AKİT MENÜ

Okur Postası

'Türkiye'de idam cezası tekrar yasalaştırılmalıdır'

Gazetemiz okurlarından Prof, Dr, Avni Öztürk 'CHP ve diğerleri ise 20 yıldır bütün seçimleri kaybettiler' başlıklı yazısını bizimle paylaştı.

1999 veya 2005 yılına kadar ülkemizde idam yasası vardı. Ama ABD, terörist başı APO’yu bize teslim ettiği 1999’da idam yasasının kaldırılmasını şart koşup zorladığı için maalesef bu yasa kaldırılmıştı. O vesayet döneminde yani eski Türkiye’de ABD zorla Türkiye’nin aleyhinde, ABD ve İsrail’in lehinde olan 14 yasayı daha o günün gayri milli zihniyetli TBMM’sinde çıkarttırmıştı. Nitekim milletimiz de o dört partiyi sonraki seçimde % 10 barajının çok altında bırakıp cezalandırmıştı. Şimdi ise muhalefet iktidara destek verse idam yasası çıkarılabilir. Çünkü anayasa değişikliği gerektiren bir madde olduğu için bugünkü meclisin 2/3 çoğunluğu olan 400 milletvekilinin reyine ihtiyaç vardır. AK PARTİ lideri ve Cumhurbaşkanımız olan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN defalarca TBMM’den geldiği takdirde ben idam yasasını onaylamaya hazırım, demiştir. Ancak Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’ni destekleyen mecliste grubu olan iki partiden AKP’nin 285, MHP’nin 56 milletvekili olup toplam 341 rey olmakta ve yeterli olmamaktadır. İdam yasasının çıkarılabilmesi için muhalefetten en az 60 kadar vekilin reyine ihtiyaç olduğu açıktır. Böylesine muhalefetten de bir müspet hareket bekleyemiyoruz. Keşke azıcık adil ve milli olsalar bizi şaşırtsalar da idam yasasını yeniden çıkarabilsek ve böylece cinayet ve terör suçlarını asgariye indirebilsek… Yani gayri milli olan muhalefet yüzünden ihtiyacımız olan idam yasası çıkarılamamakta ve on binlerce katili ve ülkemiz aleyhine her türlü yıkıcı ve bölücü faaliyetlerde bulunup idam cezasını hak eden hainleri idam edemeyip, hapishanelerde uzun yıllar beslemek zorunda kalmaktayız. Şehitlerimizin kemikleri sızlamakta, onların dul ve yetimleri ve gazilerimiz ızdırap duymaktadırlar. Gerçek adaletin tecelli edebilmesi ve öldürme olaylarında caydırıcılık olabilmesi ve asgariye inmesi için idam yasasının çıkarılması şarttır. Türkiye’ de idam yasası kaldırıldıktan sonra cinayetler, kadın öldürme olayları, terör suçları ve diğer suçların işlenme oranlarında büyük artışlar olmuştur. Yıllarca süren takiplerimiz bu sonucu göstermektedir. Ayrıca Avrupa Birliği’nin siyasi, hukuki ve toplumsal dayatmaları ile TBMM’ de çıkarılan pek çok ceza yasalarının (CMUK) değiştirilmesi şarttır. Bunlar Türkiye toplumu ve İslamiyet’e uygun yasalar olmadığı gibi adaleti ve toplum düzenini temelinden sarsan yetersiz cezalar öngörmektedir. Bir yandan böyle Avrupai yetersiz ceza yasalarının, öte yandan adaleti kasten tahrip ederek siyasi kararlar veren toplumu infiale sürüklemek isteyen gayri milli zihniyetli hâkim ve savcıların bulunuşu yüzünden Türkiye’de adalet konusunda çok büyük haksızlık ve huzursuzluklar yaşamaktayız.

AB’ye girebilmemiz için AB tarafından şart koşulan ve dayatılan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunları (CMUK) denilen yasaların kaldırılması şarttır. Avrupa bizi böyle hukuk oyunları ile zayıflatıp yıkmaya çalışmaktadır. Yalnızca AB; Türkiye’ye terör konusunda istediği yasaları çıkartıramamıştır. Bunun için de ABD ve AB bize karşı terör örgütlerini her yönden destekleyip kara askeri olarak teröristleri kullanıp mücadele etmektedirler.

