Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın, partisinin Karşıyaka İlçe Kongresi'nde konuştu.

Adalette ve hukukta büyük bir keyfilik ve hoyratlık yaşandığını öne süren Birol Aydın, 28 Şubat darbecilerinin mahkumiyeti üzerinden laikçilerin yaptığı algı çalışmalarına destek verircesine, şu cümlelere imza attı: Yargıyı ve adaleti bir kılıç gibi kullanmak, bizim gibi ülkelere has olsa gerek. Anayasanın çok açık hükümleri çiğneniyor. Ve bu da normal görülüyor. Bu anlayış düpedüz bedeviliktir, magandalıktır.

Düne kadar kendilerine 'bedevi' deniyordu. Şimdi CHP ile ittifak kurup, alnı secdeli Cumhurbaşkanı'na 'bedevi' diyor!

Bugüne dek, “seçimi yüzde 99 kazanacağız” diye açıklamalar yapan SP’lilerin aksine, kendileri seçime tek başına girmedikleri bir yana, altılı masanın adayının da kazanamayacağını düşündüğünden olsa gerek, Birol Aydın umudu, Erdoğan’ın aday yaptırılmamasında bulduğunu şu sözlerle ifade etti:

Bir kişi en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilir. Bu kadar açık, bu kadar net. Anayasa maddesi var, yoruma mahal yok. Bu kadar keyfiliğin ve hoyratlığın, bu kadar hukuk tanımazlığın olduğu yere yabancı yatırımcı gelir mi? Sermaye sahipleri üretime yönelik yatırım yaparlar mı?

İstanbul Sözleşmesi'ne hiç girmedi!

Yıllardır AK Parti’yi İstanbul Sözleşmesi üzerinden eleştiren Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Aydın, altılı partinin mutabakat metninde olmadığı halde, İyi Partili sözcünün “İstanbul Sözleşmesine geri döneceğiz” açık sözünü görmezden gelip, yine alnı secdeli Cumhurbaşkanına saydırdı..

Eşcinselliğin meşrulaştırılması amacı ile İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesini istemeyen Saadet Partisi, altılı masanın mutabakat metnine, sözleşmeye geri dönüleceğine dair madde eklenmesine karşı çıktı..

Ancak İP’li Sözcü Ümit Özlale ve Cumhuriyet gazetesi, bu açık duruma rağmen, ısrarla altılı masanın iktidara gelmesi halinde, İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönüleceğine dair mutabakat metninde olmayan kararı, tekrar tekrar ilan ettiler.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, partisini de riyakar gibi gösteren bu ilkesiz açıklamalara cevap vereceğine, yine hedef tahtasına alnı secdeli Tayyip Erdoğan’ı oturttu..

“Cumhurbaşkanı adayını ne zaman açıklayacaksınız diye soruyorlar. Şunu net ve isimden bağımsız olarak söylüyorum. 6’lı masanın göstereceği aday her geçen gün puanını artırarak devam ediyor.” diyen Aydın, mutabakat metninde İstanbul Sözleşmesi var mı, yok mu konusunu aydınlığa kavuşturamadıkları ve ihtilaf yaşadıkları halde, “ Aday, masayla uyumlu çalışacak, 85 milyon insanımızı kucaklayacak, 6’lı masa hukukuna ve ortak politika metinlerine sadık kalacak, istişare sürecini önceleyecek bir cumhurbaşkanı adayı olacak ve bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanı olacak.” kehanetinde bulundu..

EYT rahatsızlığı!

Birol Aydın, ittifak ortaklarının, “Dar gelirliler için bol keseden yapılan kazandırmalar, seçim sonrasında ülkeyi yıkıma götürecek” açıklamalarını görmezden gelerek, “Bir ekonomik yıkımla karşı karşıyayız. Her gelen yıl ya da ay, bir önceki yıl ya da ayı aratır halde. Tersine bir kötüleşme süreci yaşıyoruz.” iddiasında bulundu..

EYT’nin çıkarılacak olmasından da rahatsız olan Birol Aydın, “Çıkmayacak denilen EYT bile insanımıza seçmen olarak bakıldığı zaman çıkarılabiliyor. Gazlar bile seçim vaktinde çıkıyor. İnsanların konut sahibi olabilmesi ancak seçmen vasfıyla muhatap alınınca olabiliyor.” sözleri ile, Cumhurbaşkanı İttifakı’nın olumlu adımlarını karalamaya çalıştı..

AB iki yüzlülüğü!

Yıllardır "AB’ye hayır” politikası sürdüren Saadet Partisi’nin imzaladığı mutabakat metnindeki, AB’ye girişin hızlandırılacağı vaadi hakkında tek kelime edemeyen Birol Aydın, eleştirisini AK Parti iktidarına yöneltti. Dış politikada bir çizgi tutturulamadığını kaydeden Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın, “Dostumuz kim, düşmanımız kim, bugün dost olduklarımızla yarın düşman mı olacağız, bugün düşman olduklarımızla yarın dost mu olacağız, bu iki git gel arasında ülke ve millet olarak maddi ve manevi tahribata uğruyoruz. Ülkelerle münasebetlere bakınız, o kadar keskin dönüşler yaşıyoruz ki.” diye konuştu.