Siyaset
‘Hak yerini buldu’
‘Hak yerini buldu’
MEHMET ÖZMEN- KORAY TAŞDEMİR - Kumpasa dayalı ihbar mektupları ve uydurma deliller ile gerçekleştirilen 17 Aralık kirli operasyonunun TOKİ ayağında Mahkeme’nin verdiği takipsizlik kararı, hukukun yeniden işlerliğe geçmesi olarak yorumlandı. Akit’e konuşan hukukçular, soruşturma için takipsizlik kararı veren İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ekrem Aydıner’in doğru bir karar verdiğinde görüş birliği etti.
TUNA: “ SORUŞTURMALAR NORMAL MECRASINA GİRDİ”
Avukat Hüsnü Tuna, 17 ve 25 Aralık kirli operasyonlarının maksatlı, kasıtlı ve bir yönüyle siyasete darbe yapmak üzere planlanan bir oyun olduğunu kaydederek “Neticede hukuk içerinde verilen takipsizlik kararı o oyunun sona erdirildiği anlamına gelir. O açıdan yargı ve emniyet içinde bazı hâkim, savcı ve polisler tarafından darbe amacıyla hazırlanmış bir oyun sona ermiştir” dedi. Tuna, “Bunu yargının içerisinde çete yapılanmaları yaptı. Bu işi yargı ve kolluk kuvvetleri içinde paralel yapının idare-i istikametinde çalışan çete yapılanmasının yaptığı kesin. Dolayısıyla bu çete yapılanması kısmen tasfiye edildiğinden soruşturmalar normal mecrasına girmiş durumda” diye konuştu.
ŞENALP: ÖNCE SUÇLU BULUNDU SONRA DELİL ÜRETİLDİ
“Paralel yargının çalışma şeklini çok iyi gösteren iftiraya yönelik, delil üretmeye yönelik bir çalışma ve formatın olduğu çok açık” diyen Konya Barosu Eski Başkanı Avukat Hasip Şenalp de “Bu olay ortaya çıkmadan da iş adamlarına açılan davalarda, delil üretme ve tapelerde olmayan şeylerden yorumlar çıkarma vardı” şeklinde konuştu. Ceza hukukuna göre yorumla insana ceza verilemeyeceğini kaydeden Şenalp, “Somut ve kesin deliller olmadan ceza veremezsin. Tapelerden yorumla ‘Sen bunu söylemeye çalıştın, demek ki bu suçu işledin’ demek gibi niyet okumalarla cezalar verildi. Açılan tahkikatlar da öyle açıldı. Bu davadaki 60 kişi hakkında da somut bir delil yok, sadece telefon tapeleri var. Zaten bunlar meşru dinlemeler değil, meşru deliller değil. Bunlar suçlamak istedikleri kişiler hakkında delil üretiyorlar, sonra da delil üretiyorlar” ifadelerini kullandı. Şenalp, “Paralel yapı 17 Aralık operasyonu ile Türkiye’nin büyümesine takoz olmak istedi. Bu süreci başlatanlar konusunda HSYK’nın önalıcı olması gerekir ama, HSYK bu konuda gönülsüz ve yavaş hareket ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
DELİDUMAN: “ŞÜPHELİLERİN TAZMİNAT HAKLARI VAR”
Avukat Müşir Deliduman ise, TOKİ dosyasının tümü ile çöktüğünü belirterek “Tüm şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilerek kamu vicdanında aklandılar” dedi. “Ancak, çamur at izi kalsın misali insanlar töhmet altında tutuldu. Bunların içinde belediye başkanı olacak insanlar, belediye meclis üyesi olacak insanlar vardı. Yollarını kapattılar. Dosyada delil yoktur. Soruşturma hukuka aykırıdır. Gözaltı kararlarında değişiklik yapılmıştır. Bu dosya er ya da geç çökecekti. Gözaltındaki şüphelileri serbest bırakan sorgu yargıcı da aynı konuları gerekçe yaparak serbest bıraktı. Şimdi ise, takipsizlik kararı da aynı gerekçelere dayanıyor. Aklın yolu birdir” diyen Müşir Deliduman, 17 ve 25 Aralık operasyonlarının algı, ihanet ve intikam operasyonları olduğunu dile getirerek, “Hukuk ile ilgisi yoktur. 17 Aralık’ta şimdiye kadar değişen tek şey Paralel Terör Örgütünün manevraları, yalanları ve iftiralarıdır” diye konuştu. Deliduman, haksız gözaltıdan dolayı CMK 141 ve 142. maddeleri gereği şüphelilerin tazminat hakları olduğunu hatırlatarak “Bu tazminatlar kanunları çiğneyerek kararları veren savcılara tahmil edilmesi gerekir” diye konuştu.