Süreç ilerledikçe, Altılı Masa’nın bizatihi kendisinin sorun üretmeye ve ertelenen meselelerin masanın ayağına dolaşmaya başladığını belirten Yeni Şafak yazarı İhsan Aktaş, "İttifak içerisindeki tartışmalar genel başkanların kontrolünün dışına taştı ve genel başkan yardımcıları düzeyinde devam ediyor" ifadelerini kullandı.

Aktaş, yazısında şunları kaydetti:

"Son bir yılı değerlendirecek olursak, iki ittifakın siyaset belirlerken oldukça farklı tutumlar takındığı görülüyor.

AK Parti’nin son bir yıllık çalışmaları, öncelikle seçimi kazanmak için hazırlanmış bir politika setine sahip olduklarını akla getiriyor.

Millet İttifakı’nın politika seti ise sanki dereyi görmeden paçaları sıvamışlar izlenimi veriyor. Seçimi kolayca kazanıyorlarmış gibi iktidarı paylaşma stratejilerine yoğunlaşmış görünüyorlar; her gün bir kafadan ses çıkıyor ve bütün sorunlar da buradan kaynaklanıyor.

Hepimiz biliyoruz ki Türkiye gibi ülkelerde seçimler her zaman zordur ve rekabet dünyanın birçok ülkesinde olmadığı kadar serttir. Muhalefet partilerinin rolü de bellidir. İktidar eleştirisi yaparak bir sonraki seçimi kazanmak… Fakat bunu elde etmenin belli başlı unsurları vardır.

CHP 70 yıldır muhalefette, fakat son yıllara kadar dolaylı yollardan, kimi kamu kurumları ve bürokratlar eliyle iktidarda olmasa da muktedir idi.

Askeri vesayet geriledikçe gücünü kaybeden CHP, 2023 seçimine tek başına girmek yerine yanına beş partiyi almaya mecbur kaldı. Nitekim son yerel seçimde, bu yöntemle başarılı olmuş; İstanbul ve Ankara’yı kazanmışlardı.

Muhalif medyadaki tepkilere bakıldığında bile net görülüyor ki gidişat hayra alamet değil. Millet İttifakı hata yapıyor. Peki nerede hata yapıyor?

Bir seçim sürecinde asıl amaç, öncelikli olarak seçimin kazanılmasıdır. Milet İttifakı’nın mensupları Altılı Masa’yı kurdukları gün bir şeye çok inandılar: “Erdoğan bu defa kesin gidici; kendiliğinden başarısız olacak ve onun yerine biz geleceğiz.”

Seçimi kesin kazandık havasına girdiler. Kim aday olacak ve iktidar paylaşımı nasıl olacak derdine düştüler.

İlk olarak Gürsel Tekin’in açıklamalarından sonra HDP ile İYİ Parti arasında büyük bir tartışma başladı. Her ne kadar HDP masada olmasa da, muhalif seçmen, seçim başarısının ancak HDP’nin oyları ile mümkün olacağının farkında.

Millet İttifakı’nın ikinci tartışması İYİ Parti ve CHP arasında başladı ve halihazırda bu iç savaş devam ediyor.

Millet İttifakı bu ve benzeri ağır sorunları yüzleşip çözmek yerine ertelemeyi bir politika olarak tercih ediyor. Altılı Masa’daki liderler, kendi tabanlarının tepkilerine ve beklentilerine bile kulaklarını tıkamışlar, bu üslupları ile Türkiye’nin sorunlarını çözeceklerini iddia ediyorlar. Oysa ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz…

Bu yüzdendir ki süreç ilerledikçe, Altılı Masa’nın bizatihi kendisi sorun üretmeye ve ertelenen meseleler masanın ayağına dolaşmaya başladı.

İttifak içerisindeki tartışmalar genel başkanların kontrolünün dışına taştı ve genel başkan yardımcıları düzeyinde devam ediyor.

Altılı Masa’nın son toplantısının olduğu gün Cihan Paçacı, Kılıçdaroğlu’nun aday olmaması için yapmış olduğu açıklamalardan dolayı görevinden istifa etmek zorunda kaldı. İYİ Partililer Kılıçdaroğlu’nu kabullenemiyorlar ve benzer beyanatları daha ağır bir üslupla dillendirmeye devam ediyorlar.

En son İYİ Partili gençlerin İmamoğlu lehine açıklamaları ve CHP önünde pankart açanlar sorun oldu. Bunlar, CHP gençlik kolları başkanı tarafından tehdit dolu bir mesajla karşılık buldular.

Altılı Masa’da iç savaş şiddetleniyor… Artık fikir ayrılığı boyutu geride kaldı, sıra tehdit ve şantajlara gelmiş gibi görünüyor.

Eski bakan Yaşar Okuyan, eğer Meral Akşener Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı olan tutumunu değiştirmezse, elinde belgeler olduğunu ve bunları açıklayacağını söyledi.

Siyaset arenasında böylesi yakışıksız davranışlara zaman zaman karşılaşabiliyoruz… Fakat daha iktidar olmadan bu kadar iç çatışma yaşamaları normal değil; bu tuhaflıklar halk tarafından da hoş karşılanmıyor.

Masanın altı partisi kendi içerisinde kavga ederken toplu halde oy kaybetmeye başladılar. Bu gelişme başta İYİ Parti olmak üzere, CHP dışındaki bütün partileri tedirgin etmeye başladı. Seçimlerde alacakları oyları ve seçim sonucunda karşı karşıya kalacakları travmayı şimdiden düşünmeye başladılar.

Kılıçdaroğlu aday olursa bütün tartışmalar CHP etrafında yürütülecek, İYİ Parti unutulacak ve büyük miktarda oy kaybedecek endişesi kavganın asıl sebebi...

Masanın diğer dört partisinin CHP ile pazarlık yapacak gücü kalmadı. Ne alırlarsa onunla yetinecekler.

Millet İttifakı seçimi kazanmadan, büyük zafer kazanmış gibi makam ve mevki pazarlıklarına başladı.

Dereyi görmeden paçayı sıvadıkları için rüzgâr tersine döndü, kendi medyalarında bile sert eleştirilere muhatap oluyorlar, ellerine yüzlerine bulaştırdılar...

Cumhur İttifakı ise seçim kazanmak için politika seti oluşturdu ve adım adım uyguluyor. Biliyor ki bir ülkeyi yönetmek için önce seçimi kazanmak gerekiyor."