Sabır, insanın alışageldiği, karakterine uygun hallere aykırı durumlar ve olaylar karşısında dayanıklılık gösterebilmesidir. Sabır bir insanda bulunması gereken en güzel huylardan birisidir. Allah (c.c) yüce kitabımızda yetmişten fazla yerde mü’minlere sabrı tavsiye etmektedir. Mesela, “Her kim sabreder ve suç bağışlarsa, bu hareket arzu edilen en iyi işlerdendir.” (Şura 43) buyrularak mü’minler sabırlı olmaya çağrılmaktadırlar. Çünkü hayatta huzurlu yaşayabilmek için, zorluklara ve sıkıntılara tahammül etmesini bilmek gerekir. Dünya cennet değildir. Arzu edilmeyen pek çok şey olabilir. İnsan ömründe çeşitli sıkıntılarla karşılaşacaktır. Eğer bunlara karşı sabretmesini bilebilirse başarılı olabilir. Ashab-ı Kiram, İslam düşmanlarının pek çok işkencelerine ve zulümlerine sabırla karşı koymuş ve asla davalarından vazgeçmemişlerdir. Sonuçta ise zafere ulaşmışlardır. Sabra hayatımızın her anında ihtiyacımız vardır. Nefsimizin ve şeytanın vesveselerine karşı sabır, haramdan kaçınmak için sabır, Allah’ın emirlerine ve Rasulünün sünnetine uymak için sabır, karşılaşılan sıkıntılara, zorluklara ve güçlüklere karşı sabır. Mü’min daima sabrı kuşanmalıdır. Çünkü Allah sabredenleri sever. En başta Rabbimizin rızasını kazanmak ve sonra da huzurlu bir hayat yaşayabilmek için sabra muhtacız. Çünkü sabretmemek, problemleri sıkıntı ve zorlukları azaltmaz, aksine artırır. Hatta bazen içinden çıkılamaz hale getirir. Özellikle aile hayatında eşlerin birbirlerine karşı sabırlı olmaları son derece önemlidir. İnsanın bazen öfkesini yenemeyip söylediği bir söz, karşı tarafı gönülden yaralayabilir. Giderilmesi çok zor kırgınlık ve dargınlıklara sebep olabilir. Oysa o anda biraz sabır göstermekle olayın bu derece büyümesi önlenebilir. Eşlerden birisi sinirlendiği zaman diğeri hiç değilse o an için sakin davranmaya çalışmalıdır. Son derece sinirli bir insana aynı sinirlilikle cevap vermek, yangına benzinle gitmek gibi bir harekettir.