Yeniakit.com.tr 

Umran Kültür ve Medeniyet Hareketi, AK Parti Grup Başkanvekili ve Tokat Milletvekili Özlem Zengin ile 123 vekilin imzaladığı, Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli'ye ilişkin araştırma önergesinin TBMM'ye sunulmasına dair basın açıklamasında bulundu. Açıklamada önergenin kapsamının genişletilmesi talep edildi.

"Cinsel istismarla ilgili kurulacak Meclis Araştırma Komisyonu'nun kapsamı ne olmalıdır?" başlıklı açıklamada, "Türkiye’de “gündem olmuş”, “yargıya taşınmış” “bir cinsel istismar” yapıldığı iddiasının TBMM tarafından araştırılması için Adalet ve Kalkınma Partisi TBMM Grubu adına Grup Başkanvekili ve Tokat Milletvekili Özlem Zengin ve 123 vekilin imzaladığı 22.12.2022 tarih ve 231 sayılı yazı ile TBMM’de bir komisyon kurulması önergesi Meclis’e sunulmuştur." denildi.

Yusuf Ziya Gümüşel ile Kadir İstekli'ye yönelik iddia henüz yargı aşamasındayken, iddiayı gündeme getiren medya kuruluşlarının araştırma önergesinde kaynak olarak kullanılmasına tepki gösterilen açıklamada, "Gerek dilekçede ve gerek dilekçenin gerekçesinde medyada yer alan haberlerin doğru olduğu imajını oluşturacak bir dil ve söylem kullanılmıştır. Öncelikle yargılama sonuçlanmadan böylesi bir dil ve söylemin kullanılmasının oluşturulacak komisyonu ve kamuoyunu olumsuz yönlendirilmesine sebep olabileceği kanaatindeyiz." vurgusu yapıldı.

Umran Kültür ve Medeniyet Hareketi, Özlem Zengin imzalı önergeye ilişkin şu ifadeleri kullandı:

Komisyonun kurulmasına ilişkin verilen önergede öne çıkanlar şunlardır:

· “Elim Hadisenin(!) sosyolojik, ailevi ve çevresel etkilerinin araştırılması”

· “Benzer hadiselerin ve her türlü çocuk istismarının engellenmesi için tedbirlerin alınması”

· “Çocukların her türlü istismardan korunmaları için” “gerekli tedbirlerin alınması”

· “Ailenin korunması ve çocuk hakları”

· “Her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirlerin alınması.”

Gerekçede ağırlık medyada yer almış söz konusu habere verilmiştir.

Ailenin, çocukların ve toplumun korunması isteniyorsa bu yaklaşım eksiktir, gerekir ama yetmez.

"Kurulacak bir araştırma komisyonu çocuğun, ailenin ve toplumun korunabilmesi için konuyu bir bütün olarak ele almalıdır; tek bir olay bizi gerçeğe ulaştıramaz. Kaldı ki yargı olayın doğru olup olmadığı noktasında henüz bir şey de söylememiştir." denilen açıklamada, araştırma önergesinin kapsamının genişletilmesi talebinde bulunuldu:

Eğer mesele çocuğun, ailenin ve toplumun korunması ise o zaman komisyon, hiçbir önyargıda bulunmadan meseleyi aşağıdaki eksenler bağlamında bir bütün olarak ele alıp incelemeli, değerlendirmeli ve çözümler önermelidir.

· Medyada ve gerekçede yer alan vaka,

- Diyarbakır annelerinin dağa kaçırılmış kız çocuklarının cinsel istismarı ve tacizi,

- Reklâm ve müziklerde çocukların cinsel istismarı,

- Çizgi film, bilgisayar oyunlarında çocukların cinsel istismarı,

- Televizyon dizilerinde çocukların her türlü istismarı,

- Pedofilinin, LGBTIQ+ Hareketi’nin meşru ve cazip gösterilmesi gay ve lezbiyen hareketine ilişkin tüm faaliyetleri,

- Cinsiyetsizliği savunan, her türlü cinsel ilişkiyi meşru gören Queer (Kuir) Teorisinin savunulması ve savunucuları,

- Çocuk pornografisinin sosyal medyada yaygınlaştırılıp savunulması,

- Barlarda, pavyonlarda, randevu evlerinde fuhşa zorlanan çocukların durumu,

- Rıza temelli olmak şartıyla fuhşun-zinanın serbest bırakılması,

- Türkiye’de aileye ve nesle aile (!) programları, diziler, filmler, kitaplar, çizgi filimler, bilgisayar oyunları, sosyal medya üzerinden yapılan her türlü saldırı,

- Çocuklara yönelik eğitim kitaplarında, masallarda, hikayelerde cinsiyet rolleri üzerinde anlatılan/inşa edilen fıtrat dışı kişiliklerle çocukların suiistimali,

- Çocuk işçilerin cinsel istismarı,

- Mülteci çocukların kaçırılarak fuhuş bataklığına çekilmesi,

- Kurs ve kreşlerde, anaokullarında, yurtlarda çocukların istismara uğrama riskleri,

- Suçun şahsiliği ilkesine aldırmadan milletin “dinine, geleneklerine, kültürüne, aile yapısına ve tüm tarikat ve cemaatlere” en acımasız şekilde saldıran, değerlerine küfreden ve bu durumdan siyasi çıkar elde etmeye çalışan istismarcıların niyetleri, amaçları,

- Herhangi bir kanıt elde edilmeden ya da mahkeme kararıyla olaylar yasal bir zemine oturtulmadan bir tür dedikoduya dayalı haberlerle toplumda infial yaratacak yayın yapan ya da protesto ve benzeri eylemlerde bulunan kimselerin sosyal kimlikleri ve niyetleri

Devlet bu ve buna benzer vakaların yaşanmaması için gerekli sosyolojik, psikolojik, pedagojik ve hukuki tedbirleri almalı ve en üst düzeyde kontrol/denetleme mekanizmalarını kurmalıdır. Ancak bu tür meseleler sadece kanunlar kapsamında ele alınırsa sorun çözülemez. Bugüne kadar da çözülememiştir. O nedenle olay sosyokültürel, sosyoekonomik boyutları ile ele alınmalı ve sorunun çözümüne dönük kapsayıcı çalışmalar yapılmalı ve eğitim politikaları üretilmelidir.

Umran Kültür ve Medeniyet Hareketi olarak diyoruz ki;

“Cinsel istismar, taciz ve tecavüz” hangi şekilde ve görüntüde ortaya çıkarsa çıksın, kim tarafından yapılırsa yapılsın hepsi aynıdır ve lanetlenmesi gereken bir durumdur. Cinsel istismarı dinî kisveye büründürmek daha da lanetlenmesi gereken bir durumdur. Ancak iddialar ve kesinlik kazanmamış olaylar üzerinden dine ve dindarlara saldırmak, birilerinin yaptığı iddia edilen pis ve çirkin bir hareketi dine, dindarlara, bir camiaya, bir partiye, bir harekete ve bir teşkilata mal etmek, olmuş gibi göstermek, iyi niyet taşımamaktadır. Böyle davrananlar, küresel psikolojik harekatın bir piyonu durumuna düşmektedir.

“Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haberle gelirse, onun doğruluğunu etraflıca araştırın. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme/topluluğa kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.” (49 Hücurat Süresi 6. Ayet)

Henüz vakit varken…