AKİT MENÜ

Gündem

O ARTIK TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNDE

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, AYM’nin 52. kuruluş yıldönümü dolayısı ile düzenlenen törende Paralel Yapı’ya ve Twitter’e arka çıkarak, hükümeti hedef alan sözler sarfetti. Siyasi bir ağız kullanarak, Gül ve Erdoğan’ın da bulunduğu törende yargı vesayetine soyunan Kılıç’a tepki yağarken, AK Partili Şamil Tayyar, “Kılıç da Abdüllatif Şener’leşti... Artık o da tarihin çöplüğünde” ifadesini kullandı.

2014-04-26 10:35:28

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın saygı ve nezaket sınırlarını zorlayan sözlerine hükümet kanadından ve hukukçulardan tepki yağdı. Yargı vesayetine soyunan Kılıç’ın hukuki değil, siyasi sözler sarfettiğini belirten AK Parti kurmayları, “Tarafsızlığını yitiren Kılıç, istifa ederek cübbesini çıkarıp siyasete girsin. Haşim Kılıç, AYM’nin saygınlığını bitirmiştir” dediler.

YENER DÖNMEZ / ANKARA -  Paralel Yapı’nın desteğiyle Cumhurbaşkanlığı’na aday olacağı iddia edilen Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, 52. kuruluş yıldönümü dolayısıyla yaptığı siyasi içerikli açıklamalarla Yüksek Mahkeme’nin saygınlığına gölge düşürdü. AYM Yüce Divan Salonu’ndaki törene katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da dinlediği talihsiz açıklama büyük tepki çekti. Kılıç’ın sert sözlerinden rahatsız olan Gül ve Erdoğan, Kılıç’ın ev sahipliğindeki resepsiyona katılmayarak tavırlarını ortaya koydular.

KILIÇ GÜNDEMİ BELİRLEME DERDİNDE

30 Mart yerel seçimlerinden sonra imza attığı kararlarla tartışmalı bir isim haline gelen Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, bu sefer de tuhaf açıklamalarıyla gündemde. AYM’nin 52’nci kuruluş yılı nedeniyle Yüce Divan Salonu’nda düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve çok sayıda davetli katıldı. Başkan Haşim Kılıç, törendeki konuşmasında Başbakan Erdoğan ve AK Parti hükümetini hedef aldı. AYM’nin tartışmalı kararlarına yönelik tepkileri “Vicdan yolsuzluğu” olarak nitelendiren Kılıç, Başbakan Erdoğan’ın “Saygı duymuyorum” dediği Twitter kararını ise “Alınan kararda idari bir işlemin kanuni bir dayanağının olmaması” sözleriyle sahiplendi. “Kararlarımızın arkasındayız” mesajını veren Kılıç, Paralel Yapı’ya da sahip çıktı, “Kimse kendini ev sahibi sanmasın” dedi. Emniyet ve yargıdaki atamalara değinen Kılıç, “Yer değiştirerek sorunları çözemezsiniz. Yargı milletin iradesine tuzak kurulacak yer değildir” ifadelerini kullandı.

MİLLİ DEĞİL TARTIŞMASI

Erdoğan’ın AYM’nin kararlarına ilişkin “Milli değil” açıklamalarına göndermede bulunan Kılıç, “Anayasa Mahkemesi’nin siyasi amaçlarla hareket olduğunu söylemek ya da milli olmamakla suçlamak sığ eleştiriler. Hukuk devletinin en belirgin diğer bir özelliği tasarruflarının ön görülebilir, ulaşılabilir açık ve şeffaf olmasıdır. Hukuk devletinin odağında, iktidar gücünün keyfi davranışlarının sınırlandırılması vardır. Bu nedenle kamu gücünü kullananlar da vatandaşlar gibi hukuksal ilkelerle kuşatılmışlardır. Öncelikle yazılı hukuk kurallarının, adli kolluğun ne durumda olduğunun tespiti gerekir. Sisteme dâhil unsurlar birbirini engellemeden sorun yok demektir. Haklı bir neden olmaksızın, kamu yararı gözetilmeden, yazılı hukuk kurallarında çok sık aralıklarla yapılan değişiklikler hukuk güvenliğini sağlayamaz” dedi.

“KALEYİ İŞGAL EDENLER…”

Yargının işgal altında olduğu imasında bulunan Haşim Kılıç, bu durumda hukuk güvenliğinin olamayacağını savunarak, “Barışın teminatı olan farklılıkların birlikte yaşamasını ancak başkalarının hak ve özgürlüklerini savunan onurlu insanlar hayata geçirebilir. İdeolojik ve siyasi yapılanmaların hedefinde her zaman ele geçirilmesi gereken bir kale olarak görülmüş, ele geçirenler de kendi vesayetini dayatmanın peşine düşmüştür. Kaleyi işgal edenler de yargıyı siyasi düşüncelerle ideolojilerine lojistik destek sağlamak için, rakiplerinden intikam amacı olarak kullanmışlardır. Bu anlayış ve işgalden kurtulmadıkça bağımsız yargının oluşması hayaldir. Vesayet altındaki yargıdan hukuk güvenliğinin sağlanması beklenemez” diye konuştu.

