"Şeytan'dan ve siyasetten Allah'a sığınırım" diyen Bediüzzaman Hazretleri'nin takipçisi olduklarını iddia etmelerine rağmen, dibine kadar siyaset yapan sözde Nurcu Yeni Asya gazetesi, iyice zıvanadan çıktı. Trabzonspor'un şampiyonluğunu bile siyasete bağlayan iğrenç bir yazı kaleme alan Yeni Asya'nın tetikçisi Ahmet Battal, iftira ve yalanlarıyla ağızları açık bıraktı. Battal, "Atanmış siyasetten atanmış şampiyonlara" başlıklı sözde yazısında şu herzeleri yumurtladı:

"Biliyorsunuz biz futbolu çok yazmadık, çok bilmeyiz de. Ama ülkemizde bilenler çok. Biz bugün onların doğrucusuyuz.

Hakem hatalarından yakınanların genellikle taraftarlık duygusuyla hareket ettiğini düşünürüz.  Ancak futbol seyircisi, finale 3 hafta kala 38 yıl sonra yeniden şampiyonluğunu ilan eden Trabzonspor’un bu sezondaki “hakem şansı…” konusunda neredeyse hemfikir!

Zira bu sezon oynanan maçlarda Trabzonspor’un “lehine” hakem hataları konusu sık tartışılmış ama “aleyhine” hakem hatası tartışması neredeyse hiç yapılmamış. Küme düşme hattındaki Rizespor’un Trabzonspor’u 3-2 yendiği ve 3 golü de penaltıdan attığı (!) maç hariç. 

Şampiyon zaten rakipleriyle puan farkını açtığı ve siyasi ortağı Rizespor’a yenildiği için olsa gerek (!) bu maçtaki hakem hataları meselesi de çok konuşulmamış. 

Son maçın son dakikalarında maçın bittiğini zannederek kutlama için binlerce taraftar sahaya girmiş. Bazıları da birkaç Antalyasporlu futbolcuyu darp etmiş. “Çıkın sahadan, maç bitmedi” anonsu ile tribüne dönmüşler. Antalyaspor teknik direktörü Nuri Şahin takımı sahadan çekmek ve böylece ev sahibi Trabzonspor’u hükmen mağlup etmek hakkına sahip hale gelmiş. Ama Hakem Atilla Karaoğlan’ın herkesçe duyulan “beni zor durumda bırakma” ricası (!) üzerine vazgeçmiş ve maç kaldığı yerden devam etmiş. 

TFF ise hem de maç biter bitmez, Twitter hesabından Trabzonspor’un şampiyonluğunu kutlamış. 

Üstelik o TFF bu sezon oynanan Trabzonspor-Beşiktaş maçında kural hatası yapıldığı iddiasıyla maçın tekrarlanmasını isteyen Beşiktaş’ın bu başvurusu hakkında henüz bir karar vermemişken. Vereceği karar ile puan durumunu da değiştirme ihtimali bulunan TFF, tebrik mesajıyla o konudaki kararını da zımnen (!) açıklamış olmuş.  

Tartışma konularından birisi de yönetim tarafından çatıdan asılan “silah namlusundaki sarı kanarya” pankartıymış. Pankartta “2010-2011 sezonu Şampiyonu Trabzonspor” yazıyormuş. Oysa o sezon Fenerbahçe şampiyon, Trabzonspor ikinci olmuşmuş. Tartışmalı sezonla ilgili son sözü yargı söylemiş ve “Fenerbahçe şike yapmadı, ‘…öcüler’ Fenerbahçe’ye kumpas kurdu” demiş. 

İçişleri Bakanının tribünde olduğu bir maçta “…öcü” çağrışımı yapılması ve güvenlik/seyirci sorunu yaşanması ilginç. Bu sezon tribünlerinde neredeyse Türkiye Büyük Millet Meclisinden bile daha çok siyasetçi ağırlayan Trabzonspor’un bu başarısını kutlayan sosyal medya mesajlarının altında Trabzonspor aleyhine çok sayıda yorum yazılmış. Hatta o gece Türkiye’de binlerce kişi sosyal medya üzerinden TFF’yi UEFA’ya şikâyet etmiş. 

Maçtan sonra altına Trabzonspor eleştirisi yazıl(a)mayan tek mesaj Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tebrik mesajıymış. Anlaşılıyor ki sezon boyunca hakem hatalarının ardından açıklama yapmadığı için yöneticilerini eleştiren üç büyük kulübün taraftarları da böylece hatasını anlamış (!) ve yöneticilerinin izinden gitmiş. 

Futbolda “doksan” denince kale direğinin köşeleri akla gelirken artık 90’lı yıllar akla gelmeye başlamış. (90’lı yıllarda mahalle maçlarında topun sahibi kim ise takımı seçer, kuralları koyar, o ne derse o olurmuş). 

İddiaya göre işte o “top sahipleri” yeniden sahalardalarmış. Önümüzdeki sezon ise şimdiden sadece şu yönden merak konusuymuş: Topun sahibi şampiyonu seçmiş, şampiyon belli, ikinci kim?

Fakat maçtan sonra sosyal medyada bir akım çıktı: “Seneye seçimlerde sandığa Fenerbahçe formasıyla gideceğim. Kime oy vereceğimi kimse bilmeyecek ama AKP’ye oy vermediğimi herkes bilecek” şeklinde!

Bu gidişatı gören akıllı muktedir siyasetçi tedbir olarak belki de seneye şampiyonu değiştirip seçmeninin gazını alır. Ne de olsa top onun…

İşe yarar mı? Kim bilir!"