Türk - İslam Hukuku’nu esas alan, asıl insan hak ve hürriyetlerine ve İlahi Adalet’e uygun adil yasalar çıkarılması elzemdir. Böylece ıslah edici ve caydırıcı nitelikli, insan fıtratına uygun yasalar çıkarılırsa suç işleme oranları ve cinayetler çok azalarak belki en aza inecektir. Nitekim Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bir ayette idam konusuna yer vererek, “Kısasta hayat vardır” buyurmaktadır. Yani haksız yere bir kişi öldürülmüşse onu öldürenin de öldürülmesi haktır ve adalettir: Şimdi binlerce kişinin veya onlarca - yüzlerce insanın katilleri olan terörist başları veya teröristler (A. Öcalan ve S. Demirtaş, O. Kavala gibi) idam edilemediği gibi hapisten çıkarılmasını isteyen hain, alçak ve zalimler de bulunmaktadır. Hatta Ç. Bronson ve F. Gülen gibi Hristiyan veya Müslüman kisveli terörist başları ise yargılanmaktan bile paçayı sıyırmaktadırlar: Böylece adalet yerini bulamamakta, teröristlere cesaret verilmektedir özellikle ABD yönetimleri tarafından.
Türkiye’de AB ve ABD’nin dayatmaları ile batı kültür değerlerine göre Fransız, İtalyan, İsviçre, İngiltere gibi Hristiyan ve materyalist - putperest (Roma - Bizans) zihniyeti temel alınarak yasalar çıkarılıp uygulandığı için hakkaniyete, adalete uygun yeterli cezaların verilmediğini, bazen de delil yetersizlikleri yüzünden verilemediğini görmekte ve üzülmekteyiz. TV haberlerinde adalete aykırı yüzlerce kararı duymaktayız. 40-50 kez suç işlediği halde böyle psikopat ve sosyopatların, hırsız ve yolsuzların, namussuzların hâkim ve savcılarca salındığını veya adli kontrol şartıyla serbest bırakılıp tutuklanmadıklarını TV haberlerinde çok sıkça duyup görmekteyiz. Sanki bu adaleti tahrip eden hâkimler, suçlulara diyorlar ki, senin bu işlediğin suçlar seni hapse tıkmaya yeterli değil, 40 suç işlemişsen bunu 50’ye tamamla veya git cinayet işle, karını öldür gel ki seni hapse atabileyim dercesine mahkeme kararları görmekteyiz. Yasaların düzgün ve cezaların yeterli olmasını, hâkim ve savcıların da adalet katili değil, dürüst- adil- imanlı- vicdanlı olmalarını umuyor ve bekliyoruz. Ancak böyle olur ve insanlara dini ve ahlaki değerlerimizin eğitimi iyice yerleştirilir, şuurlu ve sorumlu vatandaşlar yetiştirilirse suç oranları çok azalır. Neden Osmanlı Devleti’nde suç çok azdı bunu inceleyip tarihimizden de dersler çıkarmalıyız.

Pek çok mahkeme kararlarında gördüğümüz adaletsizliklerin temelinde yasa uygulayıcılarının hukuki ve vicdani değil de siyasi ve ideolojik olarak davranmalarını da sezinliyoruz. Mesela gizli Fetöcü, gizli HDP-PKK’lı, gizli CHP’li gibi muhalif zihniyetler Kılıçdaroğlu’nun çağrısına uyarak sivil itaatsizlik uygulaması yapmakta ve adalet katili olmaktadırlar.

Son zamanlarda yüreklerimize su serpen, önemli ve yerinde bir karara imza atan hanım savcımız Fatmagül YÖRÜK hanımefendi; yeraltı treninde (metroda) ana ve kızına bıçak çeken saldırgana 7 yıl hapis cezası teklif etmiş ve hâkimler de bunu kabul etmiştir. Sadece anne ve kızına değil toplumu sindirmeye yönelik suç olarak nitelendirilmesi milletimizin de takdirini toplamıştır. İşte hâkim ve savcılarımız böyle olmalıdır ki suç oranları % 90 düşsün! Cezalar caydırıcı ve ıslah edici olmalıdır.

Öncelikle ruhsal bakımdan ve bedenen sağlıklı, iyi eğitimli, iman ve salih amel sahibi başarılı, dürüst - samimi, milli - yerli zihniyetli, vatan ve milletini, dinini ve devletini seven insanlar yetiştirmeliyiz. Milli Eğitim sistemimizi de buna göre düzenlemeliyiz. Selâm ve dua ile…

Yorumlara Git

MOSSAD ajanları fabrikada işçi oldu! Alçak saldırının perde arkası

Adıyaman'daki deprem konutlarında Türk bayrağını yere attılar: Evlerini geri alın, yazıklar olsun

Türkiye yeni güne dev operasyonla uyandı! Tam 23 ilde yapıldı

Siber güvenlik için Türkiye harekete geçti! Konu Ekim ayında mecliste

Türkiye'ye gündeme oturacak savunma sanayi teklifi