Dünya
Bosna, emperyalist Batı’nın vahşi yüzü
Rumeli Türk Dernekleri Federasyonu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Adem Fazlıoğlu, “Srebrenica soykırımı denilerek bu büyük dram önemsizleştirilmeye çalışılıyor. Srebrenitsa değil, ‘Boşnak soykırımı’ denmelidir” dedi.
‘Srebrenica’ diyerek küçülttüler
Bosna’da yaşanan drama ilişkin “Sessiz Soykırım” isimli kitabın da yazarı olan Fazlıoğlu, Srebrenitsa katliamının, Avrupa’nın başkenti sayılan NATO ve AB’nin merkezi Brüksel’e iki saatlik mesafede, Avrupa’nın göbeğinde, sözde kuşatılan Müslümanları korumakla görevli Hollandalı askerlerin adeta “nezaretinde” gerçekleştirildiğini hatırlatarak, soykırımın gerçekleştirilmesinin ardından yaşanan adaletsiz ve vicdansız kararları ise şöyle anlattı: “Dünyanın en uzun şehir kuşatmasını yaşayan Saraybosna’da ölenlerin sayısı 18.889 iken, tüm Bosna’da soykırım yapılmış olmasına rağmen yalnızca mikro bir bölgede soykırım yapıldığı kararı verilmiştir. Ardından soykırımına ‘Srebrenica Soykırımı’ denilerek bu büyük dram önemsizleştirilmeye çalışılmıştır. Oysa doğru tanım ‘Boşnak Soykırımı’ olmalıdır. Birinci adaletsizlik budur. İkinci adaletsizlik; Soykırım Sırbistan, Karadağ ve Bosna Sırpları tarafından yapılmış olmasına rağmen Uluslararası Adalet Divanı Sırbistan ve Karadağ’ı bu suçun dışında tutarak aklamıştır. Üçüncü adaletsizlik; Bosnalı Sırpların eski lideri Radovan Karadzic ve Ratko Mladiç’i cezalandırıldı. Bosna Sırp Cumhuriyeti cezalandırılmadı. Dördüncü adaletsizlik; Dayton Barış anlaşması ile tarihte olmayan bir oluşum ‘Bosna Sırp Cumhuriyeti’ resmileştirildi. Ve fail ödüllendirildi.”
Adalet divanı adaletten vazgeçti
Uluslararası Adalet Divanı’nın Bosna’da gerçekleştirilen soykırıma ilişkin adaletsiz kararından dönme şansını 2017 tarihinde ortadan kaldırdığını vurgulayan Adem Fazlıoğlu, şöyle devam etti: “Uluslararası Adalet Divanı 2007 yılında verdiği soykırım kararına yeni deliller sunulduğu taktirde 10 yıl içinde davayı tekrar görebiliyor. Ancak şeklen başvuruyu doğru bulmadığı gerekçesiyle bunu reddetti. Buna rağmen verdiği karara da saygı duymamıştır. Radovan Karaçic ve Ratko Mladiç’i cezalandırdığına göre ‘Bosna Sırp Cumhuriyeti, Sırbistan ve Karadağ’a da ceza vermesi gerekirdi. Bunu yapmadı.”
Sessiz soykırım devam ediyor
Prof. Dr. Fazlıoğlu, bu insanlık suçunun yaralarının sarılması için “yüzleşme, tamirat, tazminat” şartlarının yerine getirilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları aktardı: “Hakikatler kabul edilmiyor, özür ve tazminat yok. Aksine soykırımı gerçekleştirenler kahraman ilan edildi ismi sokak ve caddeler verildi. Soykırıma katılanlar hâlâ devlet işlerinde çalışıyor. Cezalandırılmadı. Ders kitaplarında Sırpların soykırıma uğradığı anlatılıyor. Dolayısıyla Bosna’da ‘Sessiz Soykırım’ devam etmektedir.”
Bosna üniter bir devlet olmalı
Fazlıoğlu, tarihe kara leke olarak geçen bu soykırım utancının getirdiği travmaların tamir edilebilmesi için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Tüm Bosna’da yaşananlar Soykırım olarak kabul edilmeli. Sırbistan, mağdurlara ve Bosna Hersek devletine tazminat ödemelidir. Soykırıma katılanların tamamı ceza görmeli. Bosna Hersek Devleti’nin üniter bir devlet olarak ekonomik yapılanması sağlanmalı, uluslararası toplum üzerine düşen görevi yapmalıdır. Sırplar ele geçirdikleri Boşnaklara ait toprakları sahiplerine geri vermeli. Bosna AB ve NATO şemsiyesi içine girmelidir.”