“YARGI MİLLETİN İRADESİNE TUZAK KURMAZ”

2010 yılında referandumla yapılan değişikliğe de atıfta bulunan Haşim Kılıç, yeni bir vesayetçi anlayışın oluştuğunu iddia etti. “Yargı milletin iradesine tuzak kurulacak yer değildir” diyen Kılıç, şöyle devam etti: “Herkese bildik gelen bir sözle yeniden tekrarlamak gerekirse hukuk güvenliği, insanların güvercin ürkekliği içinde yaşamadığı korkusuz bir ortamın varlığı olarak tanımlanabilir. 2011’deki anayasa değişikliyle cesaretli adımlar atıldı. Bu adımlar toplumda büyük de karşılık gördü. Vesayetçi yönetimlerin görevlerinin sona ermesiyle büyük bir boşluk doğdu. Bu kez farklı renkte yeni bir şayet sisteminin oluşmasına tanık olduk. Kimse bu yeni girişimin günahından kendini soyutlamasın. Tarih olanları kaydeder. Gerçekleri itiraf etmek cesaretle çözüm bulmak zorundayız. Daha önceki konuşmalarımın bir bölümünde şunları dile getirmiştim. Yargı milletin iradesine tuzak kurulacak yer değildir ve olmamalıdır. Son dönemde yargı, paralel devlet ve çete diye nitelendirilen çok vahim ağır bir suçlamayla karşı karşıyadır.”

PARALEL YAPI’YA ARKA ÇIKTI

Son dönemlerde yargıya güvenin azaldığını belirten Kılıç, Paralel Yapı’yla mücadele kapmasında atılan adımları ve yargı ve emniyetteki görev değişikliklerini eleştirdi. Kılıç, şunları söyledi: “Herkes bu iddialarla ilgili bilgi belge ve delilleri zaman geçirmeden ortaya koymak zorundadır. Gerek yargıda gerek yürütmede var olduğu iddia edilen bu kişilerin, tayin edilerek sorunu çözmenin anlamsızlığı açıktır. Söz konusu iddiaların yargıda psikolojik travma yarattığı, hakim ve savcılar arasında önemli ayrışma ve bölünmelere sebep olduğu hepimizin saklayamayacağı gerçeklerdir.”

YAPILANLAR VİCDAN YOLSUZLUĞUYMUŞ

Başbakan Erdoğan ve diğer hükümet yetkililerinin Paralel Yapı’yla ilgili sözlerini de üstü kapalı bir şekilde eleştiren Kılıç, “Yapılanların vicdan yolsuzluğu olduğunu” savunarak, şu ifadeleri kullandı: “İddia edilen kayıt dışı yapılanma, korku, endişe, belirsizliklerin doğmasına, mesleki ilişkinin çok olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır. Yargının karşı karşıya kaldığı bu iddianın adı ‘vicdan yolsuzluğu’dur. Hukuk devletine yakışan yöntemler, gerçekliğinin ispat edilmesi halinde, faillerine bir saniye bile beklenmeden ihlâllerin sonuçları ve toplumsal karşılığı önemsenmelidir. Bireylerin her türlü endişeden arındırılmış güvenli bir alanda hayat sürmeleri anayasal haklarıdır. Anayasa mahkemesinin hak ve özgürlükler mahkeme olarak tanımlanmasının, hak ihlâllerinin ortadan kaldırılmasına bağlı olduğunu biliyoruz. Kamu gücüne sahip olanların, topluma sunduğu hak ve özgürlükleri lütuf olarak değerlendirilmesi düşünülemez.”

“KİMSE KENDİNİ EV SAHİBİ SANMASIN”

Farklı düşüncelerin ülke adına bir kazanım ve zenginlik olduğunu ifade eden Kılıç, “Kimse kendini ev sahibi sanmasın” diyerek mesaj verdi ve şöyle devam etti: “76 milyonun her ferdi bu evin sahibi ve anayasa ile teminat altına alınmış hakların kullanıcısıdır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere, çağdaş dünyanın kabul ettiği temel hak ve özgürlükler din, dil, ırktan arındırılarak sadece insan olma ortak paydasında birleştirilmiştir. Bu evrensel değerler bütün insanların gönül birliğini sağlayacak etki ve öneme sahiptir. Farklılıkları kendimize benzetmeye çalışmadığımız sürece bu hedefi yakalamak hayali olmayacaktır.”

