ZEKERİYA SAY  İSTANBUL

Son dönemde aileyi korumaya yönelik açıklamalarıyla milletin yüreğine su serpen Başkan Erdoğan’ın, önceki gece katıldığı canlı yayında, “Aile yapımızı her türlü sapkınlıktan, marjinal akımlardan, yozlaşmalardan koruyacağız” açıklaması toplumda memnuniyetle karşılandı. Aileyi önceleyen uzmanlar ve STK temsilcileri, Akit’e yaptıkları açıklamada “Aileyi korumak vatanı korumaktır” uyarısında bulundu.

Ailenin savunması vatanın savunmasıdır

Aile Bilim Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Adnan Kalkan, “Günümüzde aile ciddi anlamda tehditlerle karşı karşıyadır. Bu tehditler öyle bir had safhaya çıktı ki artık açıktan saldırılarla medya, sözde STK’lar ve çeşitli projelerle aile yapımıza ciddi anlamda zararlar verildi. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘önümüzdeki dönemde aileye yönelik koruyucu çalışmalar yapacağını’ dile getirmesi bu açıdan oldukça önemlidir. Çünkü ailenin savunması vatan savunmasıdır. Ailenin korunması medeniyetin korunmasıdır” dedi. Kalkan şöyle devam etti: “İnsan hakları herkes için geçerlidir fakat pozitif ayrımcılık uygulaması ile ciddi yıkımlar meydana gelmiştir. Aileyi ihya eden medeniyeti inşa eder, ailenin zayıflaması ise medeniyetin önce bunalıma girmesine sonra yıkılmasına sebep olur. Bu dönemde sivil toplum kuruluşları ile istişareler yapılmalı ve ortak akıl geliştirilmelidir. Bu sivil toplum kuruluşları ise sadece kadın kuruluşları değil bu ülkenin milli ve manevi değerlerine saygı duyan ve sahip çıkan, gerekli çalışmaları yapan STK’lar olmalıdır. Bu işin şakası yok ve dönüşü de yok. Aileye verilen zarar, aile kalesinde açılan gedikler ciddi anlamda büyüdü ve artık savunmasız hale gelen aile yapımızı yıkımla karşı karşıya bıraktı. Bu anlamda biz aile dernekleri ve uzmanlar Sayın Erdoğan’a her türlü desteği vermeye hazırız.”

Sapkın yöntemler terk edilmelidir

Aile Akademisi Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Yasin Kuruçay da, “Bir toplum mühendisliği çalışması olan toplumsal cinsiyet ideolojisine dayalı anlayışlar kadife devrim faaliyetleridir. Cinsiyetçi ve sapkın anlayışlarının bilme, dine, akla ve ahlaka aykırı olduğu gerekçeleri ile birlikte tüm topluma anlatılmalıdır. İnanç ve medeniyet değerlerimize aykırı olan, şiddeti ve istismarı ailenin içerisinde ve en yakınında arayan anlayışlardan, hukuktan ve eğitimlerden bir an önce vazgeçilmelidir.

Eğitim sistemimiz ve aile yapımız AB projelerinin insafına bırakılmamalıdır. Dini değerlerin ve ibadetlerin hayata anlam katıcı, olumsuzlukları önleyici ve sorunları iyileştirici boyutları ile ilgili tüm bakanlıklar nezdinde yapısal çalışmalar yapılmalıdır. Gençlerin edebiyat ve kişisel gelişim kitapları haricinde psikolojik, sosyolojik, politik, tarihi ve dini konularda da bilinçlenmesini sağlayacak kitaplar okunması sağlanmalıdır. Her türlü çirkinliği çocuklarımızın ve gençlerimizin önüne seren dijital kirliliğe engel olunmalıdır” ifadelerini kullandı.

Aileyi yöneten düşünceyi yönetir

Psikolojik Danışman Feyzullah Akdağ ise “Sapkın düşüncelerden korunmuş gençlik ancak ve ancak sağlıklı bir aile ortamının varlığıyla mümkündür. Aile hayatının en önemli ve en temel fonksiyonu ‘ne düşüneceğimizi?’ ve ‘nasıl düşüneceğimizi?’ öğretmesidir.

Özellikle çocukluk döneminde temelleri atılan bu düşünce süreçleri sayesinde dünyaya, ahirete, insanlara ve olaylara bakışımız şekillenir. İşte tam da bu nedenden dolayı Hz. Adem(a.s)’dan beri yeryüzünün ilk toplumsal yapısı olan aile kurumumuz saldırı altındadır. Eğer binlerce yıldır direkleri din ve kültürden oluşan aile kurumunu kendi sapkın ideolojilerine göre yeniden dizayn edebilirlerse çocukların ve gençlerin hayata bakış açılarını da kendileri yönetmiş olacaklardır. Yani bir başka deyişle aileyi yöneten düşünceyi de yönetir. İşte tam da bundan dolayı geleneksel aile yapımıza saldırıyorlar. Zira aileyi yöneten düşünceyi de yönetir” açıklamasında bulundu.