Akşam gazetesi yazarı Murat Özer, İstanbul il binasının önünde "Bu kadına oy vereceksiniz" diyerek kendini paralayan Meral Akşener'in, bir kez olsun üzerine sifon çekenlere parmak salladığının görülmediğini belirtti.

Özer, " 'Bu kadın'ın sahte öfkesi" başlıklı yazısında şunları kaydetti:

"Göğsüne vura vura bağıran bu kişideki öfkeyi, 30 yıllık küfrü 3 günde yediğinde görmüş müydünüz? CHP'nin televizyonlarında boy gösteren zevat, masadan kalktığı o 72 saatte sadece Akşener'in şahsına değil, siyasi duruşuna, ideolojisine, değerlerine hakaret etmişti. Fakat kendi il binasının önünde "bu kadına oy vereceksiniz" diyerek kendini paralayan "bu kadın"ın bir kez olsun dönüp üzerine sifon çekenlere parmak salladığını görmedik.

Bir erkek siyasetçiye yapılamayan her türlü "hakaret, pislik, iğrençlik, iftira" kadın olduğu için kendisine yapılmış. Fakat kimin yaptığını söylemeyi unutmuş Meral Hanım. O iftiraya bulanmış iğrenç pisliğin kokusunu yakınlarında aramalı değil mi? "Akşener'in dosyaları elimde. Açıklarsam insan içine çıkamaz" diyenler Kılıçdaroğlu'nun odasından poz verdiğinde neredeydi bu öfke?

PKK'nın tüm taleplerini öpüp başının üstüne koyan, bunları tek tek mutabakat metnine kaydettiren ortaklarına da dönüp tek kelime etmedi. Biz "aferini Batılılardan alacağız" diyen kolej çocuğuna dudağını dahi bükmedi.

Fakat İyi Parti İl Binası'nın karşısındaki inşaatta gece bekçisinin hırsız kovalarken havaya sıktığı kurşunun hesabını Cumhurbaşkanı'ndan sormayı bildi. Hesap sormak ne ki? İftirasına tehditleri ilave eyledi: "Recep Bey! Tehditlerini vazife bilerek üzerimize gelen kurşunları çek; eğer geleceksen, sen gel!"

28 Şubat darbecileri karşısında İçişleri Bakanı olarak baskılara direnmek yerine, hazır ola geçip selam duran birisi için fazla iddialı sözler değil mi bunlar? Amerikan paşalarının her türlü talebini büyük bir istekle yerine getireceğini, başörtüsü ve Kur'an kursları hakkındaki yasak kararlarını derhal uygulayacağını söyleyen Akşener'i Türkiye yeni tanımıyor.

Teröristbaşı Hülya Oran "Kılıçdaroğlu'na şans vermek için seçimlere kadar eylem yapmayacağız" dediğinde neden gözleriniz yuvalarından çıkacak kadar öfkelenmediniz? PKK'lı bu kadının yazdığı bildiriye imza attıkları için kovulan sözde akademisyenleri yeniden üniversitelerde işe alacağınızı vaat ettiğinizi mi hatırlayıp utandınız yoksa konuşmaya?

Öyleyse devletimize katil, milletimize soykırımcı diyen o pespaye bildiriyi çerçeveletip asabilirsiniz il binanızın duvarına. Böylece Ak Parti binalarını roketle vuran teröristlerin saldırılarından emin olabilirsiniz.

İyi Parti'de terörün gölgesi yüzünde kavga etmeyenler, milletvekili listeleri için Ankara'yı birbirine katmaya başladı. İstifalar çığ gibi büyüyor. Öyle görünüyor ki, İyi Parti'yi bu saatten sonra ne nazar boncuğu korur, ne de yıpranmasın diye aylardır pamuklara sardıkları adaylarının çiğnemekten çekinmediği seccade.

Aylarca yalanlarına sığındıkları bir çete reisi iktidarın tripoda yenileceğini söylemişti. Oysa gerçek şu ki, hep birlikte 90 santimlik bir seccadeye mağlup olacaklar. Başörtüsüne bir metrelik bez parçası diyenler gibi, seccadeyi önemsizleştirmeye çalışanlar da onun ifade ettiği mana karşısında yok olup gidecek."