Siyaset
Zalimlerle dost olmayız
Mısır’da, Firavun Sisi’nin güdümündeki sözde mahkemenin 683 mazlum için de idam kararı almasına sert tepki gösteren Başbakan Erdoğan, uluslararası vicdanları ‘ses’ çıkarmaya çağırdı ve “zalimlerle dost olamayız” dedi.
HASAN ÖNAL / TBMM BÜROSU - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ziyaretindeki konuşmaları nedeniyle Alman Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’a sert tepki gösterdi. Kendisi ile iki saat yaptıkları görüşmede gündeme getirmediği konuları ODTÜ’de açıkladığını söyleyen Erdoğan, Almanya’da 8 Türk’ün öldürülmesinin hesabını vermeyenlerin akıl vermeye kalkmaması gerektiğinin altını çizdi. Mısır’da 9 dakikada alınan 683 kişi hakkında verilen idam kararlarına da sert tepki gösteren Erdoğan, insan olan hiç kimsenin bu idamlara sessiz kalamayacağını kaydetti.
GEÇMİŞTE YAŞANANLARI SOĞUKKANLILIKLA ELE ALMALIYIZ
AK Parti Grubu’nda konuşan Başbakan Erdoğan, tarihe artık başka bir açıdan bakılması gerektiğini ifade ederek, tarihin güçlüler tarafından yazıldığını, Türkiye’nin bunun talihsizliğini çok acı şekilde yaşadığını belirtti. 1915 meselesinin üzerinden 100 yıl geçtiğini, 100 yılın tarih olarak çok uzun bir zaman dilimi olduğunu belirten Erdoğan, “Köprünün altından çok sular aktı. Devletler gizli arşivlerine 50 yıl, 100 yıl gibi belli süreler koyarlar. Daha sonra arşivler açılır. Bizim de artık soğukkanlılıkla bunları ele alma, öğrenme vaktimizin geldiğini düşünüyorum. 100 yıl önceki tüm bu olayları korkularımızdan arınarak ele almamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.
İSTİSMAR EDİLEN HADİSELERİ AÇIĞA ÇIKARACAĞIZ
Bugüne gelen belirsizliğini koruyan ve sürekli istismar edilen her hadisenin artık tüm boyutlarıyla açığa çıkmasının en büyük arzuları olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İttihad Terakki Fırkası, 31 Mart vakası, isyanlar, 1915 olayları sağlıklı şekilde konuşulmamış ve siyasi istismar aracı haline gelmiş her meseleyi açık yüreklilikle konuşalım diye defaatle ifade ettik. Bu meseleleri siyasetin konusu ve malzemesi olmaktan çıkaralım, bilim adamlarına bu işi havale edelim dedik. Tarihle yüzleşme sadece milletimizin yapacağı bir şey değildir. Sadece bizim yapmamız yetmez. 100 yıl öncesinin korkularını, acılarını, trajedilerini sürekli diri tutan, büyüten, toplumlarını şekillendirmek için kullanan her millet ve devlet de artık bu yüzleşmeyi yapmaları gerekir yapsınlar diyorum. Korkularla yaşayan hiçbir millet, devlet reform yapamaz. 77 milyonun her bir ferdinin kendisini bu milletin asil ferdi olarak görmesini gönülden arzu ediyoruz demiştik. 12 yıldır milletimize ve devletimize bu özgüveni kazandırmanın mücadelesini veriyoruz.”
REFORMLAR TÜRKİYE’Yİ İLERİ GÖTÜRDÜ
Topluma yönelik bir başka korku aracının da irtica olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “150 yıldır milletin değerlerine sahip çıkmasına irtica gelir diye karşı çıktılar. Akif diyor ya zulmü alkışlayamam... İşte buyurun Akif merhum da öyle anlatıyor. Eğer bu irticaysa hepimiz mürteciyiz. Üniversitelerde başörtüsünü özgür hale getirdik. İrtica mı geldi? Kamuda başörtülü çalışma imkanı getirdik irtica mı geldi? Okullarda Kur’an derslerinin önünü açtık irtica mı geldi? Selam verdiği, namaz kıldığı, oruç tuttuğu için aşağılanan vatandaşlarımıza özgüven temin ettik, irtica mı geldi? Yaptığımız reformlar ne Türkiye’yi böldü ne de geri götürdü. Tam tersine Türkiye daha bir oldu, kardeş oldu. Her alanda daha ileri seviyeleri yakaladı. Ne diyorlardı uzay çağında başörtüsü mü takılır diyorlardı. İşte şimdi başörtüsü serbest. Türkiye de uzay çağını uzaktan izlemiyor yaşıyor. Ardı ardına uzaya uyduları bu iktidar gönderiyor. Başörtüsüne karşı çıkanlar uzaya uydu mu gönderdi? Gördük ki başörtüsü o uyduların kuyruğuna takılmıyormuş.”
