Her yıl olduğu gibi bu yıl da piyango biletlerine hücum başladı. Vatandaşlar önceki yıllarda büyük ikramiye çıkan bayilerin önlerinde uzun kuyruklar oluşturuyor. Saatlerce bilet kuyruğunda bekleyerek bilet almayı başaranlar ise pembe hülyalarla evinin yolunu tutuyor. Ancak insanlar, biletlerine ikramiye vurmasıyla önce manevi alemde, ardından maddi anlamda büyük bir felaketin kendilerini beklediğini düşünmüyor. “Ya çıkarsa” diyerek bu kitlesel kumarda kazananın en çok kaybeden olacağına dikkat çeken ilahiyatçılar, vatandaşları bilet almadan önce iyi düşünmeleri konusunda uyarıyor.

KUMAR KUMARDIR

Hz. Ömer’in “Allah’ın düşmanlarının bayramlarını kutlamaktan sakının” sözünü hatırlatan Çalışan-Sen ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir, yılbaşının İslam kültüründe bulunmadığı belirterek, bunun bir Hıristiyan âdeti olduğunu söyledi. Özdemir, “Yılbaşı yalanıyla halkımızın gündemine sokulan ve Rabbimizin haram kıldığı içki, kumar, zina ve İslam dışı eğlencelerin halkımıza zorla kabul ettirilmiş olması nedeniyle bu geceyi kutlamayın” dedi. Özdemir, Devletin garantisiyle teşvik edilen piyango kumarına artık “dur” denmesi ve “milli” ifadesinin çıkartılması gerektiğini söyledi.

Her yıl olduğu gibi insanımızın kuyruklara girerek aldığı piyango biletlerinin millî ifadelerle halka sunulmuş olmasının, doğru olmadığını söyleyen Özdemir, şöyle devam etti: “Kumar haramdır, helale haram katmaktır. Geçmiş yıllarda lokmasına haram katanların akıbeti iyi olmamıştır. Örnekler oldukça fazla olmasına rağmen bu günahı işlemeye devam ediyoruz. Bütün şans oyunları kumar kapsamındadır ve dinimizce haram kılınmıştır. Bir an evvel, milli ifadelerle Devletin garantisiyle özendirilen bu günaha dur denmelidir. Müslüman bir ülke olarak İslam ümmetinin umudu Türkiye’nin üzerine yapışmış olan piyango ve şans oyunlarından vazgeçilmelidir.

YILBAŞININ BİZDE YERİ YOK

“Yılbaşı hazırlıklarının ve kutlamalarının gün geçtikçe hızlandığı ve topluma reklamlarla, görsel şölenlerle adeta bu Hıristiyan âdetinin dayatıldığı şu günlerde Yılbaşı ya da noel olarak ifade edilen günün İslam kültüründe hiçbir zaman yeri olmamıştır. Peygamber Efendimiz bir hadisi şeriflerinde, ‘Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o onlardandır’ buyurmuştur. Bugün toplumu kendi kültüründen uzaklaştıran, türlü etkileşimlerle toplumumuzun bir ihtiyacıymış gibi gösterilen yılbaşı kutlamaları bizden olmayan ahlaki yapının süslenerek toplumumuza empoze edildiği ve kendi kültürümüzün bu yolla yok edilmesine sebep olmaktadır.

“HIRİSTİYAN ADETİ”

“Yılbaşı kutlamalarının doğaya da zarar verdiğine dikkat çekerek noel dolayısıyla çam ağaçlarının marketlerde satılmasına neden toplum sessiz kalıyorlar? Yılbaşı bahanesiyle doğayı katleden, ışıklandırmalarla israfın her çeşidini yapan bu insanların kendi kültürlerinden uzaklaştığını bilmelerini istiyorum. İslam dünyasını kan gölüne çevirmek isteyen Hıristiyanların kanlı noelini kutlayanlara Hz. Ömer şu ifadelerle cevap vermektedir; ‘Allah’ın düşmanlarının bayramlarını kutlamaktan sakının’ İsrafın her çeşidine karşı duran dinimiz, Müslümanlar açlık içindeyken Hıristiyan zihniyetinin bir gereği olarak yapılan yılbaşı eğlencelerine asla izin vermez. Toplumuzun bu kutlamalara ve israfa karşı daha dikkatli olması gerekmektedir. Aksi takdirde Hıristiyan adeti olan bu kutlamalara katılanlar bu vebalden kurtulamazlar.”

ŞEYTANIN PİSLİĞİDİR

DİVA-SEN Genel Başkanı Mustafa Çopursuz da, şunları ifade etti: “Her miladi yılsonunda dile getirdiğimiz ‘Piyango’ konusu Müslümanların hayatından neden çıkmaz, anlamak mümkün değil. Oysa ilahi nizam Kur-an’ı Kerim’de haram olduğu kesin çizgilerle belirtilen içki, kumar, şans oyunları, fal okları gibi şeyler, Müslümanların hayatında yer almaması gereken şeytanın birer pisliğidir. Ancak maddi sıkıntılarından dolayı hayalperest bir beklenti içerisine girip ‘Ya çıkarsa’ diyerek alınan bu tür piyango biletlerinin ve şans oyunlarının başımda ‘Milli’ kelimesinin yer alması da, Müslüman ülkesinde akıllara ziyan veren bir durumdur. Dolayısıyla milyonda bir çıkması söz konusu olan piyango biletinin Müslümanlar olarak gündemimizde çıkarmak için daha ne bekliyoruz? Çağrımız ve temennimiz odur ki; inancımızla ve kültürümüzle bağdaşmayan tüm yaşam biçimlerinin elimizin tersiyle itilmesidir.”