tür tedaviler için doktorunuzla görüşmeli ve uygulayacağınız yöntemler hakkında doktorunuza danışmalısınız.

Tedavilerin hiçbiri hastalığı tamamen çözmese de semptomları hafifletir ve hastalıkla başa çıkmanıza yardımcı olur. Gül hastalığının semptomlarını hafifletmek için aşağıdaki doğal yöntemleri uygulayabilirsiniz. Gül hastalığından kurtuldum demek için tabi ki doktorunuza başvurmalısınız.

Yeşil çay: Yeşil çayın iltihap önleyici özelliği vardır. Bu nedenle yeşil çay içeren doğal kremler kullanabilir, buzdolabında soğuttuğunuz yeşil çayı pamuk yardımıyla cildinize uygulayabilir, gün içerisinde 1-2 bardak yeşil çay içebilirsiniz.

Esansiyel yağlar: Anti-enflamatuar, antibakteriyel ve sakinleştirici özellikleri olan çeşitli esansiyel yağlar var. Bu yağlar cilt akarlarıyla etkili bir şekilde mücadele edebilir. Gül hastalığı tedavisi için; 1 çorba kaşığı avokado yağı, 1 damla çay ağacı yağı ve 1 damla lavanta yağını bir sprey şişesine koyun ve iyice çalkalayın. Her gece yatmadan önce bu karışımı cildinize uygulayın.

Alo vera: Aloe vera, harici olarak uygulandığında detoksifiye ve nemlendirici özelliğe sahip etkili bir bitkidir. Ayrıca faydalı içeriği iltihap ve kızarıklıkların giderilmesine yardımcı olur. Hafif veya orta dereceli gül hastalığından muzdaripsanız, taze aloe vera jelini günde iki kez cildinize uygulayabilirsiniz.

Elma sirkesi: Bir bardak ılık suya bir tatlı kaşığı bal ve 1 tatlı kaşığı elma sirkesi karıştırıp içmek, vücudun pH seviyesini dengeleyerek Gül hastalığı belirtilerini hafifletebilir. Ayrıca iltihap ve kızarıklık için topikal olarak da uygulanabilir. 1 bardak suya 2 yemek kaşığı doğal elma sirkesi ekleyin ve karışımı pamuklu bir bez ile 10 dakika kadar uygulayın, ardından ılık suyla durulayın. Bunu haftada 3 kez tekrarlayın.

Keten tohumu: Yüksek oranda omega-3 içeren keten tohumu vücuttaki iltihaplanmaya iyi gelmekle birlikte bir çok faydaya sahiptir. Her gün keten tohumu veya yağını  tüketebilirsiniz.

Papatya: Cildi rahatlatan ve iyileşmeyi destekleyen temel yağlar ve flavonoidler içeren papatya, aynı zamanda anti bakteriyel, anti alerjik ve anti-enflamatuardır özelliklere sahiptir. Papatyanı iyileştirici özelliklerinden faydalanmanın en iyi yolu , 2 bardak kaynar suya bir avuç kadar papatya ekleyip, demlemek ve buzdolabında soğutup pamuklu bezle cilde kompres yapmaktır. Gül hastalığına iyi gelen bitkiler arasında bulunan papatya, çay olarak tüketildiğinde de oldukça faydalıdır.

Zerdeçal: Zerdeçalın etken maddesi olan kurkumin, antienflamatuar, antioksidan ve anti-kanser özelliklere sahiptir. Ek olarak, kurkuminin detoksifikasyon etkisi, cilt hücrelerinin yenilenmesine ve gül hastalığı belirtilerinin hafiflemesine yardımcı olur. Zerdeçalı beslenmenize ekleyebilir, aynı zamanda topikal olarak uygulayabilirsiniz. Bir çay kaşığı zerdeçal ve 1 yemek kaşığı hindistancevizi yağını karıştırıp bunu cildinize sürün. Yarım saat kadar bekledikten sonra ılık suyla durulayın.

Bal: Bal doğanın en güçlü şifalı besinlerinden biridir. Bir çok faydasıyla birlikte antiseptik ve antibakteriyel özelliklere sahiptir. Bir çok cilt problemini iyileştirici etkiye sahip olan bal gül hastalığı için de faydalıdır. Rosasea için bal direkt olarak cilde uygulanabilir. Uygulama sonrası 10 dakika bekleyin ve ılık suyla cildinizi durulayın. Ayrıca zerdeçal ve ham bal karıştırılıp tüketildiğinde de pek çok fayda sağlar.(Kullanacağınız balın mutlaka katkısız ham bal olduğundan emin olun.)

Yukarıdaki doğal çözümlerle birlikte beslenmenize de çok dikkat etmelisiniz. Bağırsak bakteri dengesizliği gül hastalığının belirtilerini kötüleştireceğinden bu duruma gerekli hassasiyeti göstermeniz oldukça önemli. Bu nedenle zararlı bağırsak bakterilerini arttıran şekerli ve nişastalı gıdalardan uzak durmalı, bol miktarda lif içeriği yüksek gıda tüketmeli (özellikle yeşil yapraklı sebzeler), narenciye ve baharatlı yiyeceklerden kaçınmalısınız. Ayrıca gün içerisinde bol bol su içmeye dikkat etmelisiniz.

 

 

Yorumlara Git

99 bin tavuk itlaf ediliyor: Hollanda’da 6. Kuş Gribi vakası

Genelkurmay Başkanı'nı taşıyan uçak düşmüştü... Libya'dan Türkiye kararı

Suriye’ye ihracatta rekor artış: Yüzde 54 sıçrama

‘Hatay’da enkazlara panel’ yalanı: Yapılan binlerce deprem konutuna rağmen utanmadılar!

Darısı Türkiye'nin başına... Komşu ülkede idam kararı