GEÇMİŞİN ZİNCİRLERİNDEN CESARETLE KURTULUYORUZ
100 yıl öncesine ait korkuların toplumu ve siyaseti şekillendirmesine asla müsaade etmeyeceklerini söyleyen Erdoğan, “Bölünürüz, parçalanırız, dağılırız korkularıyla Türkiye’de siyaset ve toplum baskı altına alınmak istendi. Korkan bir millet geleceği inşa edemez, dünyada iddia sahibi olamaz. Korkularıyla yaşayan toplumlar reform yapamaz. 100 yıl öncesinin korkularını hafızalarından söküp atamayanlar küresel denklemde kendilerine yer bulamaz. Bizim İstiklal Marşımızın millete ilk talimatı ‘Korkma’dır. İşte biz 12 yıldır lafta değil, fiiliyatta korkmuyoruz. Milletin korku içinde yaşamasının nedeni olmadığını vurguluyoruz. Biz geçmişin ağırlıklarından, zincirlerinden cesaretle kurtuluyoruz. Türkiye’nin önündeki korku duvarlarını yıkıyoruz” diye konuştu.
ARŞİVLERİMİZİ AÇMAYA HAZIRIZ, ERMENİLER DE AÇSIN
Tarihte yüzleşmekten çekinecekleri hiçbir hadise bulunmadığını dile getiren Başbakan Erdoğan, Tarihle yüzleşmeye hazır olduklarını söyledi. Erdoğan, “Bunu başaracak olan siyasetçilerden önce bilim insanlarıdır. Biz arşivlerimizi açmaya da hazırız. Bizim arşivlerimiz şu anda açık. Diyoruz ki hıçkırıkları durduralım. Ön yargıları bir kenara bırakalım. Objektif biçimde tarihi gerçekleri ortaya çıkaralım. Korku, kin ve nefreti çoğaltmayı bırakalım. Biz Türkiye olarak buna hazırız. Bizim korkumuz yok. Büyük devletlerin büyük milletlerin korkusu olmaz. Bizim de korkumuz yok” dedi.
DİASPORA TAZİYEDEN RAHATSIZ OLDU
Erdoğan, “Bir kez daha 99 yıl önceki hadiselerde hayatını kaybeden tüm Osmanlı vatandaşlarına taziyelerimiz ifade ediyorum. Rabbim bize ve hiçbir millete bu tür acılar yaşatmasın diye dua ediyorum. Biz açıklamamızı yaptık ve bundan sonra samimi olan birçok Ermeni vatandaşlarımızdan gazetelerde tebrikler, tebrik telgrafları ve ziyaretler için randevu talepleri aldık. Bizimle yaşayanlar bunun farkında ama diasporanın kontrolü altındakiler işi karıştırmanın hedefindeler. 8 ayrı dilde yapılan açıklamadan sonra bu konuda olumlu yaklaşımlar da ifade edildi. Bu duruşumuzu aynen devam ettireceğiz” dedi.
YENİ MUHALEFETE İHTİYACI VAR
Türkiye’nin yeni bir muhalefete ihtiyacı bulunduğunu ifade eden Erdoğan, “Böyle bir muhalefet anlayışıyla yürümek bizim de işimizi zorlaştırıyor. Bizim önümüzde 2023, 2053 hatta 2071 hedefleri var. Ama CHP’nin 31 Mart’ta, Dersim’de, 27 Mayıs’ta takılıp kaldığını görürsünüz. MHP’nin bir statüko partisi olmaktan kurtulamadığını, terörsüz bir Türkiye hedefine hâlâ ısınamadığını görürsünüz. 12 yılda sekiz seçimi sanki biz değil de onlar kazandı. İnanın Erzurumlu Teyyo Pehlivan bunlardan çok daha iyi. İstismar ve korku siyaseti bir yere kadar bu partileri idame ettirebilir. Yeni Türkiye, 2023 Türkiyesi böyle bir muhalefet anlayışını kabullenmeyecek ve değiştirecektir” dedi.
