Ekonomi
Kredi vurguncuları hesap versin
MB Başkanı Kavcıoğlu’nun düşük faizi fırsat bilerek 55 milyar dolar yatırım kredisi kullanıp bunları dövize yatıran şirketlerin tespit edildiğini açıklamasına dikkat çeken hukukçular, ülke ekonomisine darbe vuran fırsatçılardan kredilerin geri alınması ve tamamının cezalandırılması çağrısında bulundular.
YAVUZ SELİM İSTANBUL
Devletten ucuz yatırım kredisi çekerek tüyü bitmemiş yetimin hakkını yatırım ve istihdam yerine dövize yatırarak Türk Lirası’nın dolar-euro karşısında güçsüzlenmesine yol açan sözde sanayicilerinin yaklaşık 1 trilyon liralık krediyi dövize yatırdığının ortaya çıkması infiale neden oldu. Şubat-Haziran aralığındaki 4 ayda düşük faizi fırsat bilip 55 milyar dolar kredi kullanan ancak bu parayı yatırımda kullanmayıp dövize çeviren kurumsal firmaların tespit edildiğini açıklayan Merkez Bankası Şahap Kavcıoğlu’ndan, bu isimlerin tek tek açıklanması, ülke ekonomisini zarar ettiren fırsatçılardan kredilerin geri alınması ve tamamının cezalandırılması isteniyor.
Kim bu vatan hainleri?
Başkan Kavcıoğlu’nun “Bunların hepsinin listesi var, Sanayi Odası üyeleri de, İTO’nun üyeleri de, ATO’nun üyeleri de, ASO’nun üyeleri de var. Türkiye’nin bütün odaları var” sözleriyle işaret ettiği işadamlarının listesinin kamuoyuna açıklanması bekleniyor. Akit’e konuşan ekonomistler ve hukukçular, devletten aldıkları yaklaşık 1 Trilyon TL’lik bedeli dolara yatıran fırsatçı patronların şirketlerinin kamu ihalelerine girmesinin yasaklanmasını ve yatırım kredilerinin kötü amaçlı kullanımının önüne geçmek için sıkı tedbirler alınması çağrısında bulunuyor.
FETÖ’cülerden farkları yok
Akit’e konuşan Uzman Ekonomist Mustafa Özbay, şunları dile getirdi: “Küresel ekonomik kriz beraberinde fırsatçılık ve paradan para kazanma hırsına bürünmüş kesimlerin iştahını artırmaktadır. Bazı likidite sorunu olmayan ve dövizle ilişkili ticari faaliyeti bulunmayan firmaların bu kredibilitesini ranta çevirerek bankalardan almış olduğu düşük faizli TL kredileri dövize çevirerek rant peşinde koştuğuna şahit oluyoruz. Bu durum FETÖ’cü hainlerin silahlarımızla bizi vurmasından farkı yoktur. Ekonomik kriz döneminde ihtiyaç harici alınan her döviz ülke ekonomisine sıkılan bir mermi, ABD ekonomisine gönderilen bir bağışdır. Hükümetin elinde olan bu şirketlere en ağır yaptırımlar uygulanmalıdır. Unutulmamalıdır ki dünyanın sorunu aç insanları değil, zenginleri doyuramamaktır.”
Örgütlü ekonomik suç
Hukukçu Av. Sinan Pak da, şunları söyledi: “Hukuktaki temel ilke iyi niyet kuralıdır. Art niyetle hareket edip bu art niyetin neticesinde oluşacak zararın tanzimi ise kimseden istenemez. Bir kısım faiz yükünü kendi yüklenerek, yatırımcılara düşük faizli krediler verdi. Özel müteşebbislere bu krediler açılarak ekonomik refah tabana yayılmak istendi. Hazine de bunun üzerinden belirli bir kısımda yük aldı. 3 ihtimal var; ilk ihtimal bu sanayicilerin gözlerini karartarak vatana ihanetle hareket ettikleridir. İkinci olarak birbirinden bağımsız ve bağlantısız olarak hareket ettiler, ki bu zayıf bir ihtimaldir. Üçüncü olarak ise bunlar birbiriyle bağlantılı ve örgütlü bir yapı olarak hareket ederek hem hükümetin ekonomi politikalarına sekte vurmak hem de kendilerine çıkar sağlamak istediler. Bu maksatla devletin farklı gayelerle sunmuş olduğu krediyi, örgütlü yapılanma suretiyle kendi aralarında oluşturdukları fikir ve eylem birlikteliğine çevirip devleti zor duruma düşürmeyi arzu ettiler. Bunun adı örgütlü bir suçtur. Üzerine gidilirse Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en örgütlü ekonomik suçuna iştirak edişin nasıl olduğu ortaya çıkarılır. Devasa bir süreçten, rakamlardan bahsediyoruz. Merkez Bankası ve bankaların veri datasına BDDK hakimdir. Mutlaka harekete geçmelidir. MASAK’a da büyük vazife düşüyor, ciddi bir irade ortaya koymalıdır. Harekete geçilmesi halinde devasa bir suç açığa çıkarılabilir. FETÖ dosyalarında yapılanın 10’da 1’i nispetinde araştırma yapılsa çok şey ortaya çıkacaktır.”
Kuruşu kuruşuna geri alınmalı
Sosyolog Yazar Vedat Kat ise, şunları ifade etti: “55 milyar dolar korkunç bir rakam. 860 milyar TL’yi geçiyor. Bu para yatırıma dönüşmedi, dövize gitti, dövizler arttı ve ülke ekonomisi daha da zarar etti. Bu ülkeye böyle ihanet yapılamaz. Yatırım kredisi alıp yatırım yapmak yerine dövize yatıran ve devleti kandırıp dövizlerin yükselmesine yol açan, ekonomiye zarar veren bu fırsatçı patronlar cezalandırılmalıdır. Onlara verilen krediler geri alınmalıdır. Hatta yatırım kredisini dövize yatırdıkları için, dövizden kazandıkları paralara da devlet el koymalıdır. Ayrıca bu fırsatçı patronların şirketlerinin kamu ihalelerine girmesi yasaklanmalı. Bu da onlara iyi bir ders olsun. Yatırım kredileri bundan sonra erdemli, üretken, ülkesini, halkını düşünen girişimcilere verilmeli. Yatırım kredilerinin, kötü amaçlı kullanımını engellemek için tedbirler alınmalı. Dijital veritabanı oluşturulmalı, para, döviz, altın alım satımları anlık izlenmelidir.”