SEBAHATTİN AYAN  İSTANBUL

Türkiye, 2013 yılının mayıs ayında IMF’ye olan borcunu tamamen ödeyerek ekonomik anlamda bağımsızlığını kazandı. Bugün Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olan küresel güçler ve içimizdeki iş birlikçilerin, masum insanları ‘ağaç’ bahanesiyle kandırarak Türkiye’yi iç savaşa sürüklemeye çalıştığı Gezi Parkı eylemlerinin başlangıcının 10. yıldönümü. Taksim’deki Gezi Parkında yaklaşık 50 kişinin katılımıyla ağaçların başka yere nakledileceği gerekçesiyle başlatılan ve ülke geneline yayılarak hükümeti devirme eylemlerine dönüşen gezi parkı kalkışması dış mihraklar ve içimizdeki hainlerin gelişmekte olan Türkiye’yi durdurma ve saf dışı bırakmak için başlattığı sivil darbe girişimidir.

Neler oldu?

Ertesi gün göstericilere destek olmak üzere buraya gelen BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, iş makinelerini önlemeye çalıştı. Bu sırada ortam iyice gerildi. Daha sonra yine buraya gelen bazı CHP milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu ve sendika temsilcileri, eylemcilere destek verdi. Sosyal medyadan yapılan “İş makinelerine engel olmak için Gezi Parkında toplanıyoruz” çağrısı üzerine ertesi gün parkta toplananların sayısı arttı. Parkta nöbet tutanlarla, çadırları kaldırmaya çalışan zabıta görevlileri arasında arbede yaşandı. Çevik kuvvetin müdahalesi sonucu grup, oturma eylemi başlattı. Taksim Dayanışmasının sosyal medyadan, “Taksim Gezi Parkı için nöbetteyiz. Yemeğini, yüreğini, sanatını, çadırını, çocuğunu, kendini de al gel!” şeklindeki çağrısıyla parkta toplananların sayısı binleri buldu.

FETÖ imalatı gezi ruhu!

Sabahın erken saatlerinde, Gezi Parkındaki eylemci çadırlarının yakılmasıyla başlayan olaylar haftalarca sürdü. Ancak çadırların yakılmasıyla ilgili gerçek daha sonra ortaya çıktı. Çadırların yakılması tamamen FETÖ’nün işiydi. Daha sonraları “polis şiddeti” fotoğrafları verilebilmesi için olaylar büyütüldü, FETÖ’cü polislerle birlikte dış güçlerin maşası çapulcular, aynı mizanpajı sergilemeye devam etti. Bir grup paralel polis, biber gazı, birkaç eylemci, birkaç gazeteci ve fotoğraf makineleri eşliğinde yakın mesafeden biber gazı sıkma sahneleri tertiplenmişti. Olayı gerçekten ‘ağaç’ sanan masum eylemciler ise bu maşa solcular ve FETÖ’nün kargaşa planı nedeniyle zarar gördü.

Alabora, eylemin niyetini belli etti

Sözde oyuncu, özde provokatör Mehmet Ali Alabora’nın Gezi olayları sırasında attığı “hâlâ anlamadınız mı, mesele sadece ağaç değil” twiti gerçek niyeti açıkça ortaya koydu. Özellikle Taksim’de duvarlardaki Başbakan Erdoğan’a ve ailesine yönelik ağır küfürler de “eylemciler”in gözünün ne kadar döndüğünün göstergesiydi.

Eylemleri körükleyen çapulcular, olayların son bulması için ülkenin menfaati adına inşa edilen ne varsa iptal edilmesini istedi. “Esprili çocuklar”ın hükümetten talepleri ise şaşırtıyordu: Üçüncü Köprü yapılmasın, Üçüncü Havalimanı yapılmasın, Kanal İstanbul iptal edilsin vb…

Özellikle yurt dışından 3 büyük firmanın, Gezi eylemlerine katılan birçok eylemciye 200 TL verdiği biliniyor. Bölge esnafı, eylemlerin sürdüğü dönemde kendilerinden alışveriş yapanların sürekli 200 TL verdiğini belirterek, “200 TL’lik banknot bozmaya yetişemiyoruz” diyordu.

Dünya medyası canlı yayın yapıyordu

Kendi ülkelerinde Gezi’den çok daha ciddi olayları büyük bir ustalıkla gizlemeyi başaran ABD, İngiliz, Alman medyası 7/24 Gezi Parkındaydı. En azimli yayın organı olarak da 24 saat Gezi’den canlı yayın yapan CNN göze çarpıyordu.

Taksim Meydanında, İstanbul’un göbeğinde uyuşturucu serbestti, bira ve benzeri içkiler artık Taksim’in orta yerinde seyyar satıcılar tarafından satılıyordu.
Beşiktaş’taki olaylarda çapulcular, Bezmi Alem Camii’ne ellerinde bira ve ayakkabı ile girdiler.

1.4 milyar dolara mal oldu

Gezi’nin doğrudan maliyeti 1.4 milyar dolar İstanbul’da başlayan ve ülke geneline yayılan olaylarda 46 kamu binası, 231 polis aracı ve 44 ambulans kullanılmaz hale geldi. Ayrıca 326 iş yeri, 201 araç tahrip edildi, 80 belediye otobüsü ve 85 otobüs durağı yakıldı. İstanbul Taksim başta olmak üzere birçok kentteki esnaf da eylem nedeniyle kepenk kapattığı için zarar gördü.