İNSAN OLAN İDAMLARA SESSİZ KALAMAZ
Konuşmasında Mısır’da verilen yeni idam kararlarına da değinen Erdoğan, “Vicdanı sızlayan bir insan olarak seslenmek istiyorum. İdama karşı çıktığını söyleyen ülkelere ve o ülkelerin yöneticilerine sesleniyorum. Ben insanım diyenlere sesleniyorum. Dünya siyasi liderlerine sesleniyorum. Kardeş ülke Mısır’da 3 Temmuz’da seçilmiş hükümete karşı yapılan askeri darbenin ardından haklarını arayan insanların tutuklanmasını ve idamla yargılanmalarını kaygıyla takip ediyoruz. 529 kişi hakkında 20 dakikada mahkeme idam kararı vermişti. Bunların 492’si müebbete çevrildi, 37’sinin idamı onaylandı. Maalesef bunların ardından yeni 683 kişi hakkında da 9 dakikada idam kararı alındı. Dünyanın ilgisizliği Mısır’daki darbeyi susarak onaylaması bu kararlarda teşvik edici rol oynadı. Tahrir’de hükümet karşıtı gösteriler başladığında batılılar bunu özgürlük hareketi olarak teşvik ettiler. Orada da malum sosyal medya özgürlük adına önemli vazifeler gördü. Ancak askeri darbe ardından katliam ve idamlar başlayınca özgürlük savaşçısı o sosyal medya hesaplarının sustuğunu gördük” dedi.
ZALİM MISIR YÖNETİMİYLE DOST OLAMAYIZ
Taksim’deki 12 ağacın yeri değiştirildiği için Türkiye’yi birbirine katmak isteyenlerin 528 insanın idam kararının ardından 683 idama daha suskun kaldığını belirten Erdoğan, “Bunu hangi insani duygularla izah edeceksiniz? Onlar insan değil mi? Ey Doğan grubu, ey Ciner grubu şimdi ne diyeceksin. Aynı çizgidekiler şimdi ne diyeceksiniz. Medyanın da bir namusu olmalıdır. Onun da bir namusu olmalıdır. Alman Cumhurbaşkanına da söyledim. Hani AB üyesi ülkelerde idam yasaktı. Hâlâ AB’den ciddi bir çıkış görmüyorum. Olmaz böyle şey diyor tamam da ne olamaz. Hangi eylemi yaptı AB üyeleri. ABD’de var mı böyle bir ses yok. Rusya da var mı yok... Ama Tayyip Erdoğan veya AK Parti konuştuğu zaman işte bunlar Müslüman oldukları için böyle konuşuyorlar ucuzluğuna gidiyorlar. Eğer insanın değeri varsa bunu kim olursa olsun ortaya koymak zorundasınız. Ukrayna’da öldürülen de aynıdır, Mısır’da öldürülen de aynıdır. Burada bir zulüm varsa evet zalimler için yaşasın cehennem diyoruz. Türkiye olarak bu zalimlerin yanında yer almamız mümkün değil. Zulüm kokan Mısır yönetimiyle dost olmamız mümkün değil. Bunu hislerimle söylemiyorum kanım donarak söylüyorum. Bunu söylemezsem Allah’a hesabını veremem” diye konuştu.
MISIR, TÜRKİYE’NİN ÇEKTİĞİ ACILARDAN DERS ALMADI
Türkiye’nin müdahale sonrasında kurulan silahların gölgesindeki mahkemelerin nedeniyle büyük acılar yaşadığını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “1960’da Başbakan ve iki bakanını idama gönderdiler. 1980’de gençler yaşları büyütülmek suretiyle bir soldan bir sağdan alınıp idam edildi. 28 Şubat mahkemelerinin kararları bugün dahi acılara sebep oluyor. Mısır’ın Türkiye’deki darbe mahkemelerinden ders alması çağrısını yapmıştık. Merhum Menderes halkın gönlünde bir demokrasi kahramanı olurken, siyasi çizgisi millet tarafından 54 yıl boyunca muhafaza edildi. Bugün 27 Mayıs’ı yapanları kimse hatırlamıyor, isimleri siliniyor. Yassıada savcı ve hakimlerini kimse hatırlamıyor. Milletin hafızası iyileri, mazlumları, mağdurları, kendisine hizmet edenleri unutmazken zalimleri anında unutuyor. Siyasetin üzerinde tesis edilen kurumlar ve mahkemeler de üzerlerinde merhum Menderes ve arkadaşlarının kanı olduğu halde millete düşmanlığa devam ediyor. Mısır’ın bundan ders alması en büyük arzu ve beklentimizdir. Bundan 10 yıl sonra Mısır’daki darbecileri kimse hatırlamayacak, hatırlayanlar da hayırla yâd etmeyecek. Mısırlı kardeşlerim ümitsiz olmasınlar. Sabretsinler. İnşallah sabreden Mısır’da da zafere ulaşacaktır.”
TÜRKER’İ KABUL ETTİ
Başbakan Erdoğan, dün ayrıca MGK Genel Sekreteri Muammer Türker’i kabul ederek 20 dakika görüştü.
