Laikliğin sembolü haline getirilmek istenen alkol, yine gündemde. İstanbul Valiliğinin alkol satışı ve kullanım alanları ile kaymakamlık ve belediyelere gönderdiği hatırlatma genelgesini “şeriat geliyor” yaygarasıyla karşılayan sarhoş zihniyetin dünyadan haberi yok. Alkol satış ve kullanım alanlarına ilişkin uygulama yükümlülüklerinin yerine getirilmesini düzenleyen 8.6.1942 tarihli ve 4250 sayılı kanunu çerçevesinde yapılan valilik hatırlatmasını, “seküler yaşam biçimine müdahale” şeklinde lanse eden laikçi yobazların ilham kaynağı olan Batılı ülkeler, gençleri ve toplumu korumak adına içki tüketimine sınırlama getiriyor. Alkolün insana ve çevreye verdiği zararla mücadele eden başta Amerika ve İngiltere olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde alkol yasağı uygulanıyor.

Batı sokakta içki tüketmiyor

Valilik genelgesini “dinci, gerici hamle” diye yaftalayan ayyaşların maskesini düşürecek ve “Bu ülkelere de mi şeriat geliyor” sorusuna yol açacak örneklerden bazıları:

Amerika’da yasal içki kullanma yaş sınırı 21’dir, küçük birine içki verilmesi suçtur. Kamuya açık alanlarda içki içen, sarhoş dolaşan ve alkollü araç kullananlar kesinlikle cezalandırılır. Ayrıca araç içerisinde açılmış içki şişesi bulundurmak da yasaktır.

İngiltere’de sokakta içki içmek ve devlete ait televizyon kanallarında içki reklamı yapılması yasaktır. Barın önüne sigara içmek için çıkıldığında içki içerde bırakılıyor.

Almanya’da ise sokakta içki içenlere para cezası uygulanıyor. Toplu taşıma araçlarına içkili binmek de yasak.

Finlandiya, İsveç ve Norveç’te marketlerde yüzde 3,5 oranından fazla alkol içeren içkilerin satılması yasak.

Finlandiya, İsveç ve Norveç’te yüksek alkollü içkiler için 20 yaş sınırı uygulanıyor.

Finlandiya’da 18.00- 09.00 arası ve pazar günleri alkol satışı yapılmıyor.

Norveç’te Pazartesi-Çarşamba 10.00-17.00, Perşembe-Cuma 10.00- 18.00, Cumartesi 10.00- 15.00 arası içki satışı yapılabiliyor. Pazarları ise içki satışı yasak.

İsveç’te 19.00-10.00 arası alkol satışı yapılmıyor. Cumartesi 15.00’e kadar, pazar günleri ise tüm gün alkol satışı yasak.

Fransa’da saat 21:00-05:00 arasında sokakta içki içmek kanunen suç. İçki firmaları konser, spor müsabakası, festival vb. organizasyonlara sponsor olabiliyorlar fakat tam isimlerini kullanamıyorlar.

Hollanda’da sokakta içki içmek yasak.

İspanya’da da saat 23:00’ten sonra marketlerde içki satışı bitiyor.

Yunanistan’da ise 18 yaşından küçüklere içki satışı yapılmıyor.

Litvanya’da sokakta içmek yasak, 22:00’den sonra marketlerde satış yasak.

Finlandiya, İsveç ve Norveç’te, marketlerde yüzde 3,5 oranından fazla alkol içeren içkilerin satılması yasak.

İçkinin su gibi tüketildiği Rusya’da bile sokakta içki içmek yasak. Saat 3:00’ten sonra yüzde 5’ten fazla alkol içeren içkilerin marketlerde satışı bitiyor.

Kanada’da da sokakta içki içmek yasak. Yüksek alkollü içkiler sadece içki marketlerinde satılıyor.

İçmeyenin özgürlüğü söz konusu

Akit’e konuşan Mavi Ay Derneği Başkanı Hasan Bayraktar, şunları dile getirdi: “Valiliğin kararını yerinde buluyorum. Parklarda ve kamuya açık alanlarda alkol tüketilmemesi lazım. İçki içmek gerçekten çok kötü bir örnek. Halen 18 yaş altı çocuklara içki satışı yapabiliyor. Bunlara da dikkat edilmeli. Zaten bu yasa yeni değil. 1940’lı yıllardan beri var. Muhalefetin tavrını yanlış buluyorum. Valilik genelgesini linç haline getirmemeleri lazım. İçenlerin özgürlüğü kadar içmeyenlerin de özgürlüğü söz konusu. İnsanlar aileleriyle ve çocuklarıyla parklarda rahatça gezmeleri lazım. Dolayısıyla kimsenin yaşamına müdahale söz konusu değil.”

Bunların dertleri İslam diniyle

Avukat Yasemin Küçükkaya ise şunları söyledi: “Çok temel bir ilke var, bir başkasının özgürlüğü başladığı yerde sizinki biter. Çocuklar oyun oynarken, diğer taraftan masa kurup içki içen insanlarla muhatap olmak zorunda kalıyoruz. Aileyi, çocukları ve hukuku gözettiğinizde, bu çok yerinde bir genelge. Bu genelge İslami refleksle olmasa dahi bu güruh İslam ile uyumlu olan her şeye karşı çıkıyor. Bu bir ihtiyaçtan, insanların ve ailelerin şikâyetinden ortaya çıkmış bir düzenleme. Fakat İslami düzenle uyumlu olduğu için onların alerjisi buradan geliyor. Çünkü malum zihniyetin bütün refleksleri anti-İslam üzerine. O yüzden şaşırtıcı değil.”