İnterneti 1993’te; cep telefonuyla görüşme, veri aktarımı ve SMS gönderimine olanak sağlayan 2G’yi ise 1994’te kullanmaya başlayan Türkiye, 2009 itibarıyla 3G’ye geçti. Ülkenin 1 Nisan 2016’da mobil cihazlarda internet hızını 12 kat artıran 4.5G teknolojisini kullanmaya başlamasından bu yana ise 7 yıl geçti.

Dönüşüme yol açıyor

ULAK Haberleşme Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sami Tüfekci, bilişim sektöründe yaşanan köklü değişimin iletişim teknolojilerini dönüştürdüğünü söyledi. Bu durumun gerek altyapıda gerekse uygulama alanlarında bütünleşik çözümlerin geliştirilmesine kapı araladığını anlatan Tüfekci, literatürde dördüncü nesil iletişim ağlarına verilen isim olan 4G’nin Türkiye’de daha gelişmiş bir sürümü olan ‘LTE Advanced’ın kullanılması sebebiyle 4.5G olarak ifade edildiğini dile getirdi.
Tüfekci, 4.5G’nin 1 Nisan 2016 tarihinde uygulamaya alınmasının ülke iletişim teknolojilerinde bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Temel amacı güvenliği arttırırken kullanıcılara yüksek hız ve kapasite sağlamak olan 4.5G teknolojisinin IP üzerinden ses, veri hizmetleri, multimedya ile internet maliyetlerini de düşürmeyi amaçladığına dikkati çeken Tüfekci, “Günümüzde artan iletişim ihtiyaçları sebebiyle mobil cihazlarda internet hızını 12 kat yükselten bu iletişim teknolojisine 2021 sonu itibarıyla 86 milyon kadar abonenin 80.2 milyona yakını geçti. Kullanıcıların ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak teknik yeterliliğe sahip 4.5G için geliştirme çalışmaları global anlamda devam ederken ULAK Haberleşme de dünyayla eş zamanlı olarak, bu teknolojinin geliştirilmesi noktasında çalışmalarını sürdürüyor” ifadelerini kullandı.

Dev proje geliyor

Tüfekci, bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişme ve ilerlemeler sonucunda dışa bağımlılığın minimum seviyeye indirilmesi konusunda da hassasiyetle çalışılması gerektiğine işaret etti. Tüfekci, “Teknolojide tam bağımsız Türkiye hedefi doğrultusunda üzerimize düşeni yapmak üzere proje ve çözümler üretmeye devam ediyoruz. Bir taraftan da ULAK Haberleşme, geliştirmiş olduğu bu teknolojileri dünya pazarıyla buluşturmaya yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Bu doğrultuda şu ana kadar yurt dışında birçok müşteriyle deneme çalışmaları sonucunda satışlar gerçekleştirildi. Yakın zamanda yurt dışında gerçekleşecek büyük bir projeyi de kamuoyuyla paylaşıyor olacağız” dedi. Tüfekci, şöyle devam etti: “5G için devam eden çalışmalarda hem 4.5G teknolojisinde kazanılan derin bilgi birikimi, yazılım ve ürün geliştirme tecrübesi kullanılıyor hem de mevcut 4.5G altyapısı, ürün ve komponentlerinin kullanılabileceği bir strateji uygulanıyor. Bir yandan dünya standartlarında patent üretme çalışmaları ULAK Haberleşme ekipleri tarafından sürdürülürken bir yandan da MİLAT Ağ Yönetim ve Analiz Sistemi (MAYA) şu anda çeşitli kurumlar tarafından sahada kullanılıyor. MAYA, aslında 5G’nin temel kazanımları olan, yazılım tanımlı ağ ve sanallaştırılmış fonksiyonlar konseptini barındırıyor. Bu proje kapsamında yerli olarak tasarlanan algoritmalarla ve yazılımlarla, en üst düzeyde bilgi güvenliği sağlanması hedefleniyor. 5G’nin hayata geçmesiyle de eğitimden sağlığa, ulaşımdan endüstriye kadar tüm sektörlerin ihtiyacı olacak 5G çözümleri, bu çalışmalar sayesinde yerli olarak sunulacak.”

Sürükleyici deneyimleri canlandıracak

Tüfekci, 5G’nin en belirleyici özelliğinin, gelecekteki hizmetleri esnek bir şekilde destekleme yeteneğine sahip ileri uyumluluk için tasarlanması olduğunu dile getirerek, “Akıllı telefonlarımızı daha iyi hale getirmenin yanı sıra daha hızlı, daha düzenli veri hızları, daha düşük gecikme süresi ve daha düşük bit başına maliyetle VR ile AR gibi yeni sürükleyici deneyimleri canlandıracak” diye konuştu.