AKİT MENÜ

Medya

CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke'den skandal sözler! Sana yazıklar olsun kadın

"Karadeniz doğalgazı ve enerji alanında atılan adımlar, Türkiye'nin bağımsızlığıyla bire bir ilişkiliyken, içerideki siyasi aktörlerin bunu görmemesini, hatta küçümsemesini siyasi rekabetle açıklamak mümkün değil" ifadelerini kullanan Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke'nin Karadeniz doğalgazıyla ilgili "Varsa o kaynak, Türkiye'ye kalkınma getirir mi sorusunun cevabı hayır olduğu için endişeliyim. Böylesi yatırımların faydası, ekonomik olarak halka yansımayacak" şeklindeki skandal sözlerini köşesine taşıdı.

"Karadeniz doğalgazı ve enerji alanında atılan adımlar, Türkiye'nin bağımsızlığıyla bire bir ilişkiliyken, içerideki siyasi aktörlerin bunu görmemesini, hatta küçümsemesini siyasi rekabetle açıklamak mümkün değil" ifadelerini kullanan Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke'nin Karadeniz doğalgazıyla ilgili "Varsa o kaynak, Türkiye'ye kalkınma getirir mi sorusunun cevabı hayır olduğu için endişeliyim. Böylesi yatırımların faydası, ekonomik olarak halka yansımayacak" şeklindeki skandal sözlerini köşesine taşıdı. 

Böke'nin, açıkça "Karadeniz gazını çıkarmayalım" demeye getirdiğini belirten Övür, şunları kaydetti:

"Yüzyılı geride bırakan Türkiye, ikinci yüzyılında nasıl bir siyasi yolculuk yapacağına, bağımsız bir siyaset izleyip izlemeyeceğine karar vereceği bir seçime gidiyor. 14 Mayıs 2023 bu nedenle tarihi bir seçim olacak...

Bu satırları yazarken, bir yandan da A Haber'in 710 milyar metreküplük Karadeniz doğalgazının karaya yani Filyos'a ulaşmasıyla ilgili canlı yayınını izliyorum.

Müthiş bir çabayla harika bir iş yapıldığını görmek, ülke adına gurur verici. İşin teknik boyutu, devasa gemiler, deniz seviyesinin 2 bin metre altından gaz çıkarma teknolojisi, onun boru hatlarıyla karaya ulaştırılması göz kamaştırıyor.

Hepsi güzel ve anlamlı... Ama bu iş sadece Karadeniz'de şu kadar metreküp doğalgaz bulmaktan ve ona sahip olmaktan ibaret değil.

Mesele bu buluşları ve Türkiye'nin enerji arayışlarını anlamlı kılan "siyasi irade"ye yani ülkenin ekonomik ve siyasi bağımsızlığını önceleyen iradeye sahip olmaktan geçiyor.

Başkan Erdoğan ve Cumhur İttifakı'nı, Kemal Kılıçdaroğlu ve Altılı Masa'dan ayıran en temel özellik de burada ortaya çıkıyor.

AK Parti'nin bütün kuşatmalara rağmen son 20 yılda attığı adımlara bakın, ulaşım altyapısından enerjiye, madencilikten tarıma her alanda "milli bir siyaset stratejisi" devreye sokuldu. Bu alanda Berat Albayrak döneminde atılan adımların bugün ne anlama geldiği çok daha iyi anlaşılıyor.

Milli Enerji ve Maden Stratejisi'nin bir gereği olarak enerji alanında dışa bağımlı olmamak için 900'ü aşkın baraj yapıldı, güneş ve rüzgâr santralleri alanında da ciddi adımlar atıldı. Türkiye bugün dünyanın en önemli güneş paneli fabrikasına sahip bir ülke... En kritiği ise nükleer enerji santrali sahibi olması... Akkuyu Nükleer Enerji Santrali bu açıdan Türkiye'nin 70 yıllık hayaliydi ve o da gerçekleşti. Başta Fransa olmak üzere birçok AB ülkesi nükleer santrale sahipken Türkiye'nin sahip olmaması için içeriden ve dışarıdan her türlü engelleme yapıldı.

Karadeniz doğalgazı ve enerji alanında atılan adımlar, Türkiye'nin bağımsızlığıyla bire bir ilişkiliyken, içerideki siyasi aktörlerin bunu görmemesini, hatta küçümsemesini siyasi rekabetle açıklamak mümkün değil. Bunun üzerinde durmak ve unutturmamak gerekiyor.

Onlardan sadece biri, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, bakın Karadeniz doğalgazıyla ilgili ne diyor:

"Varsa o kaynak, Türkiye'ye kalkınma getirir mi sorusunun cevabı hayır olduğu için endişeliyim. Böylesi yatırımların faydası, ekonomik olarak halka yansımayacak."

Bırakın bu çabanın bağımsızlıkla ilişkisini, "ekonomiye katkısı bile olmayacak" diyor. Açıkça "çıkarmayalım" demeye getiriyor...

Tıpkı Marshall yardımı döneminde ABD'lilerin, "Uçak üretmeniz pahalı olur, biz size ucuza veririz" dediği gibi... Sanki o gün uçak fabrikalarını kapatan İsmet Paşa'nın CHP'si hortlamış gibi karşımızda. Bugünün CHP'si de yerli ve milli otomobili Togg'a da, TCG Anadolu gemisine de, Baykar'ın ürettiği İHA ve SİHA'lara da karşı çıkıyor.

Ortağı Ali Babacan, "Dokunacağız" diyor, Kılıçdaroğlu ise hayali 300 milyar dolar getireceği varsayılan yabancı sermayeye kucak açarken, yerli sermayeyi risk görüyor:

"Sadece özel sektöre verirseniz bu da Türkiye için büyük risk."

Halk bunları tek tek "not" ediyor ve sandığa gittiğinde kendi "notunu" verecek. O notun kimlerde hayal kırıklığı yaratacağını öngörmek hiç zor değil."

 

Yorumlara Git

Herkes Yunanistan diyor ama Türkler o Arap ülkesine kaçmaya başladı! 250 bin kişi...

Huzurevine füze isabet etti! Ölü ve çok sayıda yaralı var

Mourinho Galatasaray karşısında ilk 11'i belirledi! Herkes Oosterwolde diyor ama ondan yıldız isme özel mesaj

Çay tiryakilerine kötü haber: Ölüme yol açıyor

İki yeni 'iPhone 16' modeli geliyor! Sızan tasarımda olay detay