TWİTTER KARARI İÇİN ‘HUKUKİ DAYANAK’ SAVUNMASI

AYM olarak verdikleri kararların arkasında olduklarını dile getiren Kılıç, Twitter ile ilgili kararlarının da gerekçesini açıklamaya çalışarak, şöyle dedi: “AYM’nin son günlerde verdiği bireysel başvuru kararlara ölçülü eleştirileri saygıyla karşılarken, verilen kararlarımızın arkasında olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Milletvekili seçilen ancak kovuşturma nedeniyle tutukluluk hali devam eden milletvekillerinin, milleti temsil haklarının ihlâl edildiği sonucuna varılmış ve tahliyeleri gerçekleştirilmiş. Onların çözmesi gereken böyle bir sorunun, yasal düzenlemelerle çözülmesini yürekten arzu ederdik. Belirtilen davalarda şikâyetçilerin, kanunun yolunu tüketme yolu aranmaksızın, AYM’nin ihlâl kararlarını verdiğini altını çizmek istiyorum. AYM, bir internet sitesine erişimin engellenmesine karşı verdiği kararda, yoğun eleştiriyle karşı karşıya kalmıştır. Uzun yargılama, uzun tutukluluk ya da şikayete konu hakkın, yeterli hukuk yoluyla korunup korunmadığı yönünde yapılan değerlendirmeler bunun istisnalarını oluşturmuştur. AYM’nin, AİHM’in içtihatları doğrultusunda kanun yolları tüketilmeden verdiği kararlara karşı hiçbir eleştiri yapılmamasına rağmen, bir internet sitesiyle ilgili kararıyla ilgili ‘ölçüsüz’ şekilde eleştirilmesi dikkat çekicidir. Hukuk devletinde mahkemeler emir ve talimatla çalışmadığı gibi dostluk ve düşmanlıkla da yönlendirilemez. İnternet sitesine idari kararla getirilen yasağın, daha ilk dakikasında, siteye başka yollardan ulaşılması, etkisiz bırakılması orantısız tepkiyle örtüşmüyor.

KILIÇ’TAN ‘GÖMLEK’ İNCİLERİ!

Sık sık Başbakan Erdoğan’ı hedef alan AYM Başkanı Haşim Kılıç, “Bizler gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olamayız. Dün hak ihlâline uğrayanların nasıl yanında yer alınmışsa, bugün de herkesin karşısına çıkmaya devam edeceğiz. Mahalle baskısıyla, yargı mensuplarının görüş ve kararlarının etki altına alınma çabaları, asla geçerli değildir” şeklinde konuştu.

ÇİÇEK: KİMSE ORAYA AZARLAMAYA GİTMEDİ

AKİT / ANKARA - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kuruluşunun 52. yılı nedeniyle düzenlenen törende konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın açıklamalarına sert tepki gösterdi. Başkan Çiçek, AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın sözlerine ilişkin, “Üslup yargı makamına yakışan üslup değildi. Bundan dolayı da üzüntü duydum. Evvela üslup, bir yargı makamına yakışan bir üslup değildi. Kimse oraya haşlanmak için, tokat yemek için, azarlanmak için gitmedi. Hukuk nezakettir. Hukukçuların da çok nazik bir üslupla konuşması gerekirdi. Maalesef bunu bulamadığımızı ifade etmek isterim. Siyaset nezaket, hukuk zarafettir. Hele hele davet ettiğin misafirine karşı” dedi.

SİYASETE YÖN VERMEK YARGI’NIN GÖREVİ DEĞİL

Çiçek, “Gömlek değiştirmek gibi ifadeler, bunlar siyasi ifadelerdir. Bir yüksek mahkemenin kuruluş gününde kişisel kanaatiniz bu olsa bile konuşulacak ifadeler değildir. Yargı tartışılır hale geldiyse bunun önemli ayaklarından biri, yargı kurumlarının başındakilerinin ve bir kısım yargı mensuplarının yaptıkları açıklamalardır. Bugün keşke örnek olsaydı özeleştiriyle başlasaydık, özeleştiri adına bir ya da iki cümle ancak bulabildim. O yetmez” dedi.

“Yargıda medyatik olma gibi bir sıkıntı var” diyen Çiçek, “Siyasete yön vermek, dizayn etme, demokrasiye ayar verme gibi bir hastalığın nüksettiğini söyledi. Çiçek, eskiden bunu başkalarının vermeye çalıştığını belirterek, “Siyasete, demokrasiye ayar vereceğiz” derken, demokrasinin ve Türkiye’nin ayarının bozulduğunu, bugünkü tatsız ortama gelindiğinin altını çizdi.

Bir başkalarının yine siyasete ayar verme, siyaseti düzenleme, dizayn etme gibi yeni bir role soyunmaması gerektiğini ifade eden Çiçek, yargının asla böyle bir görevinin olmadığını bildirdi.    

 

Yorumlara Git

Göz göre göre çıkmamıştı: Ali Koç’un cebinden mi çıkacak Mourinho’nun cebinden mi? Kasıtlı bir girişim…

Bakan Yerlikaya’dan soruşturma iddialarına sert tepki: ‘Alçakça bir yalan’

Türkiye'den çok sert F-35 tepkisi: Bu kararı alırsanız isabetli olur

Türkiye'de 350 milyar dolarlık altın rezervi! Her yerden fışkırıyor ama çok büyük bir sıkıntı var

Neler çıkıyor neler! CHP'li vekilin arabasında rezalet yeni detaylar