14 Mayıs seçimleri öncesi Türkiye'de fonlu anketlerin de etkisiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a pek şans tanımayan Batı medyası artık çok daha temkinli hareket ediyor. Seçim sonuçlarıyla birlikte yaşadıkları şaşkınlığı gizlemeyen Amerikan ve Avrupa medyasında 28 Mayıs senaryoları bir süredir sadece Erdoğan üzerine kuruluyor.

14 Mayıs öncesi yayınladığı haberlerde, 1999 depremlerinin dönemin iktidarını alaşağı ettiği gibi 6 Şubat deprem felaketinin de Erdoğan'ın düşmesine yol açacağını savunan CNN şimdi çok farklı bir çizgide yol alıyor.

28 Mayıs'taki ikinci tur seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu'na şans tanımayan CNN'e göre, asıl mesele Erdoğan'ın kaç puan farkla kazanacağı... Amerikan medyasının amiral gemisine göre, Erdoğan'ın ezici bir farkla kazanması halinde 'alışılmışın dışında ekonomi politikalarında' cesur davranmaya devam edecek.

Mart ayında yazdığı bir makalede, depremlerin Türk insanını 'aydınlattığından' bahseden ve "Deprem bölgesinde devlet yoktu, AHBAP vardı" yalanına sarılan NeoCon Soner Çağaptay, CNN haberi için yaptığı son analizde sıkı bir U dönüşüne imza attı. Amerika'nın Türkiye kökenli NeoCon'u Çağaptay, "Erdoğan Türkiye'yi yeniden büyük yapmak istiyor. Osmanlı ihtişamını geri getirmek istiyor" dedi.

"Türkiye'deki yıkıcı depremler Erdoğan'ın sonu olabilirdi ama o yine kazanacak" başlığıyla yayınladığı haberde CNN şu ifadeleri kullandı:

Erdoğan tüm olasılıklara meydan okudu

Türk lider Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidara yükselişi 1999 İzmit depreminin ardından yaşanan çekişmeli siyasi sonuçlarla başladı. Bu nedenle, bu yılın başlarında başka bir yıkıcı deprem, Türkiye'nin güneydoğusundaki geniş alanları yerlebir ettiğinde birçok gözlemci, cumhurbaşkanının 20 yıllık iktidarının sona ermesini bekliyordu.

Ama tam tersi oldu; Erdoğan tüm bu olasılıklara meydan okumuş görünüyor. Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin ilk turu, anketçilerin tahminlerinin aksine onu lider yaptı.

Rakibi Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı yaklaşık 5 puanlık bir üstünlük sağladı ve zafer için gereken yüzde 50 barajının sadece yarım puan gerisinde kaldı. Meclis'te ise Erdoğan rahat bir galibiyet elde etti.

Üçüncü sıradaki cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan da Erdoğan'ı alenen destekleyerek onun pazar günü yapılacak seçimlerde Kılıçdaroğlu'na karşı şansını daha da artırdı.

Soru artık "Erdoğan kazanır mı" değil...

Erdoğan'a dinî temellerden beslenen destek, çalkantılı ekonomi ve depremin yol açtığı etkilere rağmen hasara uğramadı. Bu nedenle 14 Mayıs'ta AK Parti Genel Merkezi önünde o duygu hakimdi. Erdoğan destekçisi Seda Yavuz, "Korkuyorum... Kaybetmesinden endişe ediyorum. Başka birinin kazanacağından endişeleniyorum çünkü biz Müslümanız ve Müslüman birinin başkanımız olmasını istiyoruz" diyordu.

Gözde Demirci ise başörtüsünü göstererek "Bu özgürlüktür. Erdoğan sayesinde bu özgürlüğe sahibim. Muhalefet ise bunu istemiyor" diyordu.

Ancak İstanbul'da oyların çoğu muhalefete gitti. Bir keresinde "İstanbul'u kaybedersek Türkiye'yi kaybederiz" diyen Erdoğan için bu durum can yakıcı. Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü'nden Soner Çağaptay, şu yorumu yapıyor:

"İstanbul'u alamamak gerçekten canını yakıyor. Erdoğan İstanbul'u, Osmanlı gücünü simgelediği için seviyor. O, Türkiye'yi yeniden büyük yapmak istiyor. Osmanlı ihtişamını geri getirmek istiyor. Şimdi soru, 28 Mayıs'ta Erdoğan'ın kazanıp kazanmayacağı değil, nasıl bir galibiyet alacağıdır. Erdoğan ezici farklı kazanırsa alışılmışın dışında ekonomi politikaları devam edecek ve hukukun üstünlüğü olmayacak."