AKLINI KENDİNE SAKLA
Konuşmasında Alman Cumhurbaşkanı’na da yer veren Erdoğan, “Alman Cumhurbaşkanı gelmiş, benimle konuştuktan sonra ODTÜ’ye gidiyor. Kendisine yalan yanlış neler öğretildiyse onu ifade ediyor. Bunu bizimle paylaştığın gibi ODTÜ’de yansıtsana. ODTÜ’de ona ev sahipliği yapanların, gerçekleri ona söylememeleri üzüntü verici. Bu ülkede bunları söylememeleri üzücü. Almanya’da Alisiz Alevilik diye bir şey var. Ateist bir zihniyetin Alevilik kisvesi altında bir yapı var, sen bu yapıyı bize Alevilik olarak yansıtıyorsun. Almanya’da bir avuç grup var bu grubu destekliyor Almanlar, onların diliyle gelip burada konuşuyor. Bu bir devlet adamına yakışmaz. Kendileriyle bunları açık açık konuştuk, somut örnekler verdik. Ülkemizin içişlerine karışılmasına asla tahammül edemeyiz dedim. İçişlerine karışmak gibi olmasına ama... diyor... Biz amayla çok çektik. Devlet adamlığının gereği neyse onu yapsın. Herhalde kendini hâlâ rahip sanıyor. Bir zamanlar rahipmiş bu. Bunlar çok çirkin şeyler. Biz A’dan Z’ye ne yaptığımızı kendisine anlattık. Böyle bir anlayış bizi üzmüştür” dedi.
ALMANYA’DAKİ IRKÇI SALDIRILARIN HESABINI VER
Almanya’da 8 Türk’ün öldürülmesinin hesabını veremeyenlerin kendilerine akıl vermeye kalkmaması gerektiğini hatırlatan Erdoğan, “O aklı kendilerine saklasınlar. Türklerin evlerini kundaklıyorlar hesabını Almanya soramıyor, gelip bize akıl veriyor. Sen o aklı kendine sakla... Türkiye aktif barışçı dış politikasına millet sahip çıktı. Biz her zaman hakkı savunmaya devam edeceğiz. Bize gelip hale bak basın sizde şöyle böyle diyor. Bizde sadece 15 tane basın mensubu içerdedir. Bunların tamamı da bölücü örgüt mensubudur. Büyük kısmı bizden önceki dönemde içeri girmiştir. Silahlı eylemler içinde bulunan tipler bunlar. Kendilerine bunları söyledik. Sizin bundan haberiniz var mı diyorum ses yok. Çünkü bilgilendirmeler farklı. Bir taraftan şoke olurken öbür taraftan da sizde bölücü örgütün binlerce mensubu var bunlara da ev sahipliği yapıyorsunuz. Bunlarla ilgili de açık net tavır sergilemediniz. Eğer terörle ortak mücadele edeceksek bunda da dayanışma içinde olacağız” dedi.
Gülen’e iade talebi GÜLEN'E İADE TALEBİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısı sonrası Fetullah Gülen’in iadesine ilişkin hukuki süreç başlayacak mı sorusuna, “Başlayacak” cevabını verdi. Erdoğan PBS kanalına daha önce verdiği röportajda Fetullah Gülen’in iadesiyle ilgili olarak ilk kez net konuşmuştu. Erdoğan “ABD Fetullah Gülen’i iade edecek midir?”sorusu üzerine “Ümit ediyorum. En azından sınırdışı etmeliler” demişti.
KILIÇ: NE SÖYLEYECEKSEM SÖYLEDİM
Anayasa Mahkemesi’nin 52. kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmayla kamuoyunun büyük tepkisini çeken ve bir ‘hukuk garabeti’ne imza atan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, “Ben, söyleyeceklerimi söyledim ve şu andan itibaren benim söyleyeceğim çok fazla bir şey yok” dedi. Kılıç, Asya Anayasa Mahkemeleri ve Muadil Kurumlar Birliği İkinci Kongresi’nin kapanışının ardından, basın toplantısı düzenledi. Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Kılıç, “Geçen hafta Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıl dönümünde yaptığınız konuşmanın ardından, özellikle iktidar kanadından eleştiriler alıyorsunuz. Bunlardan bir tanesi de ‘mahalle değiştirdi’ deniliyor. Mahalle mi değiştirdiniz? Nasıl değerlendiriyorsunuz bunu?” şeklindeki soru üzerine şunları söyledi: “Buraya gelirken, bu konuyla ilgili herhangi bir şey konuşmamak üzere geldim. Şu anda yoğun bir şekilde bu konuşma tartışılıyor. Ben, söyleyeceklerimi söyledim ve şu andan itibaren benim söyleyeceğim çok fazla bir